• uzunca zaman sonra gerçekleştiğinde "ulan ben ne salakmışım. neden bu kadar zaman bekledim" dedirtecek durum.
  • olmaması gereken trajedi.platonik adı üstünde platoniktir,kafada bir seyler yaratılmıs ve o yaratılan kisi begenilmistir.karsılasılan sey koskocaman bir hayal kırıklıgı olabilir.olmazsa(ki var mı bilemem)
    mucize..
  • o ses tonunu duydunuz diye havalara uçtuğunuz, hakkında tahminler yaparken yeni dünyalar kurduğunuz, yürürken atmosferi delip geçen, etraftaki tüm sesleri sessizleştiren adam'ın bir çocuk katiline dönüşmesi olayıdır.
    onu bilmezsiniz, tanımazsınız hiç, her gün yanınızdan geçer gider merak etmezsiniz adını. neden bilmezsiniz ama onu bilmek tanımak istemezsiniz belki de zaman doğru değildir. bir adamdır o. ismi, cismi belli olmayan, bir adam ve siz sadece o bilmediğiniz adamı seversiniz, onun içinizde yarattığı dünyayı, belki bir daha yaşayamayacağınız kadar güzel olan o hisleri. o adam kimseye ait değildir, sevgilisi varmı yokmu bilmezsiniz. olsa da farketmez zaten, bu tip gerçek hikayelere pabuç bırakmaz sizin hikayeniz. tüm şarkılar onunla ilgilidir çünkü yaşadığınız birşey yoktur ortada, tüm şarkılar muhtemeldir onun için, biraz olsun onu taşıyolardır belki içlerinde diye seversiniz tümünü. bir gün gelsin sadece bir gün gelsin ve bana birşeyler anlatsın dersiniz, belki kendi kafanızdan attığınız basit bir takma adı vardır onun, belki de binlerce isim bulmuşsunuzdur zaten çoktan. ailenizin bir parçası olmuştur artık, arkadaş grubunuzun içinde bir üye. tam bir konuşma içindesiniz, ve yine geçer karşınızdan. yine tüm sesler susar yine tek duyduğunuz kalbinizin sesidir..
    yıllar geçer, geçen yıllar bu minik dünyayı içinde taşıyan kızı büyütmüştür belki, belki adam da büyümüştür çok, çok üzülmüştür zamanında.. ama yine de sadece anıdır, güzeldir hala beyinde. olay bu noktaya kadar güzel ve değerlidir aslında. sonrası gerçektir, tanışma, kaynaşma, vakit geçirme, karşılıklı kasışlar, hafif yalan, sevme, soğuma, alışma, aslında alışamama, ve ayrılma. bunlar sizi bir şekilde yıpratır ama üzmez, acıtır ama mahvetmez. zamanı gelir ve keşke o dünya hala içimde kalsaydı dersiniz, çünkü o adam o değildir, belki de odur ama çok geç kalmışsınızdır artık ona ya da o çok geç kalmıştır herşeye.
  • sevgilim deyişi çirkin gelir, çok çirkindir de. önce ben sevdim, sana ne oluyor arkadaş?
  • her ne kadar kalpte kelebekler uçurtan bir ana denk gelmişse olsa da, geç kalınmış bir birliktelik olduğu için acıtır, sonrası için zevk vermez. çünkü senin aşkını heyecanlı kılan, platonik aşka olan imkansızlık ve kavuşamama maneviyatıdır. hiç kuşkusuz aşkın platonik hali, sevgi katsayını arttıran tuhaf bir detaydır. aşk başladan önce güzeldir. bakışlardaki korku, sevgini sezdirmeme endişesi, başkalarına duyurmama çırpınışı, umut ve umutsuzluk arasından o ince çizgide gidip gelişler..işte bu detaylarda asılı kalan karşılıksız sevgin, büsbütün hayatını sarar. belki onu bu kadar değerli ve heyecanlı kılan, ona ulaşamamak, hiçbir zaman seni fark edeceğine ihtimal verememe düşüncesidir.. kimbilir ?

    • • • • • • • • • • • •

    platonik aşka dair soru işareletleri belirir kafanda. acaba açılsam mı ? korku duyarsın, ya redderse, ya ters tepki verirse, işte ben o zaman ne yaparım ? belirsizlikte kötü bir şeydir, sonuçta bir ümit ışığı en mağruk anında gecelerini aydıntıyordur, daha ne kadar bu içini acıtan saklı duygunla yaşayacaksındır ki...o gece bütün cümlelerini toparlayıp ertesi gün için kendini açılmaya hazırlarsın. artık zamanı gelmiştir, gözlerinin ışığına bakarak sevdiğin söylemek için yeterince cesaretin vardır..heyecan gitgide artıyordur..belirsizlik duygusunun o müthiş gerilimi içerisinde heyecanın yüzünün soluklaşmasına yeter..aynı mekanlarda ortak arkadaşlarınız vardır. belki o da sizi tanıyordur..yanına yaklaştığınız an içerisinde tanımış bir ifadeyle yanağının kenarına ufak bir tebessümle karışık şaşırmış bir ifade gelir..konuşabilir miyiz dersin, tabi ki der..tabi ki..o bile sizin heyecandan havalara zıplamanıza yeter..konuşursunuz, içini dökersin, geceler boyu eşyalara anlattıklarını ona söylüyorsunuzdur, ne güzel.. bütün konuşma boyunca gözlerini kaçırarak yerdeki karoların desenlerinden bir resim oluşturuyordur kafasında sanki.. sözünüz biter, öyle mi der, öyle mi..şaşkınlık ve doymuş bir heyecanın verdiği keyifsizlikle..bundan sonraki gelecek cümleler yıkıcıdır..kafasının karışık olduğu, henüz bir ilişkiye hazır olmadığını söyler size..ne kadar basittir..peki dersiniz siz de, karşılıksız aşkınızın başını gökyüzüne çevirecek bir asillikte gelir bir cevabınız..kendinizi hazır hissederseniz, eğer sizin için küçükte olsa bir ümit ışığı doğarsa, beni bulur der ayrılırsınız oracıktan..

    • • • • • • • • • • • •

    necil fazıl’ın dizelerindeki gibi müthiş bir bekleyiş vardır..hastanın sabahı, şeytanın günahı beklediği gibi beklersin. bazen öfkeyle, bazen endişeyle, bazen yüreğini sıkıştıran belirsiz bir korkuyla..ama beklersin, başka hiç kimseyi sevmeden, başka hiçbir renge göz kaptırmadan..sevmişsinizdir, kalbinize başka bir beden sığamazdır çünkü.

    • • • • • • • • • • • •

    neden sonra bir akşamüstü platonik aşkı, yabancı bir gülüşün sahte bakışlarına çivilenmiş bir halde görürsünüz..o an dünyayı zifiri bir karanlık sarar. göğsünüzdeki boşluğun boğazından dışarı fırlayacağını hissedersin. aman allahım, olamazdır. senin aylarca göz bebeklerine bakmaya kıyamadığın o insan, şimdi sevimsiz bir sıfatın kollarında umursuzca salınıyordur..hayat böyle parçalanmalarla doludur, kabullenmek istemezsin bir türlü. fakat gerçektir işte, gözlerindeki usul şefkatin ferini kaçırdığı gibi gerçek..

    • • • • • • • • • • • •

    " hadi be sersem sende " der, gün boyu içerindeki ötekinle paranoyak bir diyalog halinde bu yaptığın gülünç duruma kızarsın.. beynine ve duygularına bu acı gerçeği kazımaya, alıştırmaya çalışırsın artık..

    takvim yaprakları mevsimlerden bağımsız bir bir dökülüyor, günler, haftalar, aylar usulca kayıp gidiyordur gözlerinden..

    terastaki havluluğunuzun ilk günleridir daha..hüzün, ölü bir yılan gibi yerde öylece yatıyordur.

    sen enkaz içerisinde körelen duygularını evcilleştirmeye çalışırken, dışarıda dünya can çekişir bir haldedir. günlerce eve kapanıp, bütün hayati reaksiyonlarını o dört duvara sığdırmaya çalışırsın. gücün tükenmiştir, acı damarlarında dolaşan bütün yaşam enerjini körelmiştir çünkü. sonra bir sabah uyanınca göğsündeki gitmek bilmeyen o ince sızının geçtiğini hissedersin. artık hayata dönüş vakti gelmiştir. nereye kadar bitkisel hayat süreceksindir ki ?

    • • • • • • • • • • • •

    kapıdan dışarı kendini atar, kalabalığın arasına karışarak içerinde seni yiyip bitiren sancıyı kendine unutturmayı denersin..fakat o da ney, dışarıdaki herkes odur..

    kaçarsın tekrar dört duvar arasına. başka çaren yoktur..içerindeki boşluk zaman ister senden. her şey asılı kalmıştır bitkisel bir yalnızlıkta..

