5 entry daha
  • devrim bir anda yaşanan, olan biten bir şey değil, bir süreçtir der tocqueville. muhtemelen başkaları da söylemiştir, benim bildiğim sadece odur.
    helak olmak da benim için kadim hikayelerden dinlediğimiz bir anda yaşanan, kıyamet gibi bir şeydi. neticede yalnızlık mesela yüzyıllık olurdu da helak olmak gibi bir şey öyle sürmezdi, yaşanır, ölünür ve biterdi. şimdi düşünüyorum da işin aslı öyle değilmiş. ne yazık ki helak olmak da yüzyıllık olabiliyor, yalnızlık gibi sürebiliyor, devrimcileyin bir süreci ifade ediyormuş. biz helak oluyoruz.
    hiçbir merhumun adını anmayacağım, isimlerini sadece kirlettiğimizi düşünüyorum. bir ölüme üzülürken diğerine oh olsun demeyi, biz evvellerden beri biliyoruz aslında, doğduğumdan beri bu ülkenin uzak bir köşesinde (uzak demem, benim bulunduğum mevkiye göredir) savaş var, asker-terörist ayrımı, birini yüceltirken diğerini hakir görmek kalabalıkları ayakta tutan en önemli şey ne de olsa. ama bunca dilinde vicdan olan, bunca özgürlükten ve adaletten dem vuran, biz, yani hepimiz, dün gece öyle güzel döktük ki pisliğimizi ortaya, artık biraz kendimizden nefret etmemiz gerekiyor. normalde de tabii ki bir ölüme ağlayıp diğerini önemsiz görenler vardı, ama sosyal medya sağolsun ve zamanlamalar sağolsun, bir gün içinde o vicdanlı, o merhametli, o ana yürekli bizlerin nasıl aşağılıklar olduğumuz kendi söylemlerimizle ortaya çıktı. şecaat arz ederken merdi kıpti sirkatin söyler ne kadar isabetli bir tespitmiş meğer. kendi cümlelerimizle ortaya döktük aynı bokun laciverdi olduğumuzu, bir kez daha. tabii ki ilk kez değil, ya ne olacağıdı. ama ilk kez böyle ard arda belki. dün ağlayanlar bugün ağlamazken, dün ağlamayanlar bugün ağlar oldu. yok ama aslında hepimiz vicdanlı, merhametli insanlarız.
    bu nasıl bir pislik yarabbim. paçalarımızdan akıyor samimiyetsizliğimiz, katılaşmış kalplerimiz, ağzımızdan salyalar akıyor resmen ve hala, inanılmaz bir şey ki hala, kendimizi pür-i pak görüyoruz. bence işte bu yüzden. ölümler yüzünden değil, ölümlerin ardından ortaya koyduğumuz tavırlar yüzünden, ikiyüzlülüğümüz ve leşliğimiz yüzünden. helak oluyoruz.
    oysa bu en başından belliydi. kimse lilja 4 ever'ı izlediğinde kendini suçlu hissetmiyor, herkes sapık adamları suçluyordu. herkes yanı başında yaşanan rezilliklere, yaşandıklarını adı gibi bildiği halde, susuyor, görmezden geliyor, ama herhangi bir rezilliğe kalabalıklar olarak tepki verince - ki genelde sadece laftadır - kendisini duyarlı, vicdanlı, merhametli hissediyordu. biz helak olmayacaktık da kim olacaktı?
    oysa bir ölümün ardından için çıkana kadar ağlayarak kendini merhametli hissetmek ne kolaydır. hele de bu ağlamana kalabalıklar destek veriyorsa. ben de işte herkesin karşıt grubu suçladığı ve kendini dünyanın en merhametli insanı ilan ettiği şu günlerde, her zamanki gibi kendilerinden nasıl bu denli emin olabildiklerine hayret ediyorum. polis insanları "terörist" diye ötekileştirerek öldürüyor. kalabalık gruplar insanları "faşist" diye ötekileştirerek öldürüyor. neticede polis ve kalabalıklar bi şekilde yaşıyor yani, olan aralardan birkaç kişiye oluyor, onlar şey, ölüyor.
    artık vicdan ve merhamet kelimelerini dile getirmekten korkuyorum. zaten hayatım boyunca asla kendimi vicdanlı, merhametli diye tanımlayacak kadar iddialı olamadım, ama özellikle dün geceden itibaren daha çok korkuyorum. çünkü değilim. siz de değilsiniz.
    samimiyetin ve vicdanın ve dahi ölümün anlamını kaybettiği, kendi ellerimizle kendi acılarımızı kirlettiğimiz, birbirimizin kanını iştahla içmeye hazır olduğumuz şu günlerde benimki tarihe not düşme çabası. biz helak oluyoruz, siz, sonraki insanlar, dilerim siz olmazsınız.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap