• ingilizce bilip de bu dili öğrenenlerin kelime dağarcıkları için kökteş (cognate) kurallarını öğrenmeleri kendilerine büyük bir avantaj sağlayacaktır. toplamda 18 kural var, aşağıda hepsine birer ikişer örnek vereceğim ama daha fazlası için kaynaklar fazlasıyla mevcut. dikkat edilecek önemli bir husus telaffuz farkıdır. ispanyolca daha düz bir telaffuz sistemine sahiptir ve anadili türkçe olanları pek zorlamaz. bir diğer nokta ise burada kolaylık sağlayacak değişimleri veriyorum ama yazılışlarda bazı kurallara dikkat etmek gerek. ingilizce'deki çift harfler ispanyolca'da teke düşebilir (intelligence - inteligencia gibi, aşağıda böyle olan kelimelerdeki bazı harfleri parantez içinde belirttim). son olarak da bazı kelimeler yazılış olarak birbirine benzese de anlamları farklı olabilir ('embarrassed' ingilizce'de 'utanmış/mahçup' anlamlarına gelirken, 'embarazada' ispanyolca 'hamile' demek). ama yine de kökteş kelimler yüzde 90 aynı anlamları haizler ve istisnaları ezberlemek çok zor değil.

    1) ingilizce -ous ile biten kelimeler ispanyolca'da -oso olur
    örn.: curious - curioso, numerous - numeroso

    2) -al ile biten kelimeler genelde iki dilde de aynıdır
    örn.: animal, hospital, digital

    3) -ct ile biten kelimeler -cto olur
    örn.: act - acto, correct - correcto, exact - exacto

    4) sonu -id ile biten kelimeler -ido olur
    örn.: acid - acido, fluid - fluido, rapid - rapido

    5) -ic ile biten kelimeler -o eki alır
    örn.: fantastic - fantastico, basic - basico

    6) -ar ile biten kelimeler genelde aynı kalırlar
    örn.: familiar, solar, lunar

    7) sonu -ary olan kelimeler ispanyolca'da -ario şeklini alır
    örn.: canary - canario, diary - diario

    8) -ant ile biten kelimeler -ante'ye dönüşür
    örn.: abundant - abundante, important - importante, elegant - elegante

    9) sonu -ble (-able/-ible) ile biten kelimeler genelde aynı kalırlar
    örn.: cable, impos(s)ible, terrible, incre(d)ible

    10-11) -ance/-ence ile biten kelimeler -ancia/ -encia olur
    örn.: ambulance - ambulancia, tolerance - tolerancia, france - francia
    örn.: difference - diferencia, excellence - excelencia

    12) -ment ile biten kelimeler -mento olur
    örn.: argument - argumento, experiment - experimento

    13) ispanyolca'da zarf (adverb) eki -mente'dir. ingilizce -ly, -mente'ye dönüşür (ekten önceki kök kelimenin yazımına dikkat)
    örn.: possibly - posiblemente, certainly - ciertamente

    14) sonu -ty olan kelimeler ispanyolca -dad olur (kök kelimenin yazımına dikkat)
    örn.: city - ciudad, community - comunidad, university - universidad

    15-16-17) sonu -sion ya da -stion ile biten kelimeler aynı kalır ama -tion ile biten kelimeler -cion haline gelir (kök kelimelerin yazımına dikkat)
    örn.: expansion - expansion, combustion-combustion, translation - traduccion, station - estacion

    18) sonu -gion ile biten kelimeler genelde aynı kalırlar
    örn.: religion, legion, region

    düzenleme: kafa karışıklığı olmasın diye vurgu işaretlerini eklemedim. son altı (6) maddeyi ayrı ayrı yazacaktım ama daha sonra karar değiştirip, tek bir girdide bulunması daha iyi olur diye düşündüm. umarım yardımcı olmuştur. öğreniniz öğretiniz efenim, kolay gelsin!.. (bir iki yazım hatasını düzelttim, uyaran arkadaşlara teşekkür ederim).
  • doktorun bana evde yat, dışarı çıkamazsın dediği günler. yatak-koltuk-tuvalet dışında kıpırdamadan yatıyorum. dedim öğrenirim lan ben bu dili, nedir yani. önce alfabe'den başladım her şey okunduğu gibi, bir tek "h" okunmuyor, geri kalanlar da "h" okunuyor zaten.

    sayılar, tanışma cümleleri, 60-70 kelimeyi öğrendim youtube'dan. sonra video dinle dinle baydı beni. dedim ben ispanyol bir kanka bulayım. "yabancılarla konuşma sitesi" yazdım google'a. gördüğünüz gibi düz bir mantıkla ilerliyorum, speaky.com çıktı karşıma. hiç biyografi yazmadan tık tık ileri gittim, karşımda seçmelik bir sürü insan.

    özellikle hanımları eledim, girdim biyografileri biraz kurcaladım. duygusal beklentim sıfır, tamamen dil geliştirme ve eğlence amaçlı oradayım. baktım benim gibi resimsiz, fotoğrafsız, biyografisi bomboş bir julio. vay kardeşim benim, diye içimden geçirip "hola" diye girdim conversation'a. benim yanıma da türk bayrağı koymuşlar "aaa merhaba" diye cevap geldi.

    ben çat pat ispanyolca, bu çat pat türkçe baya bir konuştuk. ancak o kadar gülücükler kullanıyor ki, gay kardeşim julio diye düşünüyorum. "j" lerin "h" okunması, onun türkçe okunuşu falan derken ben buna hulyo diye hitap etmeye başladım. o da benim ismimde bir adet bulunan "h" harfini kaldırdı ve biz hulyo ile uzun günler konuştuk.

    bu arada benim ispanyolca, onun türkçe bitti. fransızca biliyor musun dedi, derken öğrendim ki hulyo meğer fransızmış, ben sizin dilinizde senin adın olduğunu bile bilmiyordum dedim, yoo çok var falan dedi. biz ispanyolca pratiği bıraktık, başladık ingiliççe yazışmaya. günler geçerken benden posta adresi istedi, ben de çok takılmadan verdim evimin adresini. ben hobi olarak enerji içeceği biriktirdiğimden bahsetmiştim, bir kutu değişik değişik enerji içecekleri yollamış. kargo, gümrük nasıl patlamadı hayret ederek çok mutlu oldum. dedim lan hulyo harbi delikanlı adamsın, sendeki göt bir sürmeli'de var. anlamadı tabi

    bu jesti üzerine ben de ona bir jest yapmak istedim ama adamın beğendiğini söylediği tek şey halı, kilim falan otantik şeyler. yapacak bir şey yok, eski tanıdıklardan uşak kilimi, antika bir gaz lambası, oltu tespih falan doldurdum kutuya. girdi kargo parası yolladık, kankamıza.

