7 entry daha
  • vefa, unkapanı ve eminönü'nün kesişiminde bulunan üçüncü sınıf otellerin, bekar odalarının, ucuz amele lokantalarının olduğu kaybedenler semtidir. dibine kadar istanbul'u çekerken içinize, doğulu ailelerin eski istanbullulardan ödün[ç]aldığı tarihi izbe evlerden esrar kokuları gelir burnunuza. kaldırımlarından fakirlik ve sarhoşluk sızar. her köşe başında bir tekel bayii, içinde yüreğini içkiyle soğutanlar, sokakbaşlarında birkaç bitirim ağır romanı sahneler sanki. hapçıların, tinercilerin, hırsızların ve üç kuruşa sabahtan akşama kadar it gibi çalıştırılan anadoludan gelmiş işçilerin birarada yaşadığı hanları, kıdemli fahişelerin ve üçüncü sınıf pavyon yosmalarının öfkeli yüzleri ve en doğal halleriyle hayata karıştığı bu yer, o eski, yenilmiş, kaybetmiş istanbul. caddesinden herhangi bir yabancı gibi geçip yurtlarına veya bekar evlerine gitmekte olan öğrenciler de muhtemelen yolunu kaybedip gelen turistler kadar turist kalırlar o yere. içlerinde sıla hasretiyle hemşehri kahvehanelerini dolduran gençler, kumar stajlarını da burda yapar. ve sadece burda çalınır karakolun karşısındaki dükkandan kıymetli eşyalar. ve sadece burda içebilisiniz nişantaşında satılan bir küçük su fiyatına ezogelin çorbasını. şarabın en ucuzu da burdadır, hayatın en ucuzu da. ucuz da olsa hayat, arkanı kollayarak yürümek zorunda olsan da gece yarıları, yaşarsın ve yaşadığını hissedersin bu fakir, suskun ama asi yerde.
16 entry daha
hesabın var mı? giriş yap