bilgisizlik

• bir konu hakkında yeterli bilgi donanımına sahip olamamaktan kaynaklanan durum.
  aşılması gereken bir durum.
  bilgi kapısını hiç zorlamayanların içinde olduğu durum.
  halbuki ufak bir aralansa o kapı silsile halinde bütün bilgiler birbirini takip edecek.
  bir örnek olayla bilgisizlik kavramını daha yakından ele alalım. 6-7 yaşlarında bir çocukken deniz kenarında oturur elime küçük bir taş parçası alır denize atardım. suya düşer düşmez o küçük taş parçası denizin dibini boylardı. elime bir taş daha alırdım. karşıdan koskoca bir yat geçerdi. o koskoca yat batmaz suyun üzerinde hızlıca ilerlerdi. hayret ederdim, bir elimdeki taşa bakardım bir de karşıdan geçen koca yata. şu küçücük taş denizin dibini boylarken nasıl olur da o koskoca alet denizin üstünde yüzerdi. düşünür dururdum anlam veremediğim için de imkansız bir durumun gerçekleşmesini hayretle izlerdim. aylarca bunu merak ettim durdum ta ki özkütle kavramını öğrenene kadar. özkütle kavramı ile maddelerin ağırlığının değil hacmine oranla ağırlığının yani yoğunluğunun önemli olduğunu öğrendim. aydınlanmıştım.
  genel olarak insanlık benim 6-7 yaşımdaki halim gibi. o çocuk gibi. karşımıza çıkan bir olayı bilgisizliğimizden kaynaklı mantıklı bir zeminde değerlendiremediğimiz an afallıyoruz, ya o olayı mantıksızca değerlendiriyoruz ya da olayın gerçekliğine imkan veremiyoruz. evrenin sonsuzluğu kavramını açıklayamadığımız için daha doğrusu sonsuzluk kavramını açıklayamadığımız için kendimizce komplo teorileri üretiyoruz. ya aslında hiç yoksak, ya bu dünya bir halüsinasyonsa, biz gerçek miyiz, biz var mıyız gibi sorular soruyoruz. bu sorulara da cevap veremiyoruz. oysa maddenin özkütlesi o küçük çocuğa nasıl küçücük bir taşın denizde batıp koskoca yatın batmayacağını mantıklı bir zeminde açıkladıysa evrenin de ''özkütlesi'' gibi ya da adı her ne olacaksa o kavram bize her şeyi açıklayacak.