    bu arada hulyo'nun aşı alerjisi olduğu için aşı olamadığını ve korkudan evden hiç çıkmadığını da belirteyim. ben de evden çıkamıyorum biz 24 saat hulyo ile konuşur hale geldik. 1 gram ispanyolca ilerletemedim, ingilizcem acayip gelişti bu süreçte. günlerden bir gün hulyo aşı olduğunu, artık dışarı çıkabileceğini ve hatta türkiye'ye gelmek istediğini belirtti. nereye geleceksin diye sordum, aslında istanbul ve ürgüp'e gidecekmiş ama eğer istersem ankara'ya da uğrayıp beni görmek istiyormuş. ben de öyle söyleyince şaka yollu "bak hulyo ben erkekleri severim de bana mı göz koydun, arkadaşız ama o sonra yanlış olmasın" dedim(bu cümleyi ingilizce ne kadar kurabildiysem artık). böyle dediğimde çok bozuldu, bütün gülücüklerin yerini, net cümleler aldı. harbi harbi bana iş koymuş kankam ama ben bir şekilde gönlünü aldım. sıcak bir eylül sabahı esenboğa'nın yolunu tuttum. doktordan da iznim var, hulyo'ya anıtkabir gezdirip, aspava yediricem, oradan ürgüp'e uğurlayacağım.

    bu arada uçağa binmeden benim bir arkadaşım da gelecek sorun olur mu, "o da gay" falan dedi, iyi gelsin bir aspava daha yeriz diye komik olmayan esprimi yaptım. uçak indi, kapılar açıldı, ben hayatımda görmediğim 2 gay'i karşılamak için kapı önünde dururken bir çift yanıma yaklaştı. erkek olan merhaba ben bilmemne dedi, kız olan boynuma atladı "çok tatlısın, canım, sweetim, sugarım, my love'ım" diye beni öpücüklere boğdu. ben ahsen tv mikrofonu tutan takkeli gibi bakıyorum bunlar, bunlar bıcır bıcır fransızca konuşuyor. oğlan döndü "julia'nın anlattığı kadar tatlısın" dedi. julia? dedim. julia dedi. 1.60 boylarında anime karakteri gibi kocaman gözleri olan, bembeyaz tenli, fıstık gibi bir fransız hatun.

    ben gay olmadığımı, julia'yı julio sandığımı anlatmaya çalıştım. karşılığında beni görmeden hoşlandığını ama benim ona "erkekleri severim, sakın benden bir şeyler bekleme" tarzı cümlemden sonra gay olduğumu anladığını, o yüzden gay bir arkadaşını da tanıştırmak için getirdiğini söyledi. karagümrük yanıyor şarkısında hakime "ne eveti aslı ne eveti, nikah kıymıyoruz aslı ne eveti" diyen tonlamada "ne gayi julia ne gayi al beni nikahına, çek çıkar buralardan" dedim. çok güldü, yine bir şaka yaptım sandı, ingilizcem açıklama yapmaya yetmedi, julia, arkadaşım seni beğendi ama sen onu beğenmedin sanırım dedi. anıtkabir'e gittik, müzeyi de kapatmışlar. aspava yedik, keşke sen de bizimle ürgüp'e gelsen dedi. ben gay değilim dedim, tamam tamam dedi. vedalaştık gitti.

    debe editi: şuku veren elleriniz dert görmesin.
  • yıllar önce öğrenmeye başladığım, uzun süre anavatanında yaşayıp konuştuğum ve hatta çevirmenlik yaptığım; ancak türkiye’ye dönmem sebebiyle maalesef yavaşça gerilediğimi fark ettiğim dil.

    karantina döneminde kendime koyduğum hedeflerden biri de ispanyolcamı ilerletmek, ya da en azından aynı seviyede tutabilmekti. bu amaçla kendime bir kaynak liste hazırladım. madem hazırladım, bari başka insanlara da yarasın diyerek burada paylaşıyorum. ekşi sözlüğe 6-7 yıldır entry girmiyordum ve hatta eski entrylerimin de birçoğunu bir hışımla silmiştim. en azından faydalı bir entry ile dönmüş olayım kutsal bilgi kaynağına.

    not: benim verdiğim tavsiyeler daha çok intermediate ve üzeri olanlar için, ama başlangıç seviyesinde olanlar için de birkaç tavsiye vermeye çalışacağım.

    her dilde olduğu gibi, maalesef ispanyolcada da kendini geliştirmek için belirli bir seviyede ingilizceye sahip olmak gerekiyor, zira bu konuda türkçe kaynaklar oldukça kısıtlı. ayrıca, ikisi de hint-avrupa dil ailesine ait olduğu için ve ikisinin de latinceden bir sürü kelime almış olmasından dolayı, ingilizce ve ispanyolca dillerinde birçok benzerlik mevcut. o yüzden, eğer ingilizceniz iyiyse, bu kaynaklara yönelmenizi öneririm.

    sözlükler:
    spanishdict: benim en çok kullandığım ingilizce-ispanyolca sözlük. fiil çekimleri konusunda da başvurabilirsiniz.
    word reference: spanishdict’e göre daha detaylı ama daha karmaşık bir sözlük. yalnızca ispanyolca-ingilizce değil, birçok farklı dil grubu var.
    rae: ispanya’nın tdk’sı real academia española’ya ait sözlük.
    linguee: internette halihazırda tercüme edilmiş kaynakları gösteren, kelime gruplarını ve cümleleri tercüme etmek istediğiniz zaman kullanabileceğiniz bir site. deyimler konusunda yardımcı olabilir.

    listening:

    listening’in speaking’den daha zor olduğu nadir dillerden biri sanırım ispanyolca. yani o klasik ‘anlıyorum ama konuşamıyorum’ geyiğinin aksine, ‘konuşuyorum ama verilen cevapları anlamıyorum’ noktasında bulabilirsiniz kendinizi. şurada bu konuyla ilgili bir meme mevcut.

    bunun birçok sebebi var. öncelikle ispanyolca çok hızlı konuşulan bir dil. ayrıca, tüm dünyaya yayılmış olması sebebiyle onlarca farklı aksanı var. ispanya içinde bile 200km gidince bambaşka bir dil konuşuluyormuş gibi hissedebiliyorsunuz bazen. ispanya’daki diğer yerel dillerin * o bölgede konuşulan ispanyolcaya etkisinden bahsetmiyorum bile. listening sıkıntısını aşmak için bazı yöntemler mevcut elbette.

