• genel müdürü kadındır.
  • şu şekilde çalışan bir devlet organıdır:

    sayın ayşe pekdertli,

    dairemize yapmış olduğunuz başvuru üzerine çocuğunuz heves pekdertli ile ilgili yapılan araştırma ve neticesinde kendisine yazdığımız mektup ilişiktedir.

    bilgilerinize sunarız.
    gerçekle yüzleştirme dairesi hayal kırma masası adına
    hasan gaddar

    -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    sevgili heves,

    evladım, sen bu ülkenin vatandaşısın sana tavsiye vermek benim görevim, ayrıca benim de bir oğlum sayılırsın sana açık konuşacağım. çocuğum annene diyormuşsun ki ben müzisyen olacağım, etrafını görmüyor musun, senelerce bu işin okulunu okuyup sonra dansözlerin arkasında, üç kuruş etmeyen manken bozması şarkıcıların kadrosunda çalacağını anlamıyor musun?

    peki hevesciğim, türkiye'nin koşullarını da geçtim de e be evladım göz var izan var. müzik kulağın yok, yeteneğin sıfır, çalışsan yapsan başarsan desek ömründe tek bir işle on günden fazla ilgilenmemişsin. bu kadar ağır bir tempoyu kaldırabileceğini mi sanıyorsun? ömründe ne konuda kendi kendine başarılı oldun ki bunda olasın. sırf müzik dinlemeyi seviyorsun, grup isimlerini iyi ezberliyor, bar ortamlarında bağıra bağıra şarkıya eşlik ediyorsun diye kendini müzik üstadı sanmış çıkmışsın ama bilmiyorsun ki sen barlarda bağıra bağıra şarkı söylerken insanlar sinirleniyor, arkadaşların arkandan alay ediyor.

    olmaz böyle, aklını başına devşir, babanın şirketinde muhasebede işe başla çocuğum sen, öyle her aklına gelen müzisyen olsaydı, ohoooo...

    gerçekle yüzleştirme dairesi hayal kırma masasından
    tüm iyi niyetimle,
    hasan gaddar
  • gercekle yuzlestirme dairesi hayal kirma masasi'na hosgeldiniz. guvenliginiz icin ve sonradan yan cizip, isinize gelmeyen bir durumda kalip kurumumuzun itibarini zedelememeniz icin gorusmeleriniz kayit altina alinacaktir. devam etmek icin 0'i tuslayiniz. istemiyorsaniz size bir omur boyu odlek gunler dileriz.

    - iyi gunler burasi gercekle yuzlestirme dairesi hayal kirma masasi,

    siyasi konular icin 1'i tuslayiniz.
    demokrat gecinenlerin cunta ovguleri yaptigina inaniyorsaniz dairemize ihtiyaciniz yoktur. cumhuriyetin buyuk bir tehlikede oldugunu, laiklik sorunun ulkenin en temel sorunu olduguna inaniyorsaniz sizi en yakin subemize davet ediyoruz..

    - maddi konular icin 2'yi tuslayiniz.
    hala loto'dan, piyangodan kose donmeyi umuyorsaniz acil bir tedaviye, her mahalleye bir zengin projesinin gercek oldugunu dusunuyorsaniz ruh ve sinir hastaliklari hastanesine, benim memurum isini bilir deyip rusvet ve her turlu dolandiriciligi kabul ediyorsaniz, inanciniz uyarinca en yakininizdaki din evine basvurmanizi rica ederiz.

    - gonul meseleleri icin 3'u tuslayiniz.
    sevgili kisisine eblehce kendinizi kaptirip, es, dost, arkadas, is ne varsa unutuyorsaniz silkelenip kendinize gelmenizi,
    asik olunca hayatin bir gul bahcesine dondugunu, asgari ucretin arttigini, sosyal haklarin arttigini dusunuyorsaniz subemize,
    sevdiginiz kisinin sizi sevmemesi halinde dunyanin sonu geldigini dusunuyorsaniz eksi sozluk'e basvurmanizi rica ederiz.

    diger sorulariniz icin lutfen kurumumuza yazili olarak basvuruda bulunmanizi rica ediyoruz.
  • üç kere iş görüşmesine çağırıp, 5000$ maaş önerip, sonra da "biz sizi aricaz" diyen bi insan kaynakları sorumlusu olan masa.

