9 entry daha
  • yaklaşık iki yüz sayfası adeta tek oturuşta geçildikten ve son cümlesi olan «düşteydim sanki..." de okunduktan sonra, fyodor mihailoviç dostoyevski'yi 1849'da tutuklayıp sürgüne göndererek bu romanı tamamlamasına engel olan güçlere lanet ettirebilecek bir kitap.

    belki dostoyevski'nin de daha sonra yazdıklarında belirttiği gibi, tamamlanmış "netoçka nezvanova" asla bütünlüklü ve güzel bir roman olamayacaktı. ki, dostoyevski, günümüze ulaştığı kadarıyla "netoçka nezvanova"yı tam bir amatör işi olarak görüyordu. bu yüzden sürgün sonrasında bu romanı tamamlamayı hiç istemedi. fakat insan, yarım hali böylesi doyurucu olan bir eserin tamamlandığında nereye varabileceğini merak etmeden de edemiyor.

    ayrıca, romanın henüz ilk bölümünde, sanatın herhangi bir dalıyla "sanatçı" olarak uğraşmaya başlamış, ve yüklendiği yükün ne denli ağır olduğunu çok geçmeden fark edip vazgeçme aşamasına gelmişleri anında yüreklendirecek harika bir tirat vardır. bu tirat, kemancı b tarafından netoçka nezvanova'nın babası yefimov'a karşı atılmıştır.

    sözünü ettiklerimi buraya aktarmak da isterdim, lakin evvelinde yaşananları, yani bağlamı bilmenin, tiradı kavramak için elzem olduğunu düşünüyorum. yada o derin olduğu kadar uzun da olan tiradı tamamen yazamayacak kadar yorgunum ve «yorgunum»dan daha iyi bir bahane bulmak için çabalıyorum.

    her halükarda, pasajlarla tanıtılmaktansa, salt işaret edilmesi gereken bir kitap bu. ben böyle olduğuna inanıyorum. kitabı okumamın üzerinden geçen yaklaşık beş ayda bu inancım daha da arttı hem.
29 entry daha
hesabın var mı? giriş yap