    netflix:
    netflix ispanya çok aktif ve birçok dizi ve film çıkarıyorlar. ve bunları anadilinde, ispanyolca altyazıyla izlemek mümkün. eğer kendinizi intermediate olarak görüyorsanız, buradaki dizi ve filmleri ispanyolca altyazılarıyla izlemenizi öneririm. benim tavsiyelerim şöyle:

    diziler:
    la casa de papel: bunu sırf yazmış olmak için yazdım aslında, zira netflix kullanıp da bu diziyi duymamış olan yoktur sanırım. son sezonu benim için hayal kırıklığı olsa da, insanı sürekli merakta bırakması ve sürükleyici olması sebebiyle tavsiye edilir.
    elite: içine polisiye unsurlar katılmış olsa da, aslında klasik bir lise dizisi. çerez niyetine gider. ayrıca dizide birçok güzel kadın ve erkek var, yani gözünüz de bayram eder. mesela ben bu yaştan sonra 2000 doğumlu bir kadına nasıl aşık oldum bilmiyorum ve biraz utanıyorum. allah seni bildiği gibi yapsın ester expósito. *
    vivir sin permiso: bir uyuşturucu baronu alzheimer olur, varisi olarak gördüğü eleman da bu imparatorluğu elinden çalmaya çalışır. biraz türk mafya dizilerini mi hatırlatıyor acaba? * klasik bir türk dizisinden tek farkı, işin içinde seks, uyuşturucu ve eşcinsellik olması bence. zaten bu dili öğrendikçe, ispanyol ve türk kültürlerinin birbirine ne kadar benzediğini göreceksiniz. yine çerez olarak gider.

    dizilerde özellikle çerez olanlara yönelmenizi tavsiye ederim en azından ilk etapta. çünkü hem cümleleri anlamaya çalışıp hem de konuyu takip etmek zor olabilir.

    filmler:
    contratiempo: öyle çerez merez değil, bence muazzam bir film. sürükleyici ve orijinal bir konuya sahip. kesinlikle izlenmeli.
    el hoyo: ekşi sözlükte de oldukça meşhur olmuş bir film. muhakkak görmüşsünüzdür. kapitalizm eleştirisi ve ağır alegorik bir film, ancak dil açısından anlaşılır.
    toc toc: toc, ispanyolcada ocd, yani obsesif kompulsif bozukluk demek. bir grup ocd hastasının, gittikleri kliniğin bekleme odasında psikiyatristi beklerken başlarından geçenler anlatılıyor. izlerken çok güldüm.
    vivir dos veces: alzheimer teşhisi konulan yaşlı bir adam, torununun yardımıyla çocukluk aşkını bulmaya çalışır. yer yer komik, ayrıca insanın içini ısıtıyor.

    bu listedeki dizileri ve filmleri izledikten sonra zaten ispanyol oyuncuları az çok tanımaya başlayacaksınız. aynı insanları birden fazla filmde ve dizide göreceksiniz. bu noktadan sonra, konusunu beğendiğiniz herhangi bir dizi veya filme direkt girişebilirsiniz.

    şimdi, dizileri ve filmleri izledik, ama kendimizi biraz daha zorlamak istiyoruz listening konusunda. ne yapacağız?

    elbette internetten ispanyol radyolarını dinleyeceğiz. tavsiyem cadena ser olacaktır. cadena ser, müzikten ziyade talk-show yayınlarına ağırlık veren bir radyo. sabahtan akşama konuşuyorlar yani. haberler, gündem, spor, kültür vs. üzerine. bu aralar bol bol korona üzerine konuşuyorlar haliyle. aynı zamanda birçok ünlü de yayınlara telefonla katılıyor. mesela geçen gün felipe massa konuk oldu, brezilya aksanıyla ispanyolca konuştu. ispanyolcam felipe massa’dan iyiymiş, ufaktan mutlu oldum. *

    bu radyo konusu bence önemli. zira bir filmi izlerken, sırf karakterlerin hareketlerinden ve arkaplan müziğinden filmde ne olduğunu anlayabilir, bazı anlamları contextten çıkarabiliriz. yani context bize yardım eder. üniversitedeyken bir sinema dersi almıştım. hocamız bize, yanlış hatırlamıyorsam lehçe bir filmin ilk yarım saatini hiçbir altyazı olmadan izletmişti. sonra da ‘bu filmde ne oluyor anlayan var mı?’ diye sormuştu; hiçbirimiz lehçe konuşmamamıza rağmen çoğumuz filmin konusunu neredeyse tamamen anlamıştık. görsel bir destek olmadan ispanyolca dinlemeye alışmak demek, bu dilde gelebileceğiniz son noktadır bence. başka bir iş yaparken açın arka planda çalsın.

    son olarak, eğer dinleme pratiğini çeşitli ödev ve egzersizlerle desteklemek istiyorsanız, bu site de size yardımcı olabilir. istediğiniz seviyeyi ve konuyu seçtiğinizde, size uygun bir listening exercise veriyor bu site. özellikle başlangıç seviyeleri için tavsiye ederim.

    reading ve writing:

    reddit:
    internet aleminde en sevdiğim site olan reddit de ispanyolcanızı geliştirmek için güzel bir adres. ispanyolca öğrenme konusunda yardımcı olan subredditler olduğu gibi, içeride sadece ispanyolca konuşulan subredditler de mevcut. reddit ekşi sözlük’te yalnızca türk düşmanlığıyla ve nsfw kültürüyle gündem oluyor maalesef, ancak bence dünyada herhangi bir konuda kendinizi geliştirmek için başvurmanız gereken ilk adres.
    r/learnspanish: birbirine yardımcı olan güzel insanlardan oluşan bir topluluk. sorulara cevap verirler, yardımcı kaynaklar sunarlar. bu subredditteki ‘helpful resources’ kısmı, kaynak toplarken bana bayağı yardımcı oldu mesela.
    r/spanish: üsttekiyle aşağı yukarı aynı.
    r/latinopeopletwitter: hispaniklerin sosyal medyada paylaştığı komik postları tiye alan bir subreddit. genellikle latin amerika kültürü üzerine ingilizce-ispanyolca karışık espriler döner ama azıcık alışırsanız aşırı eğlenirsiniz.
    r/espanol: ana dili ispanyolca olan, her konuda konuşabileceğiniz bir subreddit.
    r/mexico: bana göre ispanyolcanın en güzel aksanına sahip olan meksikalıların subredditi. ingilizceye de izin var ama içerik çoğunlukla ispanyolca.
    r/yo_elvr: r/me_irl sevenler kaydoldu bile. r/me_irl subredditinin ispanyolca versiyonu.
    r/cinefilos: sinema üzerine ispanyolca bir subreddit
    r/futbol: ispanyolca futbol subredditi. bu günlerde futbol ligleri durduğu için pek aktif değil ama yine de futbolseverler için güzel adres.
    r/redditores: yine anadili ispanyolca olan, her konunun konuşulabildiği bir subreddit.

