• zamaninda yapildiginda hayat bile kurtarabilecek olan tetkik - teshis yontemi. ultrasonda, kan testinde, diski testinde farkedilemeyen sorunlar direk dalip kamerayla bakildigi icin ve doku ornegi alindigi icin farkediliyor bununla. kesilip bicilmiyorsunuz, ici halihazirda bos olan organa bir kablo alip baktiriyorsunuz. hos degil, acitmasa da rahatsiz edici bir islem, ama 5 dakika bile surmuyor, bitince de gercekten bitiyor, kalkip gidebiliyorsunuz eve.

    esim iki defa gastroskopiye girdi. ilkinde mide kanseri suphesi goruldu, ikincisinde ise durumun gercekten ilerlemis oldugu kesinlesti. kendisi bazi semptomlari hissetmesine ragmen (ki cok az sikayeti vardi aslinda) gastroskopiden korktugu icin hastaneye gitmeyi 6 ay kadar erteleyip bahaneler bulmustu. 6 ay onceki tedavi sansi ile su anki olasilik tahmin edersiniz ki birbirinden cok farkli. su an kafasini duvarlara vuruyor, hergun gastroskopi yapalim deseler umursamayacak durumda, korkulacak cok daha onemli seyler var artik hayatimizda.

    bir kac ay sonra (baska bir sebeple) gastroskopi bana da uygulandi. kendi tecrubemi aktarayim sadece. randevuya 6 saat kala bisey yiyip icmeyi kestik. hastanede yogun bir gundu, 3 saat kadar da bekledigimi goz onune alirsak, sahursuz bir oruc gibi oldu. baktim sakinlestirici alma opsiyonunu kullanirsam bittiginde bir iki saat kadar daha hastanede kalmam gerekiyor, hemen cikmak istedigim icin sadece bogaz spreyi tercih ettim. ayrica yukarida bahsettigim esimle aldigimiz dersten oturu gastroskopinin kendisinden korkmuyordum, o yuzden de ihtiyac duymadim. beklerken dergiler okudum, uyudum, cikinca ne yapacagimi dusundum. genc bi kiz korkudan agliyordu karsi yataklardan birinde. onunla konusmak istedim ama mumkun degildi, faydasi olacagindan da emin degilim. onunki yapilamadan cikti geri zaten disari, zorlama yok.

    gastoskopi basladiginda sanki kablo kendiliginden mideye girecekmis gibi dusunuyorsunuz ama bir noktadan sonra doktorun talimatiyla yutkunmaniz gerekiyor, tek yutkunma yetiyor. salyalariniz genzinize degil yana aksin diye yan yatarak oluyorsunuz islemi, saclarinizi toplayin. bir iki defa kablonun mide duvarlarina surtundugunu hissedince kusmak istedim - ki kusmaktan korkmayin, hem zaten bisey yok midenizde, hem de kussaniz bile hemsire surekli mudahaleye elinde emici aletle hazir. kablo nefes ya da yemek borusunu tikamiyor. cikan birsey olursa cikar, nefes de rahat aliniyor. doktorun ve hemsirenin sakinligime ovguleriyle ciktim islemden 5 dk sonra, kendilerine sadece "dogum yapmaktan kolay" diyebildim, sakinligimin asil sebebini anlatamadim, anlatmak istemedim.

    tavsiyem, olmadan once beklerken uzerinde dusunmeyin zaten, kitap okuyun, muzik dinleyin hayal kurun. panik olacaginizi hissediyorsaniz sakinlestirici, uyusturucu versinler. islem yapilirken tamamen fonksiyonel dusunun, kendinize acimayin, gerek de yok zaten, kendinize odaklanmayin. bunun nestersiz dikissiz, midede ne olup bittigini gercekten gosterebilecek oldugunu, bilgiye erisiminizin kolaylastigini hatirlayin. hatta siz kendiniz islemi yapiyormussuz gibi dusunebilirsiniz. tamamen farkli bir yerde oldugunuzu hayal edebilirsiniz, ben aslinda uyuyorum simdi diye dusunebilirsiniz, hangisi ise yariyorsa. birakin adamlar iyice baksinlar, teshisi dogru yapsinlar, tedavisi buyuk ihtimalle kolay bisey cikar, rahatlayin.
  • bugün tanıştım kendisiyle; yaklaşık 1 yıl önce başka bir doktor yapılmasını tavsiye etmiş fakat nasıl yapılacağı ve neden yapılması gerektiği konusunda hiçbir açıklama yapmadığı için aynı zamanda burada da fazlaca olduğu gibi internet aleminde hakkındaki abartılı yorumları görmemin de etkisiyle yaptırmak istememiştim. derken bir yıl geçivermiş. son bir haftadır yaşadığım ses kısıklığı, yutkunma, yeme-içme güçlüğü nedeniyle randevumu aldım ve gerek görülürse gastroskopi yaptırırım diye (ki gerek görüleceğine emindim) boş bir mideyle gastroenteroloji mütehassısı hekime gittim.

