5 entry daha
  • 2019 yapımı bir belgesel film.

    sadece belgesel değil tabiki, tarihi bir anlatısı da var, sanatsal ve psikolojik yanı da. bu filmi üç ayaklı bir tabureye benzetelim. tüm ayakları bir araya geldiğinde pavarottiyi anlatmaya yetecek bir belgesel çıkıyor ortaya.

    doğduğu 1935 yılından itibaren dünyanın geçirmekte olduğu karmaşadan ve savaştan nasibini alan, ama kendisinin de ifade ettiği gibi ailesindeki yoğun ilgi ve sevgiden fazlaca pay alan luciano'nun operaya nasıl başladığı ile başlıyor film. babasının kendisinden daha iyi bir tenor olduğunu da söylüyor, annesinin sonsuz desteğini de. evet evet, aile her şey değildir ama pek çok şey. görüyoruz bunu...

    dünyanın en ünlü opera sanatçılarından birinin hayatını perdeye yansıttığı için müzik ön planda tahmin edileceği üzere. sözleriyle anlattığı şeylerin arkasından, olayla ilişkili söylediği aryalarla desteklenmesi hoş bir detay olmuş. zaten beni en çok etkileyen sahne ı pagliacci den söylediği yer oldu. beyaz makyajımı yapar sahneye çıkarım ve hiçbir şey olmamış gibi oynamaya devam ederim diyor kendisi ve arkasından leoncavallo nun pagliacci si konuşmaya başlıyor. "gül palyaço ". rockerlara yakınlığı, nessun dorma, 3 tenor, bono ile ilişkisi, lady diana ile bakışmaları tarihi sırasıyla verilmiş elbet . ama kişiliğindeki değişimlerle paralel ilerlemesi de şahane bir detay.

    ve elbette çalkantılı aşk hayatı. eşi, kızları, sevgilileri. aslında dışarıda sıklıkla gördüğümüz ilişkiler. ama genelde gizlemeye çalıştığımız. eleştirdiğimiz. dışladığımız. fakat bu , biz inkar ettiğimiz için olmadığı anlamına gelmiyor . anladık, anlıyoruz veya anlayacağız bir gün gerçek sevgiyi ve aşkı.

    `"` görüyoruz.

    dengesiz ve karışık kafaların karıştırdığı kafaların, dengesiz ve karışık fiilerini. `"`

    görüyoruz ve anlayacağız.
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap