• otobandaki teker izi biraderimizin aklına gelen bir fikirdir. nikah şahitliği de kesmeyen eski sevgili halayda başı çekerse tam olacaktır.
    (bkz: tey tey)
    (ara: eski sevgili)
  • gitmeyecektim... ortak arkadaşlarımızdan düğün tarihini ve yerini öğrenmiştim, gelmemi de istiyorlardı ama ben gitmeyecektim. "millet götüyle güler lan!" fikrindeydim başlarda. sonramalayım düşündükçe, beni terk eden sevgilime en iyi tepkiyi gösterebileceğim yerin kendi düğünü olduğunu kavradım. değiştirdim kararımı böylelikle.

    aslında daha farklı mecralarda tepki göstermek isterdim, mantıklı da olurdu. lakin ayrılık mesajını atar atmaz sim kartını kırması, düşüncelerimi iletsinler deyu gönderdiğim arkadaşları azarlayıp kediye çevirmesi engel oldu bunun gerçekleşmesine. zaten ev telefonuna da kardeşi çıkıyordu hep. küfürleşiyorduk her aradığımda.

    kendim için mantıklı olanı yaptım ve gittim düğününe.

    onun da görebileceği bi' masada oturuyordum. olayı biraz daha arabeskleştirmek için rakıya abandım hemen. mesajımı bu şekilde vermeyi uygun gördüm. aklımı sikeyim ben. nasıl kaptırdıysam kendimi, bünyemin fazla alkole dayanamadığını unutmuşum o an.

    yavşak bi arkadaşım var, murat. biraz oynak bi' tip. daha doğrusu hiperaktif. halaya filan da pek meraklı. ben de memleket düğünlerinden aşinayım olaya. hatta ustayım bile diyebilirim. aldığım alkol oranı hasebiyle kendimi kaybettiğim anlarda, murat'ın da ısrarıyla, sahneye çıkmışız "gelinin arkadaş grubu" olarak; halay çekmek içün.

    şerefsiz arkadaşlarım, halaya çıkarmaları yetmiyormuş gibi, halay başı yapmışlar beni. mustafa keser gibi olmuşum lan, bi' elimde mendil filan. o an bendeki kendimden geçiş halini görsen nirvanaya ulaştı, erenlere karıştı sanarsın. skandala bak, eski sevgilimin düğününde halay başılığı yapıyorum.

    neyse..

    bi' ara kendime gelir gibi oldum. halayın en hızlı yerindeydik. bari figürlerimle ve yüz ifademle vereyim gerekli mesajı dedim ve o dakikadan sonra, "sana girsin!" der gibi atmaya başladım ayaklarımı, sergilediğimiz koreografi esnasında. eski bir sevgili içün fazlasıyla cesur bir davranış. ki buna rağmen yüz ifadesi tam anlamıyla allahlık, acı hakim her çizgisine. küçük emrah'ın doğumdan hemen sonra kaçırılmış ikizi gibiyim. kaşlar orta noktada birleşmiş. görsen, bırak mesajı almayı, götünle gülersin baba. ki kız da öyle yaptı muhtemelen. alkış tutuyordu zira.

    mesaj filan veremedik tabii. ne mesajı vereceksin zaten o görüntüyle amina koyyim? hadi bunu da geçtim, kız çaktırsa durumumuzu, damadın akrabaları linç eder beni. çekirdek gibi çitlerler. hiçbir şey için olmasa bile, o açıdan minnettarım işte kendisine. zaten hiç kıyamazdı bana.

    velhasıl; zor bi durum bu. çok zor.. kaldırmak çok güç lan. bırakın halay başı olmayı düğününe bile gitmeyin bence. üzülüyorsunuz.

    son olarak şunu da söylemek isterim, bu teknoloji denen illetin allah belasını versin arkadaş. her şeyi kameraya almak zorunda mıydınız lan allahsızlar? izle izle ağla anasını satiim. esra ceyhan'a döndüm erkek halimle.
  • eski sevgilinin dugununde gorumce bandi takmaktan daha keyifli bir durumdur.

    yeni baslik acmamak icin burada anlatayim nedir bu eski sevgilinin dugununde gorumce bandi takmak olayi.

    bazi yorelerimizde, buyuk dugunlerde organizasyon muduresi gibi bir gorev gorur gorumce. kimin yanina oturacaginizi, cocugun altini nerede degistireceginizi, bilmemkim hanimlarin nerede oldugunu vb. soracaginiz kisi gorumcedir. o nedenle de koluna kirmizi bir bant takar ki bir derdi, sorunu olan kendisini bulsun.

    gorumce bandini damadi, damadin ailesini ve cevresini en iyi taniyan genc kadin takar... ki adindan da anlasilacagi uzere aslinda damadin ablasinin ya da kiz kardesinin takmasi uygun duser. hadi onlar olmadi kuzen filan takar.

    tabi eski sevgiliyle arkadas kalmak halinin bokunu cikardiysaniz, gun gelir devran doner, o bandi size takiverirler. eski sevgilinin kiz kardesi yoksa ve yillar yili tanisikliktan dolayi anasini, danasini, halasini, komsusunu, arkadasini, kankasini vb. en iyi bilen sizseniz aslinda bu bant en cok da size yakisir.

    yakisir yakismasina da bu kadar drama gerek var midir bilinmez.

    bir yandan gelen misafirlerin oturma duzeni, derdi, sikintisi ile gerilir; diger yandan damadin anasinin "ah kizim, birakmasaydin bizim oglani simdi bu salagin yerinde sen olacaktin" huzunlenmesini paylasir; ote yandan gelin durumdan haberdar degilse bir bos bogazin dugunde kizcagizi uzmemesi icin devamli tetikte durursunuz.

    bunlarin hepsine katlanmayi becerenlere asil bonus geliyor: bu gorumce bandini takan hanimla damadi karsilikli oynatirlar.

    buna da dayanabilene 72 ekran televizyon veriyoruz.
  • bir insanın bunu yapabilmesi için ne günah işlemesi lazım aklım almıyor. hani öldürsen bir kaç kişiyi, en fazla müebbet verirler. onun da bir şanı var be, hatta giderken ellerin kelepçeli, alkışlayanın bile olur. yani demem o ki müebbet mahkumu bile böyle aşağılamazlar.
    rezil bir durum.
  • belki de 'oh be nihayet temelli kurtuldum bu karidan/heriften, bir daha bana yazmasi mümkün degil, yazsa bile o artik evli, hahayt' diye sevinen eski sevgilinin davranisidir.
hesabın var mı? giriş yap