    pis insanlar bunlar...
  • alelade bir şekilde otururken, işteki ilk günüm geliyor aklıma. ürkeğim, neyi nasıl yapacağımı bilmeden dolanıyorum ortalıkta. azarlanıyorum, "bu böyle mi yapılır ne beceriksiz adamsın sen" sözlerini işitiyorum. insanlar konuşmuyor, işlerini yapıyorlar, robot gibi, nefessiz bir ciddiyetle işlerini yapıyorlar, en iyi bildikleri işi yapıyorlar. yıllar böyle geçiyor, bir şekilde, nasıl geçtiği önemsiz, buranın bir neferi oluyorum, takdirler ikramiyeler alıyorum, yetkilerim artıyor, altımda çalışanlar oluyor.

    bugüne değin harcadığım emeği düşünüyorum. işimi hiç sevmedim, zaten kimse işini sevmez. işini seven insanlarla biz ilgileniriz zaten.

    söylemeyi unuttum; burası gerçekle yüzleştirme dairesi hayal kırma masası ve ben de buranın deneyimli bir çalışanıyım.

    çok hayal kırdım, en güzel ben kırdım, en basitçe ben kırdım. gösterdiğim gerçeklerden kimse kaçamadı, bakmasalar göremeyecekleri şeyleri burunlarının dibine kadar soktum çünkü. siyah giyiniyorum, boynumu sıkan ve yüzüme daha ciddi bir ifade veren bir kıravatım var, buradaki çoğu insana nasıl hayal kıracaklarını ben öğrettim, hala takıldıkları zaman bana gelenler var.

    neyse, bu aralar halletmem gereken bir işimin olduğunu hatırlıyorum. çantamı alıyorum, beni daireden çıkarken görenler saygıyla selam veriyorlar.

    ...

    hedefimi buldum. bugüne kadar binlerce kez hatasızca yaptığım gibi hedefimi buldum. hemen yanına gidip konuşayım da iş bitsin. çok sıkıldım, kendimi yorgun hissediyorum, yıllardır kırdığım binlerce hayalin enkazındayım sanki. saçma, kalbim hala yemeğin içinden çıkan taş kadar sert ve gül dikeni kadar acımasız. belki sadece yorgunum, ondandır.

    beni görmedi hala. kim ki bu, yıllardır kurbanlarımı merak etmemiştim. can sıkıntısı belki de. vaktim var mı? var, hiç acelem yok. uzakta duruyorum. çantamı açtım, belgelerine bakıyorum. ismi... durumu... hayali... tanıdık geliyor bu eleman, genç sayılır. ismi neydi... hatırladım, hayalini kırdığım birisinin ismini hatırlayabildim, hem de yıllar sonra. çok ilginç.

    /*
    "insanların kanatları yoktur, uçamazlar"
    "ben uçarım!"
    "kuşlar uçabilir, sen uçamazsın."
    "uçmak istiyorum!"
    "peki, balkondan atlarsan uçup uçamayacağını görürsün"

    uzaklaşıyorum, işim bitti, arkamdan sadece iki bacağı birden kırılmış çocuğun ağlaması duyuluyor kısa bir süreliğine.
    */

    aptal velet. kocaman olmuş, bıraktığımdan çok daha aptal. aşık olmuş, hayal kuruyor anca. lanet olsun ki bilgi işlem ve haberalma departmanlarımız çok titiz çalışıyor, her türlü detayını okuyabiliyorum elimdeki dosyalardan.

    canım nedense biraz daha beklemek istiyor. işimi ağırdan almamın bir sebebi varsa bile ben bilmiyorum. aşık olmuş ha, budala. birazdan onu çok sevdiğini sandığı kız arkadaşı da gelir. çok heyecanlı, bu mesafeden bile gözlerinin parlamasını görebiliyorum.

    kız geldi, sarıldılar. bu çocuğun hayallerini daha önce niye kırmamışlar ki? konuşuyor kızla, gülüyorlar. tıpkı dosyasında yazdığı gibi, beş yaşından beri sakat; bir gün balkondan düşmüş ve kırılan kemikleri tam iyileşememiş. aksayarak yürüyor. şu ana kadar çoktan hayallerinin kırılmış olması lazımdı, beklentilerinin ve umutlarının elinden alınmış olması lazımdı. sakat yürüyen birisinin bu kadar sene boyunca türlü alaylara, aşağılamalara rağmen hayata dair, aşka dair hayal kurabilmesi gülünç geliyor. hayal kırma masasının gözünden kaçmış birisi, hayalleri kırılana kadar da böyle yaşamaya devam edecek, arada isteyerek, içten bir şekilde gülebilecek. dairedeki aptallar şu anda karşımdaki manzarayı görse çok komik olurdu, sanki çocuk orta parmağını onlara doğru kaldırmış ve kahkaha atıyormuş gibi hissederlerdi kendilerini.

