• sağlık bakanı recep akdağ'ın kendisine asgari ücretle çalıştığını ve mağdur olduğunu belirten görme engelli bir vatandaşa verdiği muhteşem cevap. sayın bakan " allahın körü, sen ne işe yararsın ki. al işte sana kıyak yapmışız da elin azıcık ekmek tutmuş, bir de ağlıyorsun. senin yerine sağlam birini alsak 5 kat daha fazla çalıştırırdık" demenin değişik ve kısa halini dile getirmiş.

    anladık; akp iktidarı emekten yana olamaz. anladık akp iktidarı daha fazla sömürü daha fazla kar demekten öteye geçemez ama insanları bu kadar aşağılamanın anlamı nedir? sağlık bakanı tıp doktoru olduğuna göre muhakkak psikoloji dersi görmüştür. şimdi o görme engelli arkadaşın yaşadığı travmayı düşünebiliyor mu acaba?

    http://gundem.milliyet.com.tr/…/1390638/default.htm
  • recep akdağ, bu lafıyla akp kurmaylarının fantastik beyanları listesine iki numaradan girmiştir. ömer dinçer, madenciler güzel öldüler lafıyla halen ilk sırada.

    (ara: allah hepinizin)
  • -gözlerin görmüyor, sana iş vermişiz?!
    -aklın bilemiyor ama bakan olmuşsun?!
  • arkasından "şimdi sittir git, yıkıl karşımdan kodumun yamyamı seni" deseydi dahi hiçbir şey olmayacağını bilmek daha çok koyuyor insana. yok artı ali sami demeyin, öyle çünkü.

    izlerken yerin dibine girdim, allah kahretsin bu nedir ya?
  • "kafan basmıyor sana oy vermişiz" diye geri iade edilmesi gereken söz öbeği.
  • akıllara ayar makinası monkey island karakteri murray'i getirmiştir:

    - guybrush threepwood: how can you see without eyeballs?
    - murray: how can you walk around without a brain? some things no one can answer.
  • ''utanacağınızı bilsem yüzünüze tükürmek isterdim, ama ondan da anlamazsınız ki siz...''
  • sağlık bakanı recep akdağ gayet açık bir şekilde ve hiç kimseden çekinmeden görme engelli bir insanı aşağılamıştır ve buna rağmen yine insanlardan doğru-dürüst bir tepki gelmeyecektir.

    bu adamların bunları söyleyip, söylememeleri değil de, ekşi sözlük benzeri 3-5 internet sitesi haricinde tepki görmemeleri, birilerinin kendilerine: "dur! hop! ne yaptığını sanıyorsun?" bile diyememesi bana çok koyuyor, üzüyor arkadaşlar...

    bakın ben anlatayım size işin doğrusunu...

    sayın(!) bakan bilmiyor ya da ilgilenmiyor olabilir ama iş kanunu gereği görme engelli vatandaşın bahsettiği müteahhit firma belli bir oranda engelli vatandaş çalıştırmak zorunda zaten. firmanın yasal olarak engelli personel çalıştırmamak gibi bir seçeneği yok. dolayısıyla bakanın dediği gibi ortada bir "lütuf" da yok. sen o adamı ya da başka bir engelliyi orada çalıştırmak zorundasın.

    hadi iş kanununu salla gitsin bi kenara... memlekette engellileri koruyan bu tip kanunlar olmasa ne yapacaktın yani? sağlam insanlar kadar iş göremedikleri için bir kenara mı atacaktın onları? "siz sağlam insanlar kadar işe yaramazsınız, ne haliniz varsa görün, açlıktan ölün!" mü diyecektin?

    engelli bir insana normalde iş verilmez de, onlara asgari ücret karşılığı iş vermek onlara lütufta bulunmak, "kıyak" geçmek midir? öyle değilse de recep akdağ'ya göre öyle olduğu konuşmasından kolaylıkla anlaşılıyor.

    üzülüyorum ya... benzer bir hastanede aynı faaliyeti gösteren özel bir firmada çalışmış biri olarak uyandırayım ben sizi:

    o insanlar orada aralıksız 20 sene de çalışsalar, o boktan sistem içinde o adamın ya da diğerlerinin asgari ücretten fazlasına çalışma ihtimalleri yoktur, olamaz. o adama engelli olduğu için asgari ücretten 50-60 lira fazla veriyorlardır o kadar.

    ve yine muhtemelen oradaki engelli adam yıllık izin de kullanamıyordur. özel firma değişince bütün personele eski firmadan çıkış-yeni firmaya giriş işlemi uygulandığından kıdem vs. de yok. ayrıca mevcut firma yerine, yeni gelen bir firma olursa -ki belli aralıklarla illa ki olur- yeni firma o adamı tekrar işe sokmayıp, kapının önüne koyarak, yeni birini alma hakkına da sahip olacaktır.

    işte oradaki görme engelli kişi de bütün bunlardan şikayet ediyor, bütün bunları anlatmaya çalışıyor ve devletin bir kurumunda çalışan, emek veren birisi olarak en azından devlet memuru olmak, bazı güvencelere ve haklara kavuşmak istiyor. istiyor ama anlayan kim, dinleyen kim?

    aldığı cevap şu:

    "sana olabilecek en kötü şartlarda da olsa, bir iş vermişiz ya, daha ne?"

    gördüğünüz gibi bütün bu bilgiler ışığında, sağlık bakanı tarafından görme engelli bir işgörene verilen bu cevap daha da korkunç hale geliyor. peki geliyor da ne oluyor?

    hiçbir şey...
  • kuran'ın abese suresini biliyor mu acaba bu lafın sahibi recep akdağ? ben bilmem, zaten hiçbir dinle de alakâm yok. badilerimden biri, kör bir dilenci ile hz. muhammed arasında geçen diyalogu hatırlatınca (#23515620) google'a girip baktım neymiş bu sûre diye.

    diyanet'in sitesinde yazdığına göre hz.muhammed kurmaylarıyla birlikte pek mühim işler konuşurken oradan kör bir adam gelir ve "yâ resûlallah! allah'ın sana öğrettiklerinden bana da öğret" der. muhammed oralı olmaz. kör adam üsteleyince, yüzünü asar, sert bir bakış fırlatır. gerçi adam kördür ve bu hareketi görmez ama yukarıdaki görür ve anında ayetleri mermi gibi yollamaya başlar:

    1. (peygamber), yüzünü ekşitti ve geri döndü.

    2. âmânın kendisine gelmesinden ötürü

    3. belki o temizlenecek,

    4. yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek.

    5. kendini (sana) muhtaç görmeyene gelince,

    6. sen ona yöneliyorsun,

    7. oysa ki onun temizlenip arınmasından sen sorumlu değilsin.

    8. fakat koşarak sana gelen ,

    9. ve (allah'tan) korkarak gelenle ,

    10. sen onunla ilgilenmiyorsun.

    11. hayır! şüphesiz bunlar bir öğüttür,

    12. dileyen ondan (kur'an'dan) öğüt alır,

    .......kaynak: http://www.kuranikerim.com/mdiyanet/abese.htm

    12. ayete kadar kör adama tavır yapan muhammed'e fırça atan allah, sonra kâh kendisinden bahsediyor kâh hurmalardan, üzümlerden zeytinlerden...artık bunların konuyla ne ilgisi varsa 42'ye kadar sıralıyor mülahâzalarını. neyse biz asıl mevzumuza geri dönelim.

    şimdi koskoca allah'ın bakan da olsa recep akdağ'ın kör bir adama kızmasına celallenip sûre, ayet falan göndermesi yakışık almaz. haşâ, ayet gönderemeyeceğinden değil elbet; bilakis böyle bir hareket recep akdağ'ı fazla ciddiye almak olur.

    uzatmayalım yukarıdaki surenin 11 ve 12. ayetlerinde ne diyordu? "şüphesiz bunlar bir öğüttür,
    dileyen ondan (kur'an'dan) öğüt alır" sizce bakan bey bunlardan öğüt alır mı? cevabı ihsan eliaçık versin: "...iktidar kendi din anlayışını dayatacak kadar dine inanan birileri değil. bu çok tuhaf. dışarıdan ‘dinci iktidar’ deniyor ama alakası yok. adamların bir şeye inancı kalmamış ki, neyi dayatacak. bir şeye inanması lazım ki dayatsın. ben bunların inançlarını kaybettiklerine inanıyorum." #23506796
  • akepelilere hala şaşıranların olduğunu göstermiş beyanatlardan biri.

    adamların beyanat vermediği bi tek kulak arkamız kaldı (başka bi tümce var aslında burada, görmek isteyenlere), hala şaşırıyorsunuz. asıl sorun akepeyi hala ciddiye alandadır. boşuna psikolojinizi harap etmeyin.
hesabın var mı? giriş yap