4 entry daha
  • şimdi rüzgâr, balkondaki duruşumda yüzümdeki hüznün fotoğrafını sana getirse bile, buradan fısıldar gibi söylediğim detone şarkılarım o hüznü gölgeleyecek. ben ne çok vakit kör dulalarla gelmek istedimse de sana, beceremedim. hep bir belgesellik hikaye geldi gözlerimin önüne. bir fil yavrusunu yıkıyor, yada bir penguen suda hız denemeleri yapıyor, duam aklımdan uçup gidiyor. alakasız şeylerle algılarım dağınık sana mimlenmek isterken böylece kapının çalmasını beklerken, bu alakasızlıklarla zile basmadan geri dönüyorsun. yorgunsun, işin çok, çalışıyorsun, çalışman lazım. elimden bir şey gelmiyor. eşi olmayan bir hikaye bulamadım henüz. gelip bir benden dinlemek istesen, desen “ya o hikayeyi anlatsana gene ya” ben de her defasında cazibesini kaybeder endişesi taşımadan değiştirmeden hiç biryerini, anlatsam bir tek sana anlattığımı..
    “o adam kırk yaşında yaşlanacağını bilmiyordu”
35 entry daha
hesabın var mı? giriş yap