8 entry daha
  • bu yazı spoiler içeriyor olabilir, dikkat etmek lazım;

    romanın adı neden dört silahşorler değil, çünkü d'artagnan bir hayli sonradan silahşör rütbesine nail oluyor, bu yüzden daha dakika bir gol bir kitabın isminde spoiler etmemek için olabilir. bununla birlikte athos, portos ve aramisin d'artagnan ile karşılaşmadan daha evvel enseye şaplak göte parmak bir muhabbetleri olduğu biliniyor.

    d'artagnan silahşör olma arzusuyla bileği aklı ve yüreğine güvenerek şehre gelir. ilk etapta çizilen d'artagnan karakterinde gururlu, inatçı ve gençliğine aldanan rakiplerini şaşırtacak derecede iyi bir kılıç kullanma yeteneğine sahip bir delikanlı görürüz. kendisini hemen athos, portos ve aramise sevdiren d'artagnan diğerlerinin arasında zekası ile ön plana çıkar. athos (ki grubun en sağlam kişisidir) pek çok defa d'artagnan'ın zekasına övgüde bulunarak, onun en akıllıları olduğunu vurgulamıştır. ancan belirttiğim gibi romanın başlarında çizilen bu zekası ile grubun önderi pozisyonunda ki d'artagnan karakteri daha sonraları duygusal gel-gitleri yüzünden mi, athos'un baskın çıkan delikanlık ve olgunluğu yüzünden mi yerini hafifçe athos'a bırakır. tabi bunda athos'un hikaye örgüsünde yer alan ve pure evil bir insan olan milady ile olan geçmişi de rol oynamıyor değildir. neticede kral ve kardinal arasında ki gizli-görünür rekabetin arasında kalan bu arkadaşlar entrika dolu maceralara yelken açarlar. (peh peh peh)

    aramis, aslen geçici silahşörlük yapan, uygun bir zamanda bu işi bırakıp rahip olma iddiası taşıyan, ancak ve ancak gizli gizli çapkınlığa ve aşka da bayağı mesai harcayan bir arkadaş. sinsi kaçamakları ve bu kaçamaklar için kullandığı metotların ne kadar faydalı olabileceği ise görülecektir. portos ise yüksek sesli konuşması ve gür kahkahası ile okumaktan zevk aldığımız eğlenceli bir karakter. gösterişe düşkün olması vefakat bunu herzaman maddi olarak karşılayamıyor olmasıda onu farklı çözüm yolları aramaya itmiştir. portos daha sonraları pek çok filmde, senaryoda, romanda göremeye alışacağımız, fazla düşünmeyen, sorunları kaba kuvvetle çözebilecekken başka bir yola gerek olmadığına inanan, patavatız ve komik olmaya çalışmadığı halde komik olan karakterlerin belki de ilk temsilcisidir. gönlümüzde yeri apayrıdır. athos hepsi arasında yaş olarak en büyük olduğu için bir defa kafadan +1 charismayla çıkagelir. sessiz ve az ama öz konuşan rol athos'a düşmüştür. içmeye başladığında gerçekten içmeye başlamış demektir ve sonuna kadar onunla devam edebilecek az sayıda insan vardır. onu bu kadar çok içiren korkunç bir hikayesi vardır. bir sarhoşluk anında d'artagnan'a anlatırken şahit olduğumuz bu hikaye ile romanın ikinci kısmının büyük bölümünde başrol oynayan milady'nin bağlantısı o ana kadar fazla çözemediğimiz athos'un son bölümde ipleri eline almasına neden olur.

    fransa ve ingiltere arasında gene hatun muhabbeti yüzünden başlayan entrikalarla süslenen roman, alexandre dumas'ın sade ve samimi anlatımı, lezzetli ve kibar diyalogları ile çok güzel bir hale geliyor.
20 entry daha
hesabın var mı? giriş yap