• bencilliği ile kendinden nefret ettirendir.
    çocuk bu ya hu, çocuk. okulu ayrı, beslenmesi ayrı, sağlık giderleri kılık kıyafeti ayrı... bir çocuğa ortalama bir hayat sunamadıktan sonra onu doğurmanın, büyütmenin ne anlamı var? 30 yaşıma gelmek üzereyim, kızım büyüdü, başta annem olmak üzere herkes 2. bir çocuğu neden yapmadığımı soruyor. kendi hayatımı, özgürlüğümü ve bana ait olan bir geleceği bir kenarı bırakarak (ki bunu anlamazlar zaten) şöyle diyorum; "kızımın hayat standartlarını düşürmek demek 2. bir çocuk. bunu ona neden yapayım?"
    çocuk rızkıyla gelir diyenlere ayrı sövüyorum.

    edit: al işte biri dedi bile. selam kardeş. biz de senden bahsediyorduk.

    edit2: bu entry bir gazete manşetine istinaden 4 ya da 5. entry olarak yazıldı. yoksullugundan dolayı bir bebeğin hayatını riske eden ebeveynler nedeniyle bu kadar öfkeli cümleler içermis oldu. üstteki entrylere ne olduğu konusunda bir fikrim olmasa da başlık başa kalmıştır. yine de (!) ; sorumsuzca çocuk yapacak ve o çocuğun hayatını riske edecek kadar bencil ve sorumsuz insanlar çocuk yapmamalı.
  • rizki veren allah'tir. cocuk yapmanin zengin veya fakir olmakla alakasi yok. muhim olan iyi yetistirmektir. topluma faydali bireyler kazandirmaktir.
  • rızkı veren allah'tır der. genelde o rızık gelmez. çocuğa yazık olur.
  • allah'ın rızkını vermeyi unuttuğu milyonlarca çocuğun acı çekmesinden sorumlu olan insanlardır. adam hala hayali arkadaşından yardım bekliyor amk, gel de buna laf anlat..
  • şu zamana kadar eleştirdiğim herşey başıma geldiği için eleştirmekten korktuğum insan tipi.
    o çocuğun bir birey olduğunu, kendine ait çok fazla ihtiyacı olduğunu unutmamak lazım. gerçi dünyaya yeni bir çocuk getirmek sadece parayla, maddiyatla olacak şey değil. kendine bakamayan, kendine yetemeyen bi insan çocuk yapmamalı. çocuk büyütmek ve çocuk yetiştirmek farklı şeyler.
  • her cocugun rizkiyla dogacagina inaniyorum. yuce allah herkesin rizkini vermis yahudiye hristiyana hickimseyi ayirt etmeden vermis. fakat boyle rezil bir dunyaya cok cocuk getirmek ayiptir.

    tanim: kimsenin karisamayacagi insan.
  • büyük konuşmak istemiyorum ama eğer ailemi rahat ettireceğime inanmazsam asla ne evlenmeyi ne çocuk yapmayı düşünüyorum. eşini ve çocuklarına rahat bi imkan vermediğin sürece zaten o ailede huzur olacağına da inanmıyorum. arkamdan puh senin gibi adama diye beddua yemek istemem. itiraf edelim ki bu devirde aşkmış sevgiymiş gelir geçer. insanlar daha çok mantık evliliği yapıyorlar ve belli bir standartta yaşamak istiyorlar, ya da örnek veriyorum başka bir arkadaşı vs. pahalı bir tatile gittiği zaman o da gitmek istiyor. sende ona bu imkanı sağlayamayınca gözünde yetersiz bi koca olup çıkıveriyorsun. ya eşim olacak insanın gerçekten bu gibi şeyleri 1. planda tutmayacağından emin olduğum zaman evlenirim ya da evet ben bu insana belli bir standartta hayat sunabilirim dediğim zaman. yoksa bir gün bu yüzden terk edilmek istemem.

    keza çocuk yapmakta buna benzer. çocuğuna iyi bir yaşam standartını sağlayabileceğimi düşünmüyorsam hemen evlendim hadi bi çocuk yapalım moduna girmem. özellikle durumu olmamasına rağmen 1'den fazla çocuk yapan insanları anlamıyorum. yahu kendine bakamıyorsun o kadar çocuk senin neyine?
  • fakirliğine bakmadan çocuk yapan insan yoktur fakirliğine bakmadan mitoz bölünen insan vardır. pek tabi her aile çocuğu olsun ister ki kimse de buna karışamaz. amma ve lakin 1-2 çocuk yapıp düzgünce bakmak varken, 8-10 çocuk yapıp sokağa salıyorsan burada bir problem vardır. geçen yıl bir velim vardı. 7 yıllık imam nikahlı karısıyla 5 çocukları vardı, üstelik kadın yeniden hamileydi. adam işsiz, çocukların 4 tanesi okula gidiyor ama sadece gidiyor. ne defter var yanında ne de kalem, veli toplantısı yapıyorsun adamın işi gücü olmadığı halde gelmiyor bile. e kardeşim tamam çocuk yap da bak(a)mayacaksan ne gereği var.

    rehberlik öğretmeni bir arkadaşım askerliği sırasında bir askerle karşılaşmış revirde. sormuş kaç kardeşsiniz diye 11 demiş. e kardeşim ne gerek var bu kadar insana madem fakirsiniz, bakamıyorsunuz çocuklara neden yapıyorsunuz korunsanıza dediğinde asker günah komutanım demiş. al işte zihniyet bu. prezervatif kullanmanın günah olduğunu kim, nasıl başarmışsa sokmuş insanların kafasına. sonra her kırmızı ışıkta cehennem sıcağında bile cam kapatmak zorunda kalıyoruz. neden çünkü insanların sevişmesine karışamıyormuşuz. her çocuk rızkıyla gelirmiş. madem her çocuk rızkıyla geliyor neden sokaklarda binlerce çocuk cam siliyor, istemediğinde sileceğini, aynanı kırıyor; hiç olmadı hırsızlık yapıyor?

    yapmayın kardeşim çocuk falan. bakmayacaksanız yapmayın. ha aldığı oksijeni ne yaptığı kuşkulu olan recep akdağ'a inanıp devlet bakar nasıl olsa diye düşünüyorsanız, devletin nasıl baktığını gördük.
    (bkz: pozantı cezaevi)
  • bunun fakirlikle gelen baska sebeplerden dolayi oldugunu da goz onunde bulundurmamiz lazim. sonucta bu insanlar cok guzel bir sekilde egitilmis ve okutulmus insanlar olmadigini dusunursek cinsel korunma yontemlerinden de bir haber olduklarini dusunebiliriz. ayriyeten global duzeyde bakarsak ne kadar cocuk o kadar is gucu. en bilinen orneklerden afrikayi ele alirsak fakirliklerine ragmen ve onca korunma yontemleriyle gidilmesine ragmen bunlar sosyal ve kulturel sebeplerden dolayi kullanilmiyor. ayni zamanda irlanda gibi agir katolik olan ulkelerin fakirleri arasindada korunma gunah olarak alindigi icin kullanilmaz ve bu da dogal olarak daha fazla cocuk demek olur.
hesabın var mı? giriş yap