9 entry daha
  • bundan yaklaşık olarak 10 yıl falan önceydi. evde ailecek oturmuş televizyondaki programları izliyor ve zamping yapıyorduk. her neyse, sonra star tv'de 'stargate' (yıldız geçidi) adında bir film başladı. filmin konusu ben gibi bir eski mısır uygarlığı sevdalısı için harikulade ilgi çekici ve ilginçti. belki de sırf bu yüzden oturup filmi büyük bir zevkle ve merakla izlemeye koyuldum. film zaten gizemli bir konuyu temel aldığından başlar başlamaz beni ekrana kilitlemeyi başarmıştı.

    film tüm kusursuzluğuyla sürüp giderken birden ra rolünde ki o kadınsı ve acayip derecede zerafet dolu kişi çıkıverdi ortaya. o zamanlar bu kişinin adının jaye davidson olduğunu bile bilmiyordum; ama ondan tuhaf bir biçimde de etkilenmiştim. sanki gizemli bir güç beni o'na çekiyordu. bu gizemli gücün ne olduğunu üstünden yıllar geçmesine rağmen hala anlamış değilim.

    film bitmiş ve ben öylece ekrana bakakalmıştım. film biter bitmez tv kanalı reklam kuşağına geçmiş ve filmde kimlerin oynadığını öğrenememiştim. o zamanlar internet ve sanal alem konusunda pek bilgili olmadığım için bir internet cafeye gidip kimmiş bu ra diye araştırmayı da hiç akıl edememiştim.

    bu bende o zamanlar acayip bir takıntı olmuştu. sürekli stargate'deki ra'yı düşünüyor ve düşlüyordum. ne kadar da kusursuz bir insandı. ben o'nu yeryüzünde gördüğüm en etkileyici yüze ve kişiliğe sahip insan olarak nitelendiriyorum. jaye davidson'ın bende ki yansıması inanılmaz derecede gizemli ve ilginçtir.

    sonra bu filmi izlememin üstünden bir kaç gün geçmişti. her zamanki filmcime uğrayıp ona "sende stargate (yıldız geçidi) adında bir film var mı?" diye sorduğumda "evet" yanıtını almıştım ve dünyalar sanki benim oluvermişti. ama film şu anda yanında olmadığı için "sana yarın getireyim" demişti. "o filmi bana bul getir de, ne zaman getirirsen getir" yanıtını verip huzur ve anlatılmaz bir sevinçle evimin yolunu tutmuştum.

    sabaha kadar heyecandan uyuyamamıştım. neyse, sabah olup ben filmcime gittiğimde kötü bir yanıt aldım: 'filmi unuttum ya, yarın söz getiririm." ee çaresiz bir şey diyemiyorsun o an. yarın gittiğimde yine unuttuğunu söylemesi ise tam bir hayal kırıklığıydı. bu şekilde tam bir hafta beni üzmüştü ama sonunda filmi getirip teslim etti. işte o an bir hafta boyunca çektiğim acılardan eser dahi kalmamıştı bende.

    hemen eve gidip filmi izlemeye koyulduğumda tv'de izlerken içimdeki o tuhaf duygu yine ortaya çıkıvermişti ki söz konusu filmi izlerken hala o duyguya kapılıyorum. bu filmin benim için önemi güzel ya da ilgi çekici bir film olmasından ziyade, içinde jaye davidson'ı barındırmasıydı. ona bakarken anlatamayacağım duygularla yoğruluyordu içim. filmi bu hisler eşliğinde izleyip bitirdiğimde, filmde rol alan oyuncuların listesi yukardan aşağı doğru akmaya başlamıştı.

    ve... ra: jaye davidson...

    işte onun adını öğrenmiştim sonunda. beni böylesine kendine bağlayan kişinin adı jaye davidson'dı. bu ad ve soyad o'na ne kadar da yakışıyordu...
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap