40 entry daha
  • siddetin hicbir turunun mazur gorulecek tarafi yok, ve siddet oyle ya da boyle engellenmeli, gerekiyorsa cezalandirilmali. buraya kadarini soylemek, "evet tabii ki" demek kolay. ama uygulamaya gelince cesitli zorluklar cikiyor karsimiza. bu sabah kafami kurcalayan bu meseleyle ilgili kendimce biraz beyin firtinasi yapayim dedim. entrye kesin yargi degil dusunme egzersizi olarak bakiniz.

    birinci zorluk, neyin siddet oldugunu ve olmadigini tanimlamakta. "i know it when i see it"/"gordugumde bilirim" yaklasimi her zaman cozum olmuyor. birisinin baska birisinin uzerine cullanmis agzini yuzunu dagittigini gordugunuzde, "aa evet siddet uyguluyor" dersiniz tabii ki, ama bu kadar bariz olmayan durumlar da var. ozellikle psikolojik, ekonomik siddeti tanimlamak cok kolay degil. en guncel ornek olarak sevan nisanyan'in bir kavanoz bokunu verebiliriz. bazilari icin bariz esine karsi siddet uygulamis, bazilari icin "ya tabi hos bir hareket degil ama olmus iste", bazilari icin ise -neydi kendisinin kullandigi terim, unuttum simdi- disavurumcu jest miydi, ondan iste. bu gucluk mevcutken, bir seyin "siddet" uygulamasi olup omadigini bilemedigimizde, nasil tepki verecegiz, tepkimizin boyutunu nasil belirleyecegiz? bu bir sorun.

    ikinci zorluk siddetin mesrulugu. siddet her ne kadar hos bir sey olmasa da mesru oldugu, mazur gorulmesi gereken durumlar olabilir. "aa, olur mu canim?" diye kestirip atmadan dusunun, siz de kafanizdan hipotetik ornekler bulabilirsiniz. en barizi kendini savunma/mudafa*. mesela dusunun, bir odaya girdiniz ve adamin tekinin cirpinip duran bir kadini bileklerinden tutmus duvara yapistirmis oldugunu gordunuz, adam burnundan soluyor. hemen "hayvan adam, kadina siddet haa!" diye hincla dolmaniz mumkun. ama ya siz odaya girmeden on saniye once o kadin elindeki silahi adamin ensesine dayamis vaziyetteydiyse? adam siddet kullanarak kadinin elindeki silahi dusurtup, kadini duvara yapistirmis, kadin da hala "birak beni oldurecegim seni" diye cirpiniyor olabilir. olamaz mi? bence olabilir. kimse yemegi kotu yapti diye karisini doven, soruyu cozemedi diye ogrencisinin kulagini ceken, takimini yenen takimin taraftarina doner bicagiyla girisen insanlarin yaptiklarini mazur gormez, yapilanda bir mesruiyet aramaz ama kestirip atamayacagimiz, oturup sorgulamamiz gereken, belki mesru bulabilecegimiz siddet kullanimlari da olabilir.

    ucuncu zorluk ise bu siddet konusunun bugun kafami kurcalamasina sebep olan kisim: siddete verilecek tepkinin turu ve boyutu. siddete verilecek ilk tepki elimizden geldigince onu durdurmak ve engellemek olmali. ama iste dananin kuyrugu burada kopuyor: siddete siddetle karsilik verilir mi? mac cikisi kendi tarafindan birisine saldiranlara hoyda bre diye girisen holiganlari anlarim, gecerken omuz atan birine falcatayla dalan minik polat alemdarlari da anlarim, hakli bulmasam da icinde dusup kalktiklari siddet kulturu yuzunden onlardan obur yanaklarini cevirmelerini, affetmelerini, olayi konusarak halletmelerini, ya da ne bileyim bir merciye (karakol polis vs.) tasimalarini beklemiyorum. ama siddete karsi cikan, siddeti lanetleyen, siddete her turlu giydirip kufreden insanlar sonra kalkip siddeti uygulayanlara siddet uygulamak istediklerini soylediklerinde sasakaliyorum. nassi yanee? mesela atiyorum: pippa bacca tecavuze ugradi ve olduruldu, en uc derecede siddete maruz kaldi. cok tepki toplayan bir olaydi. tepkilerden bazilari "siddet bu, kadina siddet, siddete karsiyim, bu siddeti lanetliyorum. (vee ::drumroll::) bunu yapani evire cevire dovmeli, etinden et koparmali, taksimde sallandiracaksin ki..." ilk kismi ile ikinci kismi arasindaki tutarsizlik beni sorgulamaya itiyor: ya siddeti lanetlerken samimi degilsin, ya da siddetin sadece kendi istedigin bir turune tepkilisin (bence bu benim siddetim senin siddetinden daha mesru yaklasimi cok yanlis). evet adamin yaptigi buyuk adilik, evet cezalandirilmali, ama adama duydugun nefreti siddete kanalize etmek de seni onun gibi yapmaz mi? ne farkin kaldi adamdan? hani bastan o kadar siddeti lanetleyen humanist bariscil kus takilmasan "hee, bu da boyle bir insanmis" deyip gecmek mumkun, ama siddet kaka siddet kotu deyip de ardindan bunu yapanin agzini yuzunu dagitmak lazim, penisini kesmek lazim falan diye devam edersen bendeki tutarlilik sigortalari atiyor. [edit: (bkz: siddet cozum mudur konulu panelde adam dovmek) ehehe]

    siddete siddetle tepki vermede gizli bir kendini begenmislik de var (bkz: self righteous). siddeti uygulayana siddet uygulamak isteyenler hemen hakim olmus, davayi gormus, cezayi kesmis ve o cezayi bizzat uygulamaya hazirlar demektir. herhangi birinin hak ettigi cezaya sen mi karar vereceksin? hukuktu, yargiydi, emniyet ve adalet sistemleriydi bilmemneydi bosuna mi var? ha dersin ki onlara guvenmiyorum, o apayri bir mesele. ama bir toplum ve bir devlet kurmusuz, bir social contract var ortada, bunun bir parcasi da siddet gordugunde karsiligini kendin vermeye kalkismak yerine bu siddetin cezalandirilmasini devlete ve onun kurumlarina havale etmek. siddet kullanma hakkindan feragat edip devlete vermisiz onu cunku (machiavellimi ogreniyorum). herkes kendi adaletini gorup kendi siddetini uygulamaya kalksa ortam kaosa doner degil mi yani (devletsiz, zayif devletli, ic savas yasayan ulkelerdeki durum boyle boyle baslar). benim karisini doven adamin tasaklarini patlatmamla toplum cokmez demeyeceksin, herkes senin gibi dusunurse nic'olur onu dusuneceksin.

    suphesiz ki bu kendini begenmislik kimlikler, grup aidiyetleriyle alakali da olabiliyor: siddet iceren x eylemini yapan a grubundansa "polise havale edelim, hatta saliverelim gitsin nolcak" ama b grubundansa "verin ulan kendi ellerimle parcalayacagim, umugunu sikacagim, tutmayin beni". bu da bendeki tutarlilik sigortalarini attiran baska bir durum. adalet mi o da ne?

    neyse, beyin firtinam (adina el juez demek istiyorum) dindi. dagilin simdi, yoksa doverim (ha-ha!).

    edit: bir de su yeni ogrendigim alakali kavrama gonderme yapayim: (bkz: cyberbullying)(bkz: bully)
234 entry daha
hesabın var mı? giriş yap