    işe yarayacak diğer siteler:
    el país: haberleri takip etmek için en beğendiğim adres.
    el mundo today: ispanya’nın zaytung’u. yalan ve komik haberler platformu. bir ülkenin dilini öğrenmek için o ülkenin kültürünü de öğrenmek gerekir. kültürü öğrenmek için de mizah çok doğru bir adrestir.
    lyrics translate: internetteki en sevdiğim topluluklardan bir tanesi. dünya üzerindeki neredeyse her dilden şarkıların sözlerinin ve bunların çeşitli dillere çevirilerinin bulunduğu muazzam bir site. ve tamamen crowdsourced. siz de istediğiniz şarkıyı, bildiğiniz herhangi bir dile çevirebilirsiniz. türkçe-ispanyolca çeviriler yaparak hem içeriğe katkı sağlamış olursunuz, hem de pratiğiniz gelişir.
    forocoches: bizdeki donanımhaber forumu gibi, aslında ilk başta tek bir konu * üzerine açılmış olup, sonradan her konunun tartışılabildiği bir yere dönüşen büyük çaplı bir forum.

    bunun dışında writing için size verebileceğim tavsiye, ispanyolca bir günlük tutmanız olur. o gün başınızdan geçen her şeyi ve hislerinizi ispanyolca olarak kağıda dökün. kendinizi bildiğiniz kelimelerle kısıtlamayın. yazmak istediğiniz ama ispanyolcasını bilmediğiniz şeyleri de sözlük yardımıyla yazın. ispanyolcanızı geliştirmenize çok yardımcı olacaktır.

    speaking:

    telaffuz: ispanyolca, telaffuz konusunda avrupa’nın en kolay dillerinden biridir. eğer telaffuz kurallarını biliyorsanız, yazılı olarak gördüğünüz herhangi bir kelimeyi hatasız olarak %100’e yakın doğrulukla telaffuz edebilirsiniz. istisnalar yabancı dillerden ispanyolcaya geçmiş kelimelerdir, ama onların bile çoğunluğu ispanyolca yazım ve telaffuz kurallarına göre modifiye edilerek kullanıma alınır.
    (not: işin komik yanı, bunun tam tersi mümkün değildir; yani duyduğunuz kelimeyi aynı doğrulukla yazamayabilirsiniz. mesela ‘haber’ ve ‘a ver’ ispanyolcada aynı telaffuz edilir ama bambaşka anlamlara sahiptir. ufak bir anektod olarak paylaşayım dedim)
    yine de, telaffuz konusunda size yardımcı olması adına forvo sitesini kullanabilirsiniz. bu site, istediğiniz kelimenin anadili ispanyolca olan biri tarafından telaffuzunu dinlemenizi sağlar. youglish sitesi ise, yazdığınız kelimenin geçtiği bir youtube videosu bulur.

    konuşma pratiği: işte geldik türkiye’de yaşayan biri için en zor kısma. ispanyolcayı iyi konuşan ve sizinle yüz yüze pratik yapacak birini bulmak imkansız gibi bir şey. hele ki karantina döneminde zaten mümkün değil. bunun için hellotalk ve tandem gibi uygulamalar tavsiye edildi, ama konuşacak düzgün insan bulmanın çok zor olduğunu duydum. henüz denemedim, deneyen varsa tavsiyelerine açığım.

    benim bu konudaki çözümüm ise biraz korkutucu gelebilir, ama işe yaradığına emin olabilirsiniz: kendi kendinize konuşun! kendinizle ispanyolca olarak diyaloga girin, hatta kendinize ispanyolca hikayeler anlatın. isterseniz bunları kaydedin, sonra da dinleyip hatalarınızı bulmaya çalışın. buradaki en önemli detay, sesli konuşmanız ve telaffuz kurallarına dikkat etmeniz. kesinlikle işe yarıyor, tavsiye ederim.

    diğer konular:

    subjuntivo konusu:
    geldik zurnanın zırt dediği yere. ispanyolca öğrenip b1 seviyesine kadar gelenlerin yaşadığı en büyük zulümdür bu subjuntivo meselesi. ispanyolcada hızlı hızlı ilerleyip subjuntivo’ya gelince ‘sikerim böyle aşkın ızdırabını’ diyen nice babayiğitler gördü bu gözler.
    bu konunun karışık gözüktüğünü kabul ediyorum. örneğin, ‘buranın sıcak olmadığını düşünüyorum’ ve ‘buranın sıcak olduğunu düşünmüyorum’ neredeyse aynı cümleler gibi geliyor, ama birinde indicativo, diğerinde ise subjuntivo kullanılıyor. (creo que no hace calor aquí - no creo que haga calor aquí).
    ancak bu konunun gözünüzü korkutmasına izin vermeyin, çünkü gerçekten de o kadar zor değil. şu sitede konuyu genel olarak anlatıyor.
    mantıksız geliyor olabilir, ama öğrenince kendi içinde mantığı var. ‘öğrenmesem ne olacak’ demeyin, zira subjuntivo öğrenmeden b1’i geçmeniz ya da belli düşünceleri aktarmanız mümkün olmayacak. sizler, fiil çekimi konusunda dünyanın en karışık dillerinden biri olan türkçeyi anadili olarak konuşan insanlarsınız, isterseniz yaparsınız. *

    falsos amigos:
    ingilizce size ispanyolca öğrenme konusunda yardımcı olacaktır dedik. ancak bazı durumlarda köstek de olabilir. bazı ispanyolca kelimeler, ingilizceleriyle aynı gibi gözükmelerine rağmen aslında bambaşka anlamlar taşır. bunların en meşhur örneklerinden biri embarazada - embarrassed kelimeleridir. embarrassed ‘utanmış’ anlamına gelirken, embarazada ‘hamile’ anlamına gelir ve ispanyolca öğrenenler tarafından bu kelimenin yanlış kullanımı oldukça sık görülür. şu linkte bu tarz kelimelerin bir listesi mevcut.

    başlangıç seviyesi için çeşitli appler ve web siteleri :
    study spanish
    123 teach me
    duolingo
    memrise: (bu siteyi özellikle a2, b1 seviyelerinde olup da kelime dağarcığını genişletmek isteyenler için tavsiye ederim)
    cervantes: (eğer a1, b2 falan bunlar ne diye merak ediyorsanız, kendi seviyenizi anlamanız adına basit ve ücretsiz testler sunan bir site)

    uzun bir entry oldu. umarım fazla karmaşık olmamıştır. kolay gelsin ve hasta luego!

