6 entry daha
  • babamın zen budizmin ta kendisi olduğuna inandığı bir rahip kaplanlar ve çilek hikayesi vardır. rahip dağ çileği toplamaya bir tepeye çıkmış, bir ara bir çileğe el attığında bir de ne görsün etrafı kaplanlarla çevrili, o da oturmuş zevkle çileği yemiş... bana sorarsanız bu hikaye başka türlü felsefelerle de uyumlu bir hikaye, ve zen budizmle alakasız olması da olası kimi yerlerde...

    benim zen budizm hikayemse doktor kato'dan.
    doktora yeterlik sınavı sürecinde artık iyice kafayı yediğim bi anda, heralde, dedim ben bu amerikalılarla aynı şeylerden söz etmiyorum ve onlar da benim anlamadığım başla bi dalgadalar. anlıyorum sanıyorum problemler ondan çıkıyo, en iyisi okulun piskoloğuna falan gideyim.
    gittim de nitekim.

    danışma merkezindeki piskologlardan biri doktor kato -keyto deyorlardı o da kendine öyle diyodu- idi. kendisi bıyıklı bir japondu ve bana acilen ombudsmanı görmemi söyledi. yani sorun bende değildi ve tez hocamla yaşadığım araya ombusdsmanı sokacak kadar ciddiydi. sırf bu yönlendirme bile beni baya rahatlattı. ama bonus olarak bir de bana kendimi engellenmiş hissetiğimde bir tepe hayal etmemi, ona çıkmak içinse önüme çıkan engellere odaklanmamamı söyledi.

    böylece zen budizmi benim için tepe odaklı bir felsefe olarak perçinlendi. doktor keytoyu da bidaha bi yıl falan sonra sağolasın demeye uğradığımda bulamadım, biraz hayal ürünü gibi gelmeye başladı bana, zaten müfettiş klüzoonun sotelenmiş ketosunu da andırmakta adı. ama çileğin tadı iyi.
59 entry daha
hesabın var mı? giriş yap