5 entry daha
  • son zamanlarda en cok izlemeyi istedigim flimlerin basinda geliyordu. belki de kendi capinda amator bir dagci olmam sebebiyle bir insanin kendini bulmak icin dogaya basvurmasi fikri cekici gelmisti. aslinda cogu dagcinin ve uzak dogu felsefesine inananlarin dagi ve dogayi sevmesinin en buyuk sebebi de dogadaki yalnizligin insanin kendini dinlemesine firsat birakmasidir. meditasyonda dag tepelerinin onemli bir sembol olmasinin nedeni de mccanness’ in de kullandigi gibi bir arinma araci olarak gorulmeleridir. iste burada otisabi’nin belirttigi gibi hippilerin manasizligina inanmam ragmen, kendini daga tasa vurmanin insani bir nebze aritip kendini bulmasina yardimci olduguna inanmaktayim.

    diger yandan otisabi’ye katilacagim digger bir husus da sean penn’i cekimlerde basarili bulmamam. cok onemli bir sinema elestirmeni olmasam da, belki de beklentilerimin de yuksek olmasi sebebiyle, cekimleri boyle bir konu ve cografya icin zayif buldum. fakat filmin muziklerinin dort dortluk oldugunu dusunuyorum. eddie vedder’in “dead man walking” deki efsane kadronun ortaya cikardigi albumden sonraki belki de en iyi soundtracklerden birine imza atmis olabilecegine inaniyorum.

    filmde aklimda kalan iki nokta oldu. ilk olarak, kendini dogaya vurma olayi amerika’nin ortasindaki bu sacma duzluge gelmeden once yilda 10-15 gununu daglarda geciren biri icin uzak ama tanidik bi duygu. bu yuzden en sevdigim sahne de uzun sure sonra mccanness sehre geldiginde herseyin bulaniklasarak bir tek kendisinin net oldugu sahnedir. bu 4-5 gununu medeniyetten uzak geciren her insanin hissettigi bir duygudur. sehre indiginizde tek algilayabildiginiz anlamsiz bir telas ve kosusturmacadir. hatta o kadar ilginctir ki nigde de butun kafileyi karsidan karsiya gecmekte zorlanirken buluverirsiniz. aslinda kahramanizimizi tekrar dogaya iten duygu da tam olarak budur. uzun sure sonra los angelassa gelmistir ve hayatin kosusturmacasi onu dus bile almadan tekrardan uzaklasmaya itmistir.

    filmin digger incelenmesi gereken yerinin de sonu oldugunu dusunuyorum. acaba kahramanin sosyal yasama donmeyi istemesine sebep olan neden gercekten de “mutluluklar paylasildikca artar” dusuncesimidir yoksa acilarin, zorluklarin tek basina katlanilmasinin zorlugu mudur. belki de mccanness o bitkiyi yemeseydi, geri donmeyi bu kadar istemeyecekti. sonucta ailesine sarilmayi hayal etmesinin asil sebebi onlarla mutlulugunu paylasmayi istemekten cok, onlari siginilacak bir liman olarak gormesi de olabilir. anladigimiz kadariyla bundan onceki cektigi zorluklarda destekcisi ve sirdasi olarak kardesi yanindaydi, fakat tek basina gecirdigi o son gunler gec de olsa insanlarin neden sosyal bir varlik oldugunun anlamasina yol acmis olabilir. evet herkes bir bireydir ama kimse hayati tek basina karsilayamaz. kahramanimiz da bunu en zor yoldan anlamistir fakat artik cok gectir. benim film bittiginde aklimda kalan ise “mutluluklar paylasilinca gercektir” den cok
    “felaketler ancak paylasildikca katlanilabilir” olmustur. mccanness’in geri donmeyi bu kadar istemesinin altinda yatan asil gercegin de kendine itiraf edememsine ragmen bu olma olasiligi vardir.

    kisacasi "into the wild" benim bellegimde her insanin bir kere gormesi ve uzerinde en azindan bir 5 dakika dusunmesi gereken film olarak yerini almistir.
993 entry daha
hesabın var mı? giriş yap