• "tanrılara" verilen kurbanları süsleme alışkanlığı ile beraber, kullanımı islamiyet öncesi zamanlara dayanan kınanın, kurbanlık hayvanların yanısıra, iki kullanım alanı daha vardır: askerlere kına yapılır, devlete millete "kurban" olsun diye; bir de gelinlere yapılır, kocasına "kurban" olsun diye. ancak çoğu gelin, bu "kurban" hikayesini bilmeden, kına gecesine güle oynaya gider, "adeta mağrur koşar salhaneye".
  • saçları kızıl yapmak için boya kullanmaktan çok daha iyi bir yoldur.zira kızıl boya yapıldıktan sonra en fazla bir hafta dayanır, akar, turuncuya-pembeye döner, iğrenç bir hale dönüşür.saçları çok sık boyamak gerekir.boyanın o yakıcı kokusu insanın genizlerini yakar, saç diplerini yakar, insanın içi acır saçları için. ama içine badem yağı, zeytinyağı, bephantene, yumurta sarısı katılmış bir kına inanılmaz besleyicidir, tam anlamıyla bir bakımdır.müşteri kaybetmek istemeyen kuaförler kınanın zararlı olduğunu, saçları kuruttuğunu söylerler ama bilumum besleyici yağla yapıldığı zaman saçları kurutmaz.süper bir parlaklık verir.ve ayrıca en önemlisi boya gibi 1 haftada rengi solup gitmez.ayda bir yapılması yeterlidir*

    kına yapılırken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta rengi koyultmak için yeterli miktar rastık ya da çay konulduğuna emin olmaktır.kızıl olacam derken turuncu olursunuz yoksa. ayrıca en az 5-6 saat bekletilmesi gerekir.1-2 saatte sıkılıp yıkarsanız olmaz.

    bir de kınanın üzerine koyu tonlarda boya uygulanabilir, "kınalı saç boya tutmaz" denir ancak 6 yıldır saçlarına kına yapan biri olarak ben arada saçlarımı değişik kızıl tonlarına boyuyorum, gayet de güzel oluyor..sarıya filan boyayacaksanız ona bir şey diyemiyorum tabii..*
  • babamin 12 eylul sonrasinda kenan evrene yolladigi boyar madde. tum aile efradi olarak hepimiz "aha sictik. kesin babami tutuklayacaklar, zindanlarda curuyecek