    -----

    debe editi: yıllar sonra girdiğim ilk entry'yi debe'ye soktuğunuz için teşekkürler. sözlükte bu konuyla bu kadar ilgilenen olması hoşuma gitti. diğer yazarlardan bir sürü güzel tavsiye de aldım, onları da ekleyeyim dedim:

    ge ji kai önerdi: her seviyeye göre egzersiz için todo-claro sitesinden yararlanabilirsiniz.

    bugun saat 6 gibi sarki soyluyodum önerdi: ispanyol devlet kanalı rtve'nin uygulamasını indirip bazı ispanyolca dizi ve belgeselleri ispanyolca altyazıyla izleyebilirsiniz. aynı zamanda ewa spanish uygulamasında da güzel videolar ve okuma parçaları varmış.

    transall önerdi: durante la tormenta filmi. ben henüz izlemedim ama listeme almıştım, konusu çok ilgi çekici duruyor. aynı zamanda ispanyolca podcast dinlemeyi de tavsiye etti. bu konuyu biraz araştırıp daha fazla ekleme yapmaya çalışacağım.
  • dille birlikte değişik bir kültür de getiriyor.

    şimdi ispanyolca deyince ortalık karışıyor. çünkü latini var, ispanyolu var, orta amerikalısı var. ispanyol ispanyolcası ile güney amerika ispanyolcası arasında çok fark var. ama her şekilde, dili bilince o kültürü de yaşamaya başlıyor insan ufaktan ufaktan.

    en büyük farklardan başlayayım aralarındaki. ispanyollar güney amerika'yı keşfedince, burayı da kolonileştirmeyi kafaya koyunca kimleri sevmiyorlarsa, kimlerden utanıyorlarsa buralara göndermişler. yani hırsızı, fahişesi buralara taşınmış yerli halkla kaynaşmaya başlamışlar. sonra bakmışlar ok yaydan çıkıyor orada, bol bol din adamı ve asker göndermişler oraları yola getirsin diye. şimdi ispanyolca'da iki tane sen var, biri tú (bu bizdeki sen), diğeri de usted (bu da saygı duyulan kişiye söylenen sen, yani siz. bu da emevilerle etkileşimden geliyormuş, üstad kelimesinden). buraya asker ve din adamı gönderince, asker zaten emir komuta elemanı, haliyle "sen"den çok "siz"i, "usted"i kullanıyor ve saygılı üstlerine. din adamı da tanrı'ya "sen" deyip laubalilik edecek değil, dolayısıyla o da usted kullanıyor. dolayısıyla sen kelimesi buraya "usted" diye yerleşiveriyor. tú ancak aile ve kanka arasında kullanılan bir şey oluyor. ama o arada ispanya'da herkes birbirine tú diyor. latin amerika'da herkes "teşekkür ederim", "özür dilerim", "lütfen" gibi saygı kalıplarını herkes kullanırken; ispanya'da bildiğin konuşurken küfürler noktalama işareti gibi gidiyor. upuzun cümleden küfürleri çıkarınca 5 kelimelik anafikir kalıyor. "tamam da niye bu kadar sövdün" diye sorasın geliyor.

    üstüne de latinler bir kimlik karmaşası yaşıyor ve o kimlik karmaşası da devam ediyor. örneğin, kolombiya, vb. ülkelerde dindarlık oranı %80'lerde geziniyor, kürtaj yasak. sürekli bir "hesus da hesus" diye dolanıyorlar (hesus dediğimiz jesus, isa). bir noktadan sonra "tamam, anladık, hesus. sen de bir sus artık" diyesin geliyor. ama aynı ülkelerde perrea diye bir dans var ki ingilizcesi "doggy style dance" diye geçiyor ya da sokakta da kimse içine don giymiyor. zaten ortalık latin poposu. üstelik çocuklar da bu dansı sergileyince de "hehehe" diye gülüyorlar. "e hani, az önce hesus diyordun? n'oldu? bu ne perhiz, bu ne turşu?" diyorsun, "ama bu dans ki" diyorlar.

    latinler deli gibi telenovela seviyor, telenovela da bildiğimiz arkası yarınlı pembe dizi. şöyle anlatayım, ugly betty'nin çıkış noktası latin amerika, orijinal adı da "soy betty, la fea". oradan bir tanıdığım bana geçen gün "sizde betty'yi çekmişler, çok sansasyonel. izliyor musun?" dedi, "ne çekmişler" dedim. wikipedia'da hangi ülkelerde hangi versiyonlarının olduğu varmış, bizde de sensiz olmuyor diye bir dizi çekmişler bundan devşirme, arkadaş da "bizim kültürü sizinkine empoze ettik" diye hava atıyor güya. ispanyolların favori dizisi zorro + assasin's creed + robin hood karışımı águila roja, nam-ı diğer kırmızı kartal. bir adam var, 3 numaralı bakışını attığında 3 kişiyi, 5 numaralı bakışını attığında 5 kişiyi kesmiş olduğunu anlıyoruz. şu bunu ispanyolcam gelişsin diye izledim, daha klişe bir şey olamaz. ama tepkiler de tipik ispanyol tepkisi, çok sevimliler.

    ispanyollar her kötü haberde parmaklarını kağıt kesmiş gibi nefeslerini ağızdan içeri çekiyorlar "hsıı" diye. bir de peşinden "ayyy, ayyy. ıhhhh" diyorlar. "ne oldu ya, dünya mı yıkıldı? ne bu tepki?" diyesin geliyor. hatta, yeterince alışırsan "ayyy. ıhhh"lamaya başlıyorsun sen de.

    esprilere gelince, latinler yaptığım deneylerime göre en çok sevilen türk esprisi "o kadar çirkinsin ki götüme kaş göz çizsem senden güzel olur". bu tarz, "yo mama" temalı, laf sokmalı esprileri çok seviyorlar. ispanyollarınki ise daha çok "bu muydu espri" denecek cinsten, bir yarışma programı izliyordum geçen gün, sunucu "sen de tüm puanları alıp eve gittin, ikamete yazdırdın puanları" gibi bir şey söyledi. millet yarıldı, ben de "hay allah!" diye kaldım. bir de ispanyol fıkrası anlatayım. ingiliz bandıralı bir gemi malaga açıklarında batıyormuş. içindekiler de "help, help" diye bağırmış. karadakiler de "gel no me queda, ¿necesitais champú?" demişler. o da "jel kalmadı, şampuan ister misin" demek. espri de şu: "gel", "hel" diye okunuyor ve jel demek. güya adamlar da "help" değil de "hel" diyorlarmış, jel istiyorlarmış gibi espri yapmışlar keratalar.

