dühan
-
eğer “büyük kıyamet” olarak tefsir edersek, bu takdirde dumandan
maksat benlik perdesi olur. çünkü vahdet nurunun zuhur ettiği esnada
nefsin azması sonucu benlik perdesi insanların üzerini kapatır. nefsin
azmasının sebebi de rablik sıfatlarını aşırmasıdır.
bir sebebi de her şeyi mübah kılan cem gününün sarhoşluğunun galip gelmesidir.
çünkü bu, arz menşeli nefsin bir kalıntısıdır. ki vahdet nuruyla letafet kazanır ve
ruh semasının getirdiği müşahede mahalline yükselir. çünkü
nurlandırmak suretiyle onun üzerinde tesir bırakır. ki aşk ateşiyle
tamamen yanmış değildir. sadece arınmış, letafet kespetmiş ve
yükselmiştir.
hakiki imanla inanmış, istidadı tam, seven ve muhabbeti baskın
olan mümine gelince, bu duman ona nezle benzeri bir tesir bırakır. yani
bir tür sarhoşluk.
nitekim ebu yezid (bayezid-i bestami) bu sarhoşluk
esnasında “subhani ma a’zeme’ş şe’ni” (kendimi tenzih ederim, şanım
ne yücedir) demiştir. hüseyin b. mansur (hallac) da bu sarhoşluk içinde
iken “ene’l hak” (ben hakk’ım) demiştir.
ama müminin bu sarhoşluğu kısa süre sonra ortadan kalkar.
çünkü ilahi inayete ziyadesiyle mazhardır. fıtri istidadı son derece güçlüdür.
hakiki sevgisi çok şiddetlidir. hemen kendine gelir. bundan dolayı büyük bir acı ve azap
çeker. cem aynında yok olup silinmeye büyük bir özlem duyar ve “bu
elem verici bir azaptır” der. sırf yokluğu, fenayı ister.
hallac’ın (kuddise sirruh) dediği gibi:
benimle senin aramızda “ ben” var; benimle çekişen
lûtfunla kaldır “ ben” i aradan
yalvarış ve muhtaçlık lisanıyla yakarır: “rabbimiz! bizden azabı
kaldır. doğrusu biz artık inanıyoruz.”
(muhyiddin-i arabi, tevilat-ı kuran)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap