7 entry daha
  • oyunları gittikçe seyirci kaybeden ve israf konusundaki çabaları hayretle izlenen güzide kurumumuz. geçen yıl sabah gazetesinde çıkan haberde, çoğu oyuncusu “bankamatik sanatçı” olmakla suçlanmıştır. nedir bankamatik sanatçı, en az üç yıldır hiçbir oyunda oynamayan buna rağmen maaş+prim+ikramiye alan atıl insan. peki bu sene yapılan atamalara bakalım ankara’dan istanbul’a tayin olan 50 küsur oyuncu. oynanan oyunlar iki – üç kişilik oyunlar. yani zaten kadrosunun çoğunluğu boş oturan istanbul devlet tiyatrosu kadrosunu şişirerek daha çok “bankamatik sanatçı!” yaratmak. öncelikle şunun bilinmesi gerekir ki eğer bir yönetmen, bir oyuncuyu o sene oyununun kadrosuna yazarsa oyuncunun bunu reddetme şansı yoktur. yani kimsenin keyfi olarak “efendim bu oyunu sevmedim ben, oy oy ezberimde ne kadar çokmuş, bir kaç tane güzel balerin kız oynamazsa ben oynamam” tarzı bahanelerle verilen rolu reddetme sansı yoktur. ee simdi kadrosunda onlarca oyuncu bulunurken, iki üç kişilik oyunlar koyan, kadrosunu şişiren yönetim mi suçlu yoksa kendine görev verilmeyen sanatçılar mı?
    peki ne yapabilir oyuncular kendisi bir oyun yazabilir veya sahneleyebilir. ama bütün aktör ya da aktrislerin böyle bir yeteneği olması beklenemez.
    düşünüyorum son senelerde izlemeye çalıştığım oyunlardan aklımda kalan, beni etkileyen veya medyada sesini duyuran bir eser yok. zaten oyuncuların, sahnede bir sanat icra etmekten ziyade görevini yapan bir memur gibi davrandıkları belli oluyor. ne yazık ki devlet tiyatroları oyuncularının çoğu verilen komik maaşla ayakta kalmaya çalışan, geçinmek uğruna prensiplerinden vazgeçip abuk subuk projelerde iş yapmaya çalışan insanlar olmuşlar, ölmüşler ağlayanları yok. tabii ki zevklerin ve renklerin tartışalamayacağı ve benim sergilenen bütün oyunları izlemedeğim aşikar sadece umuyorum insanların beğendiği oyunlar halen gösterimdedir diye. gerçi gittikçe azalan seyirci sayısı çok da haksız olmadığımı gösteriyor. ne yazık ki yıllardır aynı oyunlar döne döne tekrar sahnelenmekte, nejat uygur,levent kırca tiyatrosu tarzı oyunlarla seyirci cekilmeye çalışılmakta. sanat sanat için mi toplum için mi tartışıladursun üzülerek görülen şey; aman halk cahil, mankenli türkücülü diziler aldı yürüyor, iyi bir oyun sahnelesek ne olacak mantığı.
    oyunlarda izliyoruz genç kız , genç erkek rollerini artık 30 yaşına gelmiş oyuncular oynuyor, oynamaya çalışıyor. bize de düşünmek kalıyor her yıl konservatuardan mezun olan yüzlerce genç nereye gidiyor. tamam belli bir çoğunluğunun hedefi “meşhur!” olmak, çok “makara!” bol ünlülü dizilerde oynayıp cripsde izledeğimiz hayatları yaşamak . ama yeni mezun olmuş idealleri olan, tiyatroyu seven gençlerimiz kalmadıysa ki buna inanmıyorum gelin hep beraber biiir ikiii üç ah memleketim vah memleketim. devlet tiyatroları yaklaşık iki yılda bir oyuncu alır o da üç dört kişiyi geçmez aa bir de tanıdık bir kelime geldi yine aklıma “torpil”. alınan yeni mezunlar bölge tiyatrolarına gönderilir eğer şansları varsa 30lu yaşlarına geldiklerinde büyükşehirlerden birine gelip genç rolü oynarlar.
    bu yazdıklarımın çoğu istanbul’u kast ediyor olsa da bölge tiyatrolarında bu mantıkla yönetilen bir kurumun çok farklı olduğuna inanmıyorum. tiyatroyu seven, kaliteli eserler izlemek isteyen insanlara, dedeler gibi “hiyehh hey eski günlerde...” tarzı yazılar yazdıran zihniyete selam ediyorum.
367 entry daha
hesabın var mı? giriş yap