    ama bence biraz pratik ile insan kendini ilgili kültürün içinde buluveriyor. en çok da atasözleri ve deyimlerle bence. örneğin, "sen de havaya saray dikiyorsun" derler, "olmayacak duaya amin diyorsun" anlamına geliyor. en sevdiğim, "kendini tarzan'ın annesi sanmak"; anlamı "kendini her şeyi biliyor, her şeyden anlıyor, her şeyin sahibi, herkesten üstün sanmak". tarzan'ın annesi ne alaka, bilmiyorum hiç. örneğin, "kendi eviymiş gibi yerleşti, kendini tarzan'ın anası sanıyor da ondan" derler. bunun kullanasım geliyor arada. ya da "tavşan yerine kedi vermek" var eskiden yemeklik, yahnilik tavşan alınıyormuş. bir şekilde de dolandırıcılar sokak kedilerini allayıp pullayıp, dağ tavşanı, yabani tavşan niyetine satıyorlarmış. artık birini kandırmak ve kazıklamak anlamında "tavşan diye kedi vermek" deyimi kullanılıyor. aynı olan deyimler de var, "echar sal en la herida", "yaraya tuz basmak" anlamına geliyor tam olarak. hepsinin kökeni çok değişik.
  • hani ingilizce'de "anlıyorum ama konuşamıyorum" diye bir şey vardır ya. ispanyolca için bu durum tam tersi. konuşuyorsunuz ama anlayamıyorsunuz. çünkü neden? bu ispanyollar manyak. at koşturur gibi konuşuyorlar, tutamıyorsun. adama 10 dakika düşünüp cümle kurarak tuvaletin yerini soruyorum, adam bir yardırıyor sorduğum soruyu unutuyorum. lan bi dur, sakin ol. önce cevabı ver, ne gerek var hayatını anlatmaya.
  • bu dilde birisi bana gelip, "özgürlük","bagimsizlik","mucadele","devrim" falan dese "kalk kalk, bayragi ben tasirim yürü gidioruz" diyebilirim sanirim.. bir dile bu kadar mi çok yakisir arkadas mücadele..

    buskado si perdos
    solidad ventura anarkista
    tre so hasta david villa
    liberta torres revolusyon!!!

    hey gozunu seviim.. sosyalist manifestodan pasaj okudum sanki!
  • bazı yazarların sadece tek dil kapasitesi olduğunu ve herkesi kendi gibi sandığını gördüğümden yazıyorum. ingilizceyi öğrenip, ispanyolcaya varoş diyen tiplere ithafen; insan beyni düşündüğünüzden daha fazla bilgiyi alabiliyor, çalıştırınca. yani dili sevmezsin, ‘telaffuzu hoş değil’ der geçersin ama konuşan insanlara da laf atmazsın, bunu nasıl bir seviyesizlik acaba?

    ispanyolca öğrenme şansınız varsa öğrenin. ilerde amerika, latin amerika veya ispanya’da yaşamak istiyorsanız; öğrenin. kulağınıza hoş geliyorsa; öğrenin. yeni bir kültür öğreneyim diyorsanız; öğrenin. bir latin dili öğrenmek istiyorum derseniz; öğrenin. zaten bir kere ispanyolca grameri öğrenince italyanca, fransızca ve portekizce’yi öğrenmek işinizi epey bir miktar kolaylaştırır. telaffuz açısından benzemeseler de, bu dillerde yazılı bir metin gördüğümde az çok anlıyorum. belki bir italyan’ı italyanca konuştuğunda anlayamıyorum fakat ben ispanyolca konuştuğumda beni anlıyor. ingilizce biliyorsanız, kelimeleri öğrenmek sizin için daha kolay olacak, benzer birçok kelime var.

    başlıkta, bildikleri dillerle egosunu pohpohlayıp, bilmediklerini aşağılayan insanlara kulak vermeyin. şansınız varsa veya istiyorsanız öğrenin. ¡adiós!

    edit: daha kendi dilini anlaşılabilir yazamayan yazarlar 'ingilizce varken diğer dillere ne gerek var' temalı bir entry girmiş. fakat anlaşılabilir yazamadığı gibi yazılanları da anlayamamış. kimse şurada 'ingilizce konuşmaya ne gerek var', 'ingilizceden önce ispanyolca veya farklı diller öğrenin' yazmadı. bir taraflarınızdan okuyup, o taraflarınızla yorumlamayın. ingilizce dünya dilidir, 21. yüzyılda bilinmesi gerekir. kimse de bunu reddetmiyor. ama aklı sadece bir dili öğrenmeye ve insanlara laf sokmaya yarayan bazı kişilere, başkalarının farklı dil öğrenme isteği ve çabası batmış anlaşılan. insanlar ister kolombiya'da yaşamak için ispanyolca öğrenir, ister evinde despacito söylemek için. siz de sığ yaşantınıza bu şekilde devam edersiniz.
  • ispanyolca'da isimlerin cinsiyetleri (el género) vardır. her bir hissiyat, fikir, şahıs, yer, mekan, hayvan için var olan cinsiyet artikelleri ispanyolların ya da cinsiyet artikellerine sahip dillerin artikel ve geldiği isim arasında rasyonel bir korelasyon olmasına sebebiyet vermez. bu yüzden şu cisim kesin dişidir efenim şu erkektir diyemezsiniz. buna bağlı olarak dili yeni öğrenmeye başladığımızda artikeller biraz sıkıntı olabilir. çünkü artikellere göre çekimler yapacağız, isim sonlarını değiştireceğiz vesaire vesaire. her ne kadar rasyonel bir bağlantı olmasa da, bu ispanyolca'da bu artikeller için bazı kurallar ve istisnalar olabileceğini değiştirmez. yeni öğrenmeye başlayanlar ve artikel konusunda sorun yaşayanlar için bazı ipuçları bırakmak istedim.

    maskülen ---> el
    feminen ---> la
    maskülen çoğul --> los
    feminen çoğul --> las
    maskülen (belirsiz artikel, ingilizcedeki a ya da an) --> un
    feminen (belirsiz artikel) --> una
    maskülen çoğul belirsiz --> unos
    feminen çoğul belirsiz --> unas
    ------------------

    *maskülen isimler*
    1) sonu -o ile biten isimler genellikle maskülendir. örneğin:
    -el libro(kitap)
    -el boligrafo(tükenmez kalem)
    -el teatro(tiyatro)
    -el telefono(telefon)

    istisnaları yok mudur? tabii ki vardır. çünkü genellemelere uymayan isim ve kurallar hep vardır. örneğin:
    -la mano, la radio, la foto, la mato
    gördüğünüz gibi sonu -o ile bitmesine rağmen feminen bir artikel aldı. neden? belli bir sebebi yok. neyse ki bu istisnalar oldukça az.

    2) cinsiyet belirten isimler genellikle belirttiği cinsiyetin artikelini alır. örneğin:
    -el padre(baba)
    -el hombre(adam)
    -el gato(erkek kedi)
    -el tio(amca/dayı)
    -el niño(erkek çocuk)
    her zaman böyledir, istisnası yoktur.

    3)sonu -or ile iten kelimeler genellikle maskülendir. örneğin:
    -el amor(aşk)
    -el color(renk)
    -el olor(koku)

    tabii ki bunun da istisnası var. örneğin flor da -or ile bitiyor lakin artikeli la. yani la flor.

