21 entry daha
  • görsel sanat olarak sinema başlığı altında incelenebilenecek en iyi on filmden biri olan peter greenaway filmi. sinemanın doğuşundan bu yandan nedense hep edebiyata tiyatroya yazılı ve sözlü sanatlara meyl eden-meyl ettirilen sinema için bambaşka kulvarların da mümkün olacağını vurgulayan bir filmdir. zira başıdan sonuna kadar devam eden renk, mizansen, kostüm kombinasyonları zaten bir ressam olan greenaway'in resim heykel gibi plasik sanatlara yaptığı göndermelerdir. helen mirrenın rönesans kadınlarını andıran günümüz beğeni ölçülerinin dışındaki bedeni ise bunun en önemli göstergelerinden biridir. her sahne sanki klasik döneme öykünen bir tablo gibidir. batı resim kültürünün en büyük ilhamlarindan biri olan hristiyanlık da bol bol işlenmektedir el altından. filmin son sahnesindeki cannibalismde hıristiyan cemaatin isanın etini yiyip kanını içme sevdasına bir göndermedir diye düşünmeden edemiyorum. sonuç olarak sinema tarihinin başyapıt statüsüne konulacak filmlerindendir. tracking shotlari inanılmazdır, imdb ye göre restoranın yemek bölümü koridoru ve tuvaletleri sırasıyla sindirimin aşamalarını temsil etmektedir. bir deha ürünüdür her şeyiyle. on üzerinden ondur.
45 entry daha
hesabın var mı? giriş yap