8 entry daha
  • deniz kıyısındaki sultan camilerinin en görkemlisi ve istanbul liman panoramasının temel öğesi olan yeni cami ve ondan biraz sonra başlayan sultan ahmed camii, sinan’ın halifeleri olan davud ve mehmed ağaların, ustalarının şehzade camii ile başlayan sultan camii kariyerini yineleme isteklerinin tanıklarıdır.

    xvi. yy. ın sonunda murad iii. öldüğünde oğlu mehmed iii. tahta çıkmıştır. mehmed iii. ‘ ün cülusundan üç sene sonra validesi safiye sultan bir cami inşasına karar verdi. bu caminin inşası için bahçekapısı civarı seçildi.o devirde eminönü’nden sirkeciye kadar olan sahilde gümrüğe ve limana yakınlığı nedeni ile ticaret alanı ve yahudi ile hıristiyan mahalleleri vardı.

    camiinin inşa sınırları içerisinde yahudilerin kendilerine mahsus bir sinagogları ayrıca bizans zamanından kalma bir de kilise mevcuttu. caminin inşaası için bir çok evin iki misli bedel ile istimlak edilmesi, kilise ile sinagogun yıktırılması, fakat buna karşılık harap bir sinagog ile kilisenin onarılması gerekiyordu. caminin temelleri atılmak üzere mimarlığa mimarbaşı davud ağa, nazırlığa hadım hasan paşa , mutemetliğe kasım voyvoda tayin oldu. caminin inşa edileceği arsa üzerindeki evler yıktırıldı, fakat bedelleri bazı mal sahiplerine verilmedi. bunun üzerine bina emini azledilerek yerine dergahi ali kapıcılarından kara mehmed ağa tayin oldu. caminin temeli l597’de atıldı. caminin inşaat sahası dolma bir arazi olduğundan temel çukurlarından su çıkmaya başlamıştır. selaniki ‘ye göre ‘ sahili bahirde dağ eteği mahal olmakla leylü nehar tulumbalarla değirmen döndürecek kadar mebzul su boşaltılıyordu. bu müşkül karşısında mimarı zaman davut ağa vüzeraya lebi deryada böyle düşvar azimülbünyane temel bırakılmamıştır , acip eseri has olup nümunei devran olacaktır ‘ diyerek mimar sinan ‘ın büyük çekmece köprüsünde yaptığı gibi büyük kazıklar çaktırıp, kazıkların başlarını kurşun kuşaklarla birleştirerek binanın temel taşlarını bu tabanlara oturtarak özel bir radye oluşturdu. ahmed refik ‘in türk mimarları ve alimler ve sanatkarlar adlı eserinde belirttiğine göre davud ağa , caminin inşaatına büyük bir faaliyetle devam etti. rodos ‘tan taşlar getirtildi. bina bir zira ( 75 – 90 cm ) kadar çıkınca hisar kulesi üzerine minare yeri belirlendi. minare bir şerefe çıkınca ramazanda kandiller yakılarak , eminönü ‘nde ik de han yapıldı. hayrat için cami yakınlarına sular getirtildi. caminin inşaatı bitmeden medreselerinde ders verecek hocalar belirlenmişti. ‘cümlelerinden anlaşıldığına göre safiye sultan ‘ın emri ile davud ağa tarafından inşaasına başlanılan külliyenin yapı programında medreseler de var idi. temel atma merasiminden sekiz ay sonra bina emini mehmed ağa ‘nın hıristiyanlar ‘a yeni bir kilise yapma izni verdiği , fakat evlerinin istimlak bedelini vermediği ortaya çıkınca şeyhülislam sunullah efendi bunları bir tezkere ile valide sultana bildirmiştir. safiye sultan bunun üzerine kara mehmed ağa ‘yı azlederek bina eminliğine kapıcılar kethüdası nasuh ağa ‘yı tayin etmiştir.
    eski saray’a gönderilen safiye sultan’ın camii inşaatı da yarıda kalmış, o yıllarda istanbul ‘da başlayan veba salgını sonucu mimarbaşı davud ağa da hayatını kaybetmiştir. bunun üzerine su yolu nazırı mimar dalgıç ahmed çavuş mimarlığa ve caminin inşaatına memur edildi. ( 1598 ) 1603 yılında mehmed iii ‘ün ölümü ve onu takiben valide safiye sultan ‘ın eski saraya gönderildikten bir süre sonra ölümü binanın yarım kalmasına sebep oldu. yeni padişah bu camiye sahip çıkmayarak, kendisine sultanahmet’te yeni bir cami yaptırmaya başladıktan sonra da yeni cami kendi haline terk edilmiştir. caminin 1603’e kadar ne kadarının yapılmış olduğu konusu pek açık değildir. evliya çelebi, kubbe taşıyan kemerlere kadar çıktığını ve tamamlanmadan kaldığı için “zulmiyye” diye anıldığını yazar.bina kaynaklara göre ilk pencere taklarına kadar yükselmişti. inşaatın yarım kalması sonucu , yahudi evleri tekrar yenibahçe ‘de bir mahalle oluşturmaya başlamıştır. 1660 yılında istanbul ‘u etkileyen büyük yangın , yenibahçe ve civarını da etkileyerek yeni cami ‘yi de hasara uğratmıştır.
    yangın sonrasında, istanbul halkına yardım için yangın yerlerini gezen mehmed iv. ‘ün annesi valide turhan sultan , caminin yarım bırakılmış duvarlarına rastlamıştır. o sıralarda bir cami inşa ettirmek isteyen valide sultan ‘a depremden dolayı hasar gören cerrah mehmed paşa önerilmiştir. mimar mustafa ağa valide sultan ‘a yeni cami inşaatını tamamlamasının daha hayırlı olduğunu söyleyince valide sultan razı olarak 5000 kese altın bağışlamış ve çifte çarşı, bir türbe , bir darülkurra , bir mekteb ve iki kapısında birer sebil ile denize nazır bir kasır yapılmasını emretmiştir. inşaatın durdurulmasından 59 sene sonra duvarlardan bir sıra taş sökülerek yapıya yeniden başlanmış ve mimarlığına mimarbaşı hassa mustafa ağa , bina eminliğine elhac ibrahim ağa tayin edilmişti. inşaata yeniden 1071 yılının zilkade’sinin 25’inci günü (23 temmuz 1661) yani durdurulmasından 59 sene sonra tekrar başlanmış ve 1663’te cami cuma namazı ile açılmıştır. açılışında iv. mehmed, sadrazam köprülü fazıl ahmed paşa ve bütün devlet büyükleri bulunmuş ve turhan sultan, oğlu da dahil, herkese hediyeler vermiştir.
    fındıklılı silahdar mehmed ağa ‘nın silahdar tarihi ‘nde bu konu ile ilgili geniş bilgiye ulaşılmaktadır.
29 entry daha
hesabın var mı? giriş yap