    4)sonu -aje ile biten isimler. örneğin:
    -el viaje(yolculuk)
    -el traje(takım elbise)
    -el garaje(garaj)

    şimdi gelelim feminen isimlere. onlar da ise durum şöyle

    *feminen isimler*
    1)genellikle sonu -a ile biten isimler. örneğin:
    -la pizarra(tahta)
    -la mesa(masa)
    -la agenda(ajanda)
    -la puerta(kapı)

    istisnaları yok mu? pekala burada da var. örneğin:
    -el dia, el mapa, el problema, el idioma vs.... / a ile bitip maskülen artikele sahip kelimeler.

    2)cinsiyet belirten isimler genellikle belirttiği cinsiyetin artikelini alır demiştik. aynısı burada da geçerli örneğin:
    -la madre(anne)
    -la mujer(kadın)
    -la gata(dişi kedi)
    -la niña(kız çocuk)
    -la tia(teyze/hala)
    gibi gibi gibi.

    3)sonu -ion/-sion/cion/ccion ile biten kelimeler. örneğin:
    -la television
    -la direccion(adres)
    -la habitacion(oda)
    -la solucion(çözüm)

    genel itibari ile en başta kelime öğrenirken böyle bir bağlantı kurabiliriz. istisnaları olsa dahi bir süre kulağınız alışacağından bu tanım edatlarını daha kolay tanıyabileceksiniz. çünkü ispanyolca melodik bir dildir, kulağını tırmalayan ya da kulağa absürd gelen sesletimlerden kaçınacaktır. hangi isme hangi artikelin geldiği daha çok bir kulak işi yani. kulağınıza el libro mu daha hoş geliyor la libro mu misal? ispanyolların kararı belli. hatta bu işe o denli takıklar ki bu isimlere gelecek sıfatların dahi artikeline göre sonunu değiştiriyorlar. sıfat da isme uyumlu olmalı. peki bunu nasıl yapıyorlar? o da şöyle.

    örneğin siyah şapka demek istiyoruz. ispanyolca'da siyah(negro/a) ve şapka ise (sombrero).
    -mi sombrero negro es feo. (siyah şapkam çirkin)
    örneğin siyah ceket demek istiyoruz. chaquete(ceket)
    -mi chaqueta negra es hermosa. (siyah ceketim çok güzel)

    sombrero negro çünkü ceketin artikeli el sombrero. yani maskülen. yani onu niteleyecek sıfat da buna yönelik değişecek. örneğin chaquetanın artikeli la, la chaqueta, siyah ceket derken la chaqueta negra dedik, negro negra oldu. başka bir örnek daha vereyim. örneğin:

    -el profesor trabajador/la profesor trabajadora.
    -un libro rojo/una carpeta roja.
    -la noche es negra/el humo es gris.

    nihayetinde sıfat niteleceği ismin artikeline göre şekillenir, yine bu bağlamda ismin niteleyicisini bilmek önemli. bu yüzden ispanyolca öğrenmeye başlamış sizlere umarım bir nebze de olsa yardımcı olabilmişimdir. ispanyolca ile alakalı sormak istediğiniz herhangi bir soru olursa cevaplayabilirim. nispeten kaynak önerebilirim.

    o halde; vamos a aprender español!

    debe sonrası gelen eleştirilere toplu bir cevap olsun düzenlemesi:
    1) sürç-i lisanımın kusuruna bakın çünkü aksan/vurgu harflerini bütünü ile vurgulamaya üşenmişim. çünkü ispanyolca klavyeye sahip değilim. bazen ise unutabiliyorum, doğal olarak.
    2) hem özelden mesaj atarak, gerekse doğrusunu aşağıda paylaşan yazar arkadaşlara ithafen. doğru. haklısınız. "la radio" ya da "la foto"yu örnek olarak yazdığımda öteki türlü kullanımlarının farkındaydım. bu farkındalığım ispanyolca öğrenme gruplarında da epeyce tartışıldı. buna nazaran geçmişe indim ve yönetici profesörlerden gelen açıklamayı şuraya yapıştırıyorum
    -la radio: la radiodifusión el radio: medida geométrica, elemento químico, etc- / yöneticinin meksikalı olduğu notunu da iliştiriyorum. bu önemli. neden? çünkü ispanya'nın büyük çoğunluğunda %99 yalnızca "la radio" kullanılıyor. bizdeki radyo anlamında, broadcast anlamında kullanılan radyo olduğunda "la radio" oluyor. lakin radio'nun başka anlamları da var. geometri, kimyasal element vs olarak. latin amerika'nın bazı yerlerinde cihaz olan radyo için "el radio" kullanılıyor. bunun sıklığını bilmemekle birlikte ölçmek için kendimce iki yönteme başvuruyorum. birisi spanishdict(olmasa olmazdık...!1.) spanishdict daha çok latin amerika-amerika ortaklığında çalışmasına rağmen "la radio" kullanımı 43bin, cihaz olan radius anlamına gelen "el radio"nun kullanımı tüm bu veriler dahilinde 4bin. bu sözlük ispanya tekelinde dönüyor olsa "el radio" bilhassa göremezdik. learn spanish gibi gruplarda da sıklıkla sorulmuş bu soru. ne mana diyerekten. ispanyollar biz hepsinde la radio kullanıyoruz demiş, şili pekala öyle, yeni nesil diğer hispanik kökenliler bazen "el radio" yerine "la radio" kullanmaya başladık demişler. bu arada ben de çok ama çok faşist bir şekilde ispanyol diyalekti üzerinden öğreniyorum ispanyolcayı. bunca boşu neden yaptım? şu yüzden yaptım. ispanyolca üzerinde artikellerin bir bağlamı olmadığını, ve kuralların da istisnaları olabileceğini anlatmaya çalıştığım girdim de "el radio" kullanımını örneklendirmediğim ya da haberdar olmadığım için gelen ithamın sen ispanyolca bildiğine emin misin olması. niyet amaç çatışmasına girmiş olmak istemediğimden bunu burada açıklamak ve dilin güncel halini iletmekten keyif aldığım için bu örnekleri verdim. dili a1 seviyesinde öğrenen birisine de bunu anlatmayı manasız buldum. kabul edebileceğim tek şey kendimi ispanya ve çevresi diyalektleri ile sınırladığımdır. kendimi öteki türlüsüne pek maruz bırakmadım. o yüzden gracias. ama grasias değil, grathias şeklinde teşekkürlerimi borç bilirim.

    bu arada google'a el radio or la radio şeklinde bir soru sorduğunuzda altında tartışan yüzlerce insan görebilirsiniz. bir reddit örneği atıyorum. reddit/la or el radio
    spanish dict tartışmada yine kullanıcılar el radio'nun daha çok periyodik tabloya ya da anatomik bir sözcüğe işaret ettiğini söylemiş. buyrun link spanishdict/la or el radio

    son olarak "el radio" kullanımını reddettiğim anlamı çıkmasın. bilakis taş olurum. ama dili yeni öğrenen bir ispanyol konuşucusu olacaksam kullanımının %90 olduğu şekilde öğrenmeyi, kalan hikayeyi ise artan zamanda kendimi geliştircikçe keşfetmeyi tercih ederim. misal şu an girdimin altına attığım bu düzenlemenin saçmalığı gibi. ya da sırf kıçımın ispanyol seviciliğinden de yapmış olabilirim bunu. ikisi de pekkkala büyük ihtimaller.

