• jung'un "psikolojide tipler" kitabından:

    "ilkel için, düşünce görsel ve işitseldir, bu nedenle, vahiy karakteri de vardır."

    "ilkel 'düşündüğünde' kelimenin tam anlamıyla görüleri vardır, bunların gerçekliği o kadar büyüktür ki ilkel, psişikle gerçeği sürekli karıştırır."

    "normal insanların rüyaları ve zihinsel dengesizliğin eşlik ettiği sanrılar psişik imgenin ilkel gerçekliğinin nasıl kolayca yeniden belirdiğini gösterir."
  • kötü olmak zorunda değildir.
  • bir topluluğu ya da halkı ilkel olarak niteleyebilmek için aranan şartlar şunlardır:
    1. doğaya sıkı sıkıya bağlılık
    2. doğaya egemen olmak için kullanılan araç-gereçlerin ve tekniklerin ilkel ve yetersiz olması
    3. yazının bilinmemesi
    4. terbiye ve eğitimde gelenek ve göreneklerin önemli rol oynaması
    5. politik örgütlenmenin akrabalığa dayanması
    6. kollektif düşünce tarzı

    aralarında bize tanıdık gelenler olabilir.
  • ilkel kabileler gördüklerine değil, duyduklarına inanırlardı. batı kültürü ise gördüğüne inanan, gördüğünü gerçek belleyen bir düşünce sistemi üzerine kurulmuştur. buna rağmen doğu hala, işitsel bir algı yani akustik bir algının evreninde yaşıyorlar ve kültürleri de bunun üzerine kurulu.
  • çok haksızlık edilen kelime. özellikle akademik anlamda, bu kelimenin kötüyü çağrıştırdığı için uzak durulduğunu gördüm. erken dönem duvar resimlerinden, el aletlerinden vs bahsederken ilkel teriminin kullanımından kaçılıyor çünkü bunun negatif bir anlamı olduğunu, modern olana karşı bir aşağılama olduğunu söylüyorlar. halbuki kelimenin ne anlama geldiği açık, ilk olan, hatta ingilizcesi primal ya da primitif, ikisi de kökeninde prime, yani birincil, ilk. bu duvar resimleri, aletler hatta kültürler, ilk örnekler olduğu için bu ismi almışlar.

    halbuki ilkel kelimesinin aşağılayıcı olduğunu iddia etmek asıl bu kültürler için aşağılayıcı bir şey. yani bir kültür ortaya çıkıyor, bir konuda ilk örnekleri veriyor ve biz onları tanımlarken, ilk oldukları için, ilkel diyoruz. sonradan başka bir grup insan bu kültürü tanımlarken, gelişmemiş, geri kalmış diyor. sonra ilkel kelimesi bu tanımla birleşiyor. sonra akademisyenler çıkıp o kültürün geri kalmış olmadığını belirtmek için ilkel kelimesi doğru bir tanım değil diyorlar. bu biraz, beyaz birinin siyahi arkadaşına siyahilere karşı sahip olunan negatif bakış açısı yüzünden "ben seni siyahi olarak görmüyorum" demesi gibi.
  • uçmuş.

    açtığı başlıklar yadigar kalacak. arkasından 2.entryi girenlere allah sabır versin diyelim.
  • (bkz: prokaryot)

    evet sınavlar yedirtti kafayı. bu da oldu yani.
  • aslında anlam olarak zaman bakımından en eski olan, ilk durumda kalmış olarak açıklanıyor olsa da,çağımızın sözcüğe yüklediği bayağılık, kabalık,kıyıcılık çoktan gerçek anlamlarını aşmış ve kabul görmüştür. değişimlere katkıda bulunmak ve anlamak yerine engel olmaya çabalayan herşey ilkel tanımının içine girebilir.eskinin ilkel yeninin uygar,doğunun ilkel batının uygar olduğu önyargılı dayatmalardan başka bir şey değildir. her yaşam, her değer kendi içinde anlaşılmalıdır..
  • modern antropolojide, kabile ve toplumları tanımlamak amaçlı kullanımı terkedilmiş sıfat.
  • ilkel tespitler yapip bir de onlara basliklar acan sozluk yazari
    (ara: basliklarini metreden tanimak)
hesabın var mı? giriş yap