    • • • • • • • • • • • •

    sonra günün birinde telefonunuz çalar. heyecan duymazsın eskisi gibi, çünkü yitirmişsindir ümidini geçen zaman içerisinde. arayan odur, sesinden bilirsin..planotik aşkın.. bir zamanlar küçük bir bakışıyla dünyanı cennete çevirip, sonra bir anda cehenneme dönüştüren sevgilin..halini hatrını falan sorar. ondan sonra olanlardan haberi yoktur tabi, olmasındır zaten. sende yapma bir tebessümle iyiliğinden güzelliğinden bahsedersin..görüşmek istiyordur, özlemiştir sizi..ne özlemesi canım, boşluğa düşmüş, yine tutunacak bir dal arıyordur basbaya..kendinize kızsanız da peki dersiniz, bir zamanlar o içli konuşmalarınızın ardından gelen önemsiz bir peki der gibi..

    • • • • • • • • • • • •

    lüks arabaların şımarttığı bir lokantada bekliyordur sizi. içeri girdiğinizde sizde önce gelmiştir, üstelik kızgın bir tavır gözlerinde, belkide önemsenmemiş olduğundan kaynaklanan bir kızgınlık olsa gerek..merhaba der, oturursunuz.. saatler başı boş bir yalnızlıkta kayda değmeyecek şekilde geçer.. bir zaman yanına metrelerce yaklaşma heyecanı duyan kalbin artık önemsiz bir sıklıkta atıyordur. laf döner dolaşır o güne gelir.. kaçırırsın gözlerini, pişmanlık kaplar büsbütün bedenini. sanki o sözcükleri hisseden şuan ki kalbin değilmişcesine. fakat nedense bir küllenmiş aşk duruyordur kaldığı yerde, o senin aldanışın olur.." benim için hala aynı duyguları besliyor musun " der, gözlerini kaçıramazsın o an.. ee şeyy diyerekten kekeleyiverir duyguların.işte o an gelmiştir, sonunda aşkınıza bir ümit ışığı doğmuştur..bir anda bütün öfkelenişlerin o sahte sözcükleri bilinçaltına itilir..evet diye bir cevap çıkar dudaklarından. sevinir, mutlu oldum der. artık hayatında kimse yoktur, bir zaman belirsizleşen hissiyatı da yerini oturmuştur kendine göre..

    • • • • • • • • • • • •

    artık berabersinizdir, aylar önce onunla yapmayı hayal edemediğin aktiviteler bu günlerin ardında günaşırı yaşanır. fakat tuhaf bir belirsizlik vardır. o eski heyecan gitmiş, yerine basit bir alışkanlık gelmiştir..bir zamanlar yerinde durmayan kalbin onun yanında herhangi bir sızı içerisinde salınımını sürdürüyor..düşünceni sorgularsın, eski platonik aşk şimdi karşılık bulmuştur. fakat şimdi neden yerini bulamayan bir heyecan, ellerini titreten maneviyat yoktur..terastaki havluluğun devam ediyordur kirlenmiş bir halde.

    • • • • • • • • • • • •

    geç kalınmıştır bazı şeylere..bedenini kor gibi yakan platonik alev dinmiş, geriye külleri kalmıştır dağılmış bir halde.. belkide onca yaşanan şey damarlarının içerisine sızmış, öldürmüştür masum ve sonsuz sevgini..ya da yada..o derin ve ümitsiz bekleyiş içerisinde gidip gelirken hayalinde yarattığın aşk, o an ki somut aşkını yerlebir etmiş, bambaşka bir beden yaratmıştır. o hayalin içerisinde aşk boşluğunu doldurmuş, biraz olsun sızılar dinmiş, acılara tutunarak yaşamayı öğrenmişsindir.. gözlerinin içine bakınca kaybolduğun sevgili, bakışlarını kaçırdığın herhangi biri olmuştur..dedim ya, birbirine geç kalınmış bir ilişkide aradan soğuk sular akmış, artık geriye dönüş yolları kesilmiştir..araya bir mevsim değil koca bir hayat girmiştir aranıza. artık ne o dönebilicek ne de sen kapıyı açabileceksindir platonik aşka. ölüm sessizliğinde kapını aşklara kapatırken, sonra dudaklarını şu dizeler takılır,

    " geçti artık istemem gelmeni
    yokluğunda buldum seni
    bırak vehmimde gölgeni
    gelme artık neye yarar " *
  • kimi zaman kari koca olmakla sonuclanan durumdur*
  • saray yavrusu beklerken gecekonduya yerle$ilmi$ gibi hissedilmedigi surece , heyecani $anindan yuruyecek bir ili$ki olabilir ama hayal gucu her zaman gercege kar$i galip gelir, ve hayalkirikligi kacinilmaz olur diye du$unuyorum...* *
  • insanın hayallerini gerçekleştirebilmiş olması durumu.
  • gerçekle$mesi ile birlikte tanımına ters dü$en durum.
hesabın var mı? giriş yap