    üçüncü düzenleme: sebebi olmayan şeye hangi kelimeye hangi artikelin geldiğinin bağlamsal, mantıksal bir sebebi olmaması için demiştim. la foto, la mano tekelinde demedim. istisnaların sebepleri olabilir, istisnaların sebepleri de istisnai bir durum olabilir neticede.
  • valla yanlış hatırlamıyorsam şöyle bir söz vardı:
    ingilizce ticaretin dilidir, almanca savaşın, fransızca aşkın, italyanca şarkıların; ama ispanyolca konuşursanız, meleklerle konuşursunuz.
    (doğrusunu bilen varsa bir el atıversin. hadi annem.)
  • öğrenmek için internetten yararlanılabilecek dildir. yararlanılabilecek diyorum çünkü bir dili öğrenmenin en iyi yolu mümkünse native speaker bir hocadan ders almak ve bol pratik yapmak. fakat yine de maddi imkanınız ya da vaktiniz yoksa internette yol gösterecek bir çok site/program mevcut. şahsen ben ispanyolca'yı internet üzerinden öğrenmeye başladım. fakat bazıları için kötü haber: en azından orta düzeyde ingilizce bilmiyorsanız bu sitelerden faydalanmak zor. türkçe içerikle ispanyolca öğreten siteleri çok deşmedim. şöyle bir baktım çok faydalı bir şeye rastlamadım. son dönemde eklenenleri bilmiyorum. internet üzerinden çalışmaya başlamamdan 4-5 ay sonra bir indirim yakalayıp active english'te bir aylık kursa katıldığımda sınıfın en iyisiydim. gerçi ikinci kurdan falan başlamayı umuyordum ama danışman birinci kuru önerdi. benim kullandığım ve faydasını gördüğüm site ve programlar kısaca şöyle (öneriler dikkate alınır);

    rosetta stone: bu bir internet sitesi değil, bir yazılım. avantajı; sunduğu eğitimden faydalanmak için ingilizce gibi ikinci bir dil bilmeniz gerekmemesi. zaten iddialarına göre "dil"i bir insanın ana dilini öğrendiği mantıkla öğretiyorlar. kurs programı boyunca görseller kullanılıyor ve sık tekrarlar yapılıyor. konuşma ve yazma pratikleri de var. aksan da kapılıyor ister istemez. en temel şeyleri öğrenmekte büyük kolaylık sağlıyor. temel şeyler derken dişi-eril, basit fiiler vs. gibi şeyleri kastediyorum. yoksa bir kaç dersin sonunda "bardağım masanın üstünde" falan diyebiliyordum fakat "adın ne?", "nasılsın?" gibi temel şeyleri bilmiyordum. yani standart metodu izlemiyor program. dezavantajı ise burada detayına değinmeyeceğim metodları kullanmazsanız paralı olması. pek de ucuz değil. bir de grammer öğretmiyor program. aslında öğretiyor da mantığını çok öğretmiyor. yani "bu cümle yapısı neden böyle" falan gibi sorulara cevap vermiyor. ama dile ısınmak için kesinlikle en iyisi. web sitesi: http://www.rosettastone.co.uk/

    spanishdict : çok, çok iyi. ingilizce-ispanyolca sözlüğü çok geniş, örneklerle zenginleştirilmiş. bazı sözcüklerin videolu açıklamaları var. üye olursanız ücretsiz video derslerden faydalanabilirsiniz. güzel bir müfredat hazırlanmış. güzel de bir puanlama sistemi var. her video dersten sonra konuyla ilgili sorular cevaplıyorsunuz. sonraki derslere geçmek için belli bir puanı tutturmanız gerekiyor. belli kriterler yerine geldiğinde badgeler kazanıyorsunuz. sitenin nimetlerinden yararlanmak için ingilizce bilmek şart.

    studyspanish.com : kolay arayüze sahip metin tabanlı bir site. konular üniteler halinde işleniyor. toplam 9 ünite var. üniteler altında da bir sürü konu başlığı var. gramerin (tabiri caizse) matematiğini öğrenmek için faydalı bir site. yine ingilizce şartı var. görsel, işitsel öğe yok ve örnekler biraz yetersiz. fakat gramer öğrenmek için faydalı bir site. ücretsiz.

    bbc : ispanyolca öğreten siteler içinde en eğlencelisi ve en interaktifi. ortada bir olay örgüsü var ve siz de olayın baş kahramanısınız. bir taraftan ispanyolca öğrenirken bir taraftan dizi izler gibi olayların nasıl gelişeceğini de merak ediyorsunuz. zaten program episodelardan oluşuyor. adı da "mi vida loca" yani "benim çılgın hayatım". bölüm sonlarında dilerseniz gramer hatırlatmalarına göz atabiliyorsunuz. biraz temel ispanyolcaya hakim olduktan sonra bu programı takip etmek bence daha mantıklı olacaktır. çünkü daha çok ispanya'ya giden turistler için hazırlanmış izlenimi var.

    notes in spanish : bu sitede bir karı-kocanın hazırladığı podcastler var. dolayısıyla işitsel yönü ağır. podcastler ücretsiz fakat podcastlerin tam metinleri için ödeme yapmanız gerekiyor. eğitim dili yine ingilizce. aksan ve listening geliştirmek için gayet faydalı. yine podcastlere başlamadan önce temel bir şeyler bilmek faydalı olabilir.

    bunların hepsinde combo şekilde faydalanmak en güzeli. hepsine sıfırdan başlayınca aynı kuralları vs. duymaktan sıkılıyorsunuz ama tekrar bir dil için olmazsa olmaz. benim kronolojik sıralamam şöyleydi: 1) rosetta stone 2) study spanish 3) spanish dict 4) active english 1.kur 5) bbc 6) notes in spanish
    bu arada bu kadar ahkam kestin sen ne kadar bu dili biliyorsun diye soracak olursanız, çok çok az diye yanıt vermem dürüstçe olur. yine de deneyim paylaşımı bu konularda faydalı olabiliyor.

    edit: zorba the greek önerisi: coffeebreakspanish
    edit 2: phytone önerisi: spanish romance günlük dil kullanımına dair faydalı öyküler mevcutmuş.
    edit 3: stalemate önerisi: livemocha
hesabın var mı? giriş yap