    yoruldum. sonraya ertelenen dosyalar genelde böylesi boyutlara varmazdı. yaşı kaç ki bu oğlanın, 25? 27? daireden kimse bugüne kadar ciddi biçimde hayallerini kırmamış demek ki. belgelerine yine göz atıyorum. daha önce defalarca birilerinden hoşlanmış, defalarca reddedimiş, terk edilmiş. işi yok, iyi bir eğitimi yok. samimi arkadaşları yok. budala herif. bu kadar acınası durumda olup da hala karşıda gülümsemesi sinirimi bozuyor. bu rezil hayatın içinde böylesi var olabilmesi, görmeden yaşayabilmesi çok sinirimi bozuyor. bir gram dahi özgüveni olmaması lazımdı bu aptalın, hayal kırma masasının yönetmeliği bunu emrediyordu.

    "iş bitsin" diyorum. kalkıyorum. kulağına öyle bir fısıldayacağım ki birazdan, korkmaya başlayacak. başkalarının gözlerinde sadece kendini arayacak. önüne bakmayacak, bir önceki adımını düşünecek hep, komik duruma düşüp düşmediği tedirginliğiyle adım atmayı unutacak yavaş yavaş. çay bahçesi karşımda, az ileride, birazdan içeri gireceğim ve işimi bitirip çıkacağım.

    ben de ilk defa bunun gibi bir yerde hayallerimi bırakmıştım sanırım, hatırlayabiliyor muyum? çok az, bir önemi de yok zaten. beni gerçeklerle mi yoksa onların gördüğü gerçeklerle mi yüzleştirmişlerdi? komik gelebilir ama benim de bazı hayallerim vardı, sonra imkansız olduklarına inanmıştım. işe başladığım, yeni olduğum zamanlarda benimkilere benzer hayalleri kırmaktan zevk bile aldığımı söyleyebilirim. hayalleri kırılmış insan başkalarının hayallerine tahammül edemez. bir isteksizlik var şimdi içimde. yaşlandım belki, neler düşünüyorum. kırılan hayallerimi unutacak kadar mı yaşlandım. bilmiyorum.

    tekrar bakıyorum, çay bahçesinin girişi önümde, çayın kokusu bile geliyor. hala gülüyorlar.

    "hep gülün" diyerek uzaklaşıyorum, daireye dönüyorum.

    ...

    dosyanın biten işler arşivine kaldırılmasını söyledikten sonra, emekliliğimi istedim. onu tekrar bulmaları o kadar uzun süre alabilir ki bazı hayallerini geri döndürülemez biçimde gerçekleştirmesine vakit olabilir.

    yorgunum, dinlenmek istiyorum artık.
  • - 25 yaşında elle tutulur ne bir başarın ne bir yeteneğin ne de bir girişimin var, hala özel olduğuna mı inanıyorsun?

    + ama ben, şey...

    - düz adam olduğunu idrak etme bölümüne götürün bunu!
  • efendim bunlar csi gibidirler, sittin sene once yediginiz bir halti bulur cikarir basinizi yakarlar. pesinizi birakmayan, kicinizi tirmalayan bir burodur.
  • - omuzladım kapıyı, sonra girdim içeri. vurdum yumruğumu masaya. yeter artık lan hayallerimi kırdığınız dedim.
    - nah dedin, nereye dedin?
  • bir süreliğine bu masanın sinsi, pislik, kimsenin sevmediği, senin o ekşimiş suratına bakıp "durum bu, işine gelirse" diyecek olan, kemik gözlüklü, gözlüklerini suratında kırmak isteyeceğin uyuz çalışanı benim. sorunu sormadan önce aşağıda listelediğim olasılıklara ve gerçek nedenlerine bak, eğer hala "ama belki" diyecek kadar iyimsersen gel bana anlat, ben her türlü o içindeki iyimserin trakasını zikeceğim. çünkü işim bu!

