7 entry daha
  • lucretius 'un dilinde şöyle açıklanmış hadise;

    "..anlatalım sayrılıkların nedenlerini, açıklayalım,
    budur dileğim. nedendir bu salgınlar kişi soyuna,
    hayvan sürülerine ölüm saçan, yıkım getiren.
    ilkin, birçok öğe vardır yukarda değindiğim,
    bize canlılık veren. ölüm getirir birçoğu da,
    sağlığı bozar, uçar öteye beriye, rasgele toplanır
    bunlar, sonra yayılırlar ortalığa, havaya.
    sayrılık getiren bir ortam oluşur havada.
    tüm bu salgınlar, bulaşıcılar dıştan gelir,
    sislerde, bulutlarda olduğu gibi, ağar göğe,
    bunlar bir yandan çıkar yerden yağmurlar toprağa
    işleyince, bir yandan da güneş sıcağından
    isınan kokmuş nesnelerden doğar, yayılır.
    görmez misin, yuvasını bırakan, bize gelen
    bir yabancıya, alışmadığı bir ülkenin suyu,
    soğuğu nasıl dokunur, başka bir etki
    gösterir? bir ayrılık vardır britanya havasıyla
    mısır'ınki arasında, evren baltasının böyle
    derine işlediği, pontus'tan gades'e değin
    uzayan bir uçurum açtığı, insan soyunda
    kara-yanık yüzlülerin yaşadığı yerde. evren
    dört bölümdür birbirinden ayrı göksel
    yörüngelere, esen yellere göre. kişiler
    renklerinden, dış görünüşten dolayı ayrılır,
    ulusların ayrılıkları da böyledir, kan soyundan,
    sayrılıklardan. fil hastalığı orta mısır'da
    nil ırmağı yakınlarında, görülmez yeryüzünün
    başka yörelerinde. diz ağrısı attika'da, göz ağrısı
    achaia'da çoktur. böyledir başka yerlerde de,
    öteki örgenleri çökerten bu hava değişimleri.
    uzun süre etkilerse, rasgele, hava akımı bizi,
    yıpratıcı bir durum belirir, yayılır gökte
    bulutlar gibi, sisler gibi yavaşça ortalığa,
    bir değişme, karışıklık doğurur, gördüğümüz
    gibi; bizim ülkemize varınca değişir durum,
    bulaşır bize de salgınlar, dolar içimize
    hızla, baskın gelir, ya sularda, ya yaban
    yemişlerinde yuvalanır, ya kişisel besinlerde,
    ya hayvan yeminde yerleşir, sayrılık taşıyan
    uygun nesneler bekler, çıkar havaya, soluk
    aldığımızda, ağulu salgının bulunduğu, yellerden
    yutarız bilmeden salgın taşıyanları, solunandan,
    benzer bir yolla bulaşır sığırlara salgın, kırar
    geçirir bütün yünlü hayvanları. önemsizdir
    bizim, salgın bölgesine girip girmememiz, ülkenin
    havasına direnecek bir örtüye bürünmemiz.
    doğa, kendince, getirir bir ülkeye yıkımı,
    çökmüş, bozulmuşsa, çetin işler açar başımıza
    alışmadığımız, yeni bir yıkıma sürükler bizi."

    de rerum natura
    çev: ismet zeki eyüboğlu
35 entry daha
hesabın var mı? giriş yap