    şikayetlerimi dinledi. ihmalimden dolayı biraz çıkıştıktan sonra; "inşallah cerrahi müdahale gerekmez" dedi. muayene etti ve sıkıntının korkulacak boyutta olmadığını fakat tam tetkik ve teşhis için gastroskopi gerektiğini söyledi. yukarıda bahsedilmiş olduğu üzere mavi önlük giyildi; damar yolu açıldı; boğaza sprey sıkıldı; sol kol arkada kalacak şekilde sol omuzun üzerine yatıldı; kauçuk dişlik ısırıldı ve damardan ilaç alındı.

    bundan sonra tek hatırladığım "urb bey uyanın" sesiyle uyanmamdı. uyandıktan sonra sedyede birkaç dakika uzanarak dinlendim. ardından kalktım yüzümü yıkadım ve hastanenin bahçesinde bir çay içtim; tost yedim. yine bahçede birkaç tur attıktan sonra tamamen kendime gelmiştim.

    hepsi bu; yapılması ve ayılması dahil toplamda yarım saatlik bir süreçten bahsediyoruz. ardından kayda değer bir boğaz ağrısı, tahriş de olmadı. reca ederim yoktan yere insanları korkutup şahsıma da olduğu gibi tedavilerini ertelemelerine sebep olmayınız.
  • onyuzbin ameliyat oldum, hicbir seyden su kisacik gastroskopi den korktugum kadar korkmadim. yarin sabah basima neler gelecegini ogrenmek adina sozlukculerin tecrubelerinden yararlanalim, acalim sozlugu bir bakalim dedik.. su okuduklarimdan sonra "lan eger opsiyonel ise soyle bir uyuttursam mi kendimi, hazir uyku sorunum var zaten" demekte, evde lale gibi dolasmaktayim.

    (bkz: koyim ya)

    edit: efendiler, korkacak en ufak birsey yokmus. zaman kaybetmeyin, supheniz varsa hemen gidin kontrolunuzu yaptirin. zira gun itibariyle ameliyatlik noktaya geldigimi, mide fitigi oldugumu ve yaklasik 5 cm genisliginde bir alanin ciddi zarar gormus oldugunu ogrendim. su an burnumdan mideme uzanan bir kabloyu 24 saat sureyle tasimanin zorlugunu yasamaktayim. hatta bundan sonra yasayacagim diger sureci goz onune alirsak, gastroskopi o kadar kafaya takilmamasi gereken bir olaymis, ciktiktan sonra ne oldugunu dogru durust hatirlamiyordum bile.
  • midenin iç yüzeyini inceleme olayı (bkz: gastroskop) (bkz: endoskopi)
  • ıgrenc bir tetkiktir. evet.