    pek de yasal olmayan uyarı: kuantum düşünce-düşünce gücü-astroloji gibi olgulara inananlar, depresifler, intihara meyilliler, hamileler, son bir yıl içinde diş çektirmiş olanlar, dün akşam yemekte ne yediğini hatırlamayanlar olumsuz etkilenmemek adına okumasın.

    pek de yasal olmayan uyarı 2: aşağıda bahsi geçenler tamamen kişisel görüşlerim olup, gerçekle yüzleştirme ve hayalleri kırma amacıyla özenle yazılmıştır. lütfen "negatif olmayın, insanlar değişir, hayatlar değişir" gibi saçma argümanlarla sidik yarışına girmeden önce entry'nin amacını anlayın, boş yere muhalefet olmayın, hayalleriniz yerine kafanızı kırmayayım. ağız tadıyla iki hayal kırdırmıyorsunuz insana!

    - korkma, muhtemelen başarısız olacaksın. başarısız olduğunda suçu üzerine yıkacak birilerini bulursan daha kolay atlatırsın. eğer yakınında seni seven biri varsa "çok salaksın" diyemediği için "olsun, kısmet değilmiş" diyerek rahatlatır zaten.

    - hayır seni sevmiyor.

    - hayır, o tarihe kadar o kiloları veremeyeceksin.

    - evet şişman olduğun için seni sevmedi/sevmeyecek ya da terk etti/terk edecek. "beni kişiliğim için sevsin" diyorsan ya güçlü bir ilaç kullanıyorsun ya da o kadar umutsuzsun ki olmayacağını bildiğin bir şeyi istiyormuş gibi görünüyorsun.

    - evet, muhtemelen aldatıyor.

    - evet, o yaptığın aldatmaktır.

    - hayır seninle ilgilenmiyor, ilgilenseydi "acaba benimle ilgileniyor mu" diye düşünmek zorunda kalmazdın.

    - evet, terfiyi de zammı da yöneticiye/patrona yalakalık yapan ama daha outlook'ta bcc yapmayı beceremeyen iş arkadaşın alacak.

    - hayır, yeterince sabırlı olursan hayat daha adil olmayacak ya da isteklerin gerçekleşmeyecek.

    - kişisel gelişim kitaplarından öğrenip uyguladığın ne varsa ters tepecek.

    - evet, 2-3-5-7 senelik sevgilin ayrılmanızın üzerinden 3 ay geçtikten sonra birisiyle nişanlanacak, en geç bir yıl sonra evlenmiş olacak. sen de fotoğraflarına bakıp çığlık atarak kendini üzerinde "i love you" yazan yastıkla döveceksin.

    - kredi kartı borcunu bu ay da kapatamayacaksın. kapatsan bile bir sonraki ay yine borçlanacaksın. fakirsin işte, zorlama.

    - evet, o kız gidip piç, kültürsüz ve aptal olan erkeği seçecek. çünkü mantıklı olan (?) kendisini aldatan, kötü davranan, üzen insanı seçmesidir. sen onu çok mutlu edecek olabilirsin, bu senin sorunun. get used to it.

    - evet, o erkek simsiyah saçlarını ve kaşlarını sarıya boyatıp "ben doğal sarışınım, herkes beni bilmem ne ırkından sanıyor" diyen aptal kızla sevgili olacak. get used to it.

    - sevdiğin herkes seni değil senden daha aptal olanları seçecek. mevzuyu anladın mı? nefret ettiğin herkesin senden daha aptal olduğunu düşünüyorsun. çünkü rasyonel değilsin. zaten rasyonel olsaydın bu kadar beceriksiz olmazdın.

    - arkadaşına anlattığın o sırrı artık en az üç kişi biliyor.

    - iş görüşmesine gittiğinde seninle görüşen kişinin senin çeyreğin kadar donanımı olmadığını düşüneceksin. belki gerçekten öyle, belki de kibirlisin. iki durumda da bu sadece senin sorunun.

    - bir erkek/kadın senin zeki olduğunu söyleyip övüyorsa yakın zamanda seni aptal yerine koymaya çalışacak demektir. eğer bu kişi arkadaşınsa dev bir yalan söyleyecek, sevgilinse seni aldatacak, ailenden biriyse evlatlık olabilirsin, bilemiyorum.

    - hoşlandığın kadının/erkeğin sevgili olduğu kişiden nefret edeceksin, onun her kusurunu göreceksin ama bir gün mutlaka sen de birilerinin nefret ettiği kişi olacaksın. sadece bundan haberin olmayacak. o nedenle çok da şeyapma.

