2 entry daha
  • gecen yuzyilin shakespeare'si desek yeridir. daha dogrusu britanya'nin zebercet'i demek lazim. hatunsuz, parasiz, umutsuz, geleceksiz bir yazardir. siirden once roman yazmistir, sonra siire kaymistir. iyi de etmistir. kinglsey amis'in ve ted hughes'in siki dostudur. ayrica cok da veciz bir laf etmistir zamaninda. demistir ki, "olmak istediginiz hicbirsey olamadiginizda ve olmamak istediginiz herseyi olmamayi basardiginizda, yaptiginiz sey kutuphaneciliktir."

    yuksek pencereler

    sokakta genc bir cift gordum mu,
    tahmin edip oglanın kızı siktigini
    ve hap, diyafram turu bir sey kullandıgını kızın da,
    anlarim bunun o cennet oldugunu

    yaslı olan herkesin hayat boyu dusunu kurdugu:
    tum bag ve toreler itilmis bir yana
    modası gecmis bir bicerdover gibi
    ve herkes oturmus o uzun kaydıraga,

    kayıyor mutluluga doğru. acaba görenler beni de
    demisler midir kırk yıl önce bundan:
    "hayat diye buna denir iste!
    ne tanrı var artık, ne terlemek korkudan

    cehennemi filan dusunup, ne gerek saklamaya
    kendisinin nasıl gorundugunu rahipten:
    bunun kusagı oturup o uzun kaydıraga
    kayıp gidecekler kuslar gibi?" ve geliyor hemen

    sozcukler yerine goruntusu yuksek pencerelerin:
    camlar gunesi kavrayan
    ve onların ardındaki hava, mavi, derin
    hicbir sey barındırmayan, hicbir yerde olmayan ve sonu
    bulunmayan.
37 entry daha
hesabın var mı? giriş yap