• bu yüzyılın büyük düşünürlerinden (bkz: zygmunt bauman) ın kitabıdır.

    bauman, dünya üzerindeki milyarlarca insanın farklı beklentileri ve amaçları olsa da tek bir ortak hayalinin olduğunu ve bu hayalinde mutluluk olduğunu söylüyor. hepimiz mutlu olmak için çabalıyor, bunun içinde yaşamlarımızda bazı seçimler yapıyoruz diyor. bu seçimleri yaparken bazı şeylerden vazgeçerek yaşamlarımıza yön vermeye çalışıyoruz diyen bauman insanın bu arayışını sorgulamadan da edemiyor.

    mutluluğu ararken, kader dediğimiz şeyin ağlarında debelenen bir piyondan mı ibaretiz, yoksa seçimlerimiz sayesinde kendi yaşamlarımızı "yaratan" sanatçılar mıyız?

    bauman ayrıca post modern çağın açmazlarını, ikilemlerini belirterek insan yaşamına vurulan prangaların, ona dayatılan yaşam tasarılarının ve başka insanlar tarafından onun adına yapılan seçimlerinde iç yüzünü ortaya koymuş.

    "kişinin sınırlarını bilmesi iyidir. ama daha iyisi sınırlarının anlamını bilebilmektir. foucault şunu sorar, eğer bir lamba ya da ev sanat yapıtı olabiliyorsa insanın yaşamı neden sanat yapıtı olmasın.

    her türlü kimliğin geçiciliği, kırılganlığı ve narinliği, kimlik arayışındaki birini kimlik belirlemenin günlük angaryalarına dahil olma göreviyle karşı karşıya bırakır. bilinçli üstlenme olarak başlayan bu arayış ise zamanla rutine dönüşür. haliyle de her yerde durmadan tekrarlanan "kendini bir başkasına dönüştürmelisin" savı "kendini başkasına dönüştürmelisin" ifadesine dönüşür.

    max frish'in günlüğünde belirttiği gibi bütün sanatların en zahmetlisi "kendi olma" sanatıdır. ve bu sanat başkaları tarafından dayatılan ya da telkin edilen tanımları ve kimlikleri reddetmeye, defetmeye dayanır."
27 entry daha
hesabın var mı? giriş yap