    - çocukken eziksen büyüdüğünde de eziksindir. şartlar değişir, maddi durumun değişir, görünüşün değişir, ama ruhsal olarak her zaman acımasız piçlerin (çocuklar evet) arasındaki yalnız, istenmeyen, dışlanmış insan olacaksın. çünkü senin hayallerini çocukken kırdılar, artık ben bile daha fazla kıramam. bunun aksini ispatlamak için hayatı seninkinin tam tersi olan, sözde havalı özde aptal/gösteriş meraklısı/görmemiş insanlarla beraber olman durumunu kötüleştirecek ama yine de sen bilirsin.

    - her zaman kaybettiklerin kıymetli olacak. insan, hayvan, eşya... hiç fark etmez. ama hiçbirini yeniden bulamayacaksın.

    - iş yerinde her zaman en çok çalışan ancak en az takdir edilen sen olacaksın. yöneticilerine ilahi bir mesaj gelmesini, gökten bir ışık huzmesi içinde "bizim kız/oğlan çok çalışıyor ama iş arkadaşları onun hakkını yiyor" yazan kağıt inmesini ve bir anda seni ayın elemanı seçmelerini bekliyorsan bunu verelim (o)))

    - hayır, tabii ki de alkolü bırakamayacaksın.

    - sigarayı bırakıp senelerce içmesen bile eninde sonunda "bi' fırttan bişey olmaz" diyeceksin.

    - bir insanın söyledikleriyle yaptıkları çelişiyorsa referans alacağın kısım yaptıkları olmalı. sadece aptallar, bağımlı kişilik bozukluğu olanlar aldatılmaya, kendisine yalan söylenmesine "aslında beni önemsiyor, aslında iyi biri" diye bahane uydurur. hayır seni önemsemiyor, yalan söyledi, aldattı, kalbini kırdı ya da her ne bok yediyse... onun gözünde bir hiçsin. al sana bir get used to it daha.

    - hayır, merkür geri gitmeyi bıraksa da, satürnle plüton birleşip ay'a da girse, uranüs kendini jiletleyip "x burcu ile y burcu anlaşacak ulan" da dese anlaşamayacaksınız. çünkü seni sevmiyor.

    - aynı şekilde seni aldatmasının sebebi x burcu olması değil, seni sevmemesi.

    - en yakın arkadaşın karşı cinstense muhtemelen sevgilisi olduğunda, o olmazsa evlendiğinde seni sepetleyecek.

    - eğer şanssız biriysen planların her zaman altüst olacak. ama sen pozitif olmak adına "hayat bu, her şey olabilir" diyecek ve bunu görmezden gelmeye çalışacaksın. ta ki bir gün delirene kadar. düşmanını yakın, psikiyatrını daha yakın tut.

    - eğer şanslı biriysen bunları okurken göbeğini kaşıyıp sırıtacaksın ve "yötörünce çoluşunca herkes istödüğünü alır" diyen kişisel gelişimciler gibi konuşmaya başlayacaksın. onlar da zaten böyle diyerek zengin oldu.

    şimdilik bunlar. eğer hala hayata dair umudu olan varsa pes yani. bir ara gelsin, işkence ederek son umutlarını da tüketeceğim. şimdi git hadi, yastığa sarılıp ağla, ne bileyim bir şey yap.
  • - iyi günler, gerçekle yüzleştirme dairesi hayal kırma masasından arıyorum.
    - buyrun?
    - geçen haftaki sınavınızdan kalmışsınız beyefendi.
    - ama, ama nasıl olur?
    - bal gibi. ayrıca okuldan atılmak üzeresiniz. bence siz üniversite mezunu olma hayallerinizden vazgeçin.
    - ne yapayım peki?
    - girin bir işe çalışın. tabi iş bulabilirseniz, hahahaha.
    - beni yıldıramazsınız. en azından selen var hayatımda, hem beni çok seviyor.
    - bi saniye, hmmm, şu anda kankanız haluk'la çılgınlar gibi sevişen selen mi? hiç sanmıyorum.
    - ne, nasıl yani?!
    - yani kız motor çıktı, vazgeç iyisi mi sen.
    - teşekkür ederim. ağzıma sıçtınız.
    - her zaman.
hesabın var mı? giriş yap