8 entry daha
  • yıllar yılı ingiliz sömürgesi olmuş, şimdi de amerikan ve ingiliz üslerinin bulunduğu ve bu üslerdeki asker sayısının bahreyn'in toplam asker sayısına kafa tutabileceği, ezik büzük, ona buna sırtını dayayan siyasi yapıda bir devlettir. monarşiye geçilmiştir. gazetelerde emirin istemediği haberin çıkmadığı da bir gerçektir.

    avrupa ve amerikanın kıyı bankacılığı cenneti, arabistan'ın serbest bölgesi*,iran'ın gözüne koyduğu toprak parçası. (bahreyn'deki şiileri kullanarak karışıklık çıkarıyor)

    bahreyn' in simgesi inci. çok eski zamanlardan beri inci ekonominin önemli unsuru olmuş. daha sonra petrol bulunmuş ancak 2000 yılı itibariyle petrol üretimi çok azalmıştır.* şimdi kıyı bankacılığından kazanıyorlar.

    para çok yapacak iş yok o yüzden gün aşırı alışveriş merkezi açıyorlar. ben gittiğimde* seef mall diye biyer vardı, yeni açılmış ve moda olan. hemen karşısına kocaman başka bir alışveriş merkezi açılmak üzereydi.

    tarihi yerleri olarak iki adet kale, bir adet müze, bir adet ağaç* ve eski mezarlar vardır. mezarların özelliği yok, yığma toprak.

    çok koyu, muhallebi gibi salepleri var. bi de tea-nana dedikleri içine taze nane yaprağı konmuş çay* var ki olsa da içsem...

    güzel otelleri var. gezecek fazla bir yeri yok. iki tur atınca bitiyor.

    ingilizce bilmeden yemek siparişi bile veremiyorsunuz. araplar kendi aralarında bile ingilizce konuşuyorlar. arapça bilmek deva değil anlayacağınız.

    temizlik ve diğer vasıfsız işlere bakan koreli, etiyopyalı vs. insanlar var. bu vasıfsız işçilerin bahreyn'e gelmeleri için bir bahreyn'li sponsor bulmaları gerekiyor. daha sonra sponsorlarına borçlarını ödeyip azat buzat olabiliyorlar.

    herkes çöplerini yere atıyor ve sabah bir bakıyorsunuz ki her yer tertemiz. gece ortaya çıkan temizlikçiler her yeri tertemiz edip gündoğarken kayboluyorlar.

    polisler amerikalılara hiç bir şey yapamıyorlar. bi de suudlara... onun dışında her şey çok düzgün işliyor. trafik akışındaki kusursuzluk utandırıyor insanı. allahtan hafta sonu suudlar gelince arabayla kaldırımda filan gidiyorlar da biraz rahatlıyorsunuz.

    gece kulüplerinde ramazanda bile deli gibi içebiliyorsunuz...

    yarı çıplak gezen bi ingiliz de, yanından geçen kara çarşaflı, eldivenli, peçeli hatun da birbirlerinden rahatsız olmuyorlar. kimse kimseye karışmıyor. ne güzel diyorsunuz ama işin aslı şu ki orası fiilen bi sömürge ve amerikalının, ingilizin kılına bile dokunamadıkları için oluyor bunlar.

    hatunları sırf göz makyajı ve bakışlarıyla koca buluyorlarmış ve emin olun güzelim ingiliz hatunları yerine peceli bi tane secerdim orda yaşıyor olsam. allam bu kadar mı güzel gözler ve bakışlar olabilir?

    küçük amerika o yüzden de standart amerikalı yaklaşımıyla delirtiyorlar sizi. gidip menu alıyorsunuz kola yerine su verin diyorsunuz ve sizden ek para istiyorlar. oha diyorsun yarım litre kola yerine bi bardak su vereceksin, su kolanın 3te1 fiyatı görünüyor listede diyorsun. olmaz diyorlar. o kadar amerikalı ki yağmur mazgalları bile amerikan malı.

    (bkz: us navy bahrain support activity)
166 entry daha
hesabın var mı? giriş yap