    ıki saat once geçtim bu işlemden. girmeden önce "kesinlikle anestezi isteyeceğim" diye düsünüyordum ama hemen ardından araba kullanmam uygun olur mu acaba diye de muallaktaydım. neyse damar yolu falan açtılar, benden önce birkaç kişiyi falan da baygın görünce demekki herkesi bayıltıyorlar diye düşündüm. beni bayıltmadılar. öğür öğür bir hal oldum, bir de doktor "rahat bıraksana kendini ama, işimi zorlaştırıyorsun" dedi üstüne, sanki isteyerek öğürüyorum. bak şimdi sinirlendim yazarken. o an boru çıksın da nolursa olsun kafasında sinirlenmemişim demek. manyak adam.
  • hasta sırt üstü yatırılıp, ekstremiteleri sabitlenerek, bas 90 derece açıyla yana çevrilir. ortası delik bir plaka ağzı kaplayacak biçimde ceneye sabitlenir. ucunda mikro kamera olan bir boru önce yutakdan sonra özafagusdan geçirilmek suretiyle mideye indirilir. mide çeperleri kamera yardımıyla monitörden incelenir, genellikle ülserli bölgeye kameranın ucuyla bası yapılıp, doku kaybı olup olmadığına ve mevcut tabloya bakılır. hasta bu esnada sfinkterleri sürekli acık kaldığından öğürür ama kusamaz, hareket etmek ister edemez, bağırmak ister bağıramaz öyle illet öyle acıklı bir uygulamadır.
  • nefes almak isteyip alamamak.. boğuluyor hissi içerisinde öğürmeye çalışmak ama yapamamak... elin ayağın uyuşuk olması, ölüyorum diye tepki verememek... ve mideye iyi bakmaya yemin etmek...

    (bkz: bir daha mı allah korusun)
  • bugün yaptırdığım tetkik.

    ________

    zagor çizgi romanında, zagor'un yardımcısı çiko, bir bölümde uzaylıların eline düşer. uzaylılar bilmediği bir dilde konuşmakta ve çiko bir şey anlamamaktadır. neden sonra eline fotoğraf makinesi büyüklüğünde bir alet verirler ve çiko, konuşulanları anlamaya başlar. makine hem gelen sesi, hem de kendisinden çıkan sesi filtreleyerek uzaylıların konuştuğu dile dönüştürmektedir.

    daha sonra uzaylılar, "birazdan sana bu aletin daha küçüğünü takacağız, bu yüzden bir dişini çekmemiz ve mikro versiyonunu ağzındaki o oyuğa yerleştirmemiz gerek" derler.

    çiko'nun içi, gördüğü teknolojiye rağmen pek rahat etmez ve uzaylılara, dişini ne ile çekeceklerini sorar.

    uzaylı, "en son teknolojimiz olan toothmaster 3000 ile çekeceğiz" der ve arkadaki dolaptan bir kerpeten çıkarır.
    ________

    ben de, endoskopi öncesi kendimi rahatlatmak için, "mars'a bile insansız hava aracı gönderdik, en fazla ne olabilir ki" falan diyordum.

    bu düşünceden bir 5 dakika sonra; üzerimde bir entari, ayaklarımda dandik otel terlikleri, ağzımda da bahçe hortumundan hallice bir hortum vardı ve kusmaya çalışıyordum. zaten süngere dönmüş karaciğere daha fazla yük bindirmemek için anestezi almadım. diş hekimine gittiğim zamanlar verdikleri topikal anesteziği de reddettim ve biraz sıkıntılı bir işlem oldu.

    yan yattım, bir ağızlık verdiler, "o ne" falan diyemeden aleti ağzımın içinde buldum.

    hahah, ne diyorum ben yahu? bir yıl düşünsem bu cümleyi kuracağım aklıma gelmezdi.

    "sonra entarimi hafifçe sıyırdı ve muhteşem bacaklarım ortaya çıktı."

    çıkmadı tabi. neyse, anestezi almadığım için doktorun dediklerini duydum; "şurası normal, burası iyi, fıtık var mı, yok. tamam, az kaldı, ve bitiyor".

    işlem kısa sürüyor ama sürekli öğürüyorsunuz. hissediyor olduğunuz şey tam olarak neyse o. yani midenizde bir bahçe hortumu varmış gibi hissediyorsunuz. endoskop çıktığı zaman epey bir sekresyon geldi, onları tükürdüğümde rahatladım.

    işlem büyütüldüğü kadar acı verici değil ama o 2-3 dakika içinde kötü hissediyorsunuz. imkanınız varsa anestezi ile olun. benim gibi cins bir adamsanız ve böyle bir deneyim istiyorsanız, karşılığını veriyor.
  • hasta ile iyi iletişim kurabilen maharetli bir ekip elinde iseniz hiç korkulacak bir tarafı olmayan işlemdir.* gastroskopi sonrası uyuşturucu iğne ve spreyin etkileri geçtikten sonra hissedilir hale gelen (boğaz ve yemek borusundaki) tahriş bünyeye epey sıkıntı verebiliyor yalnız.
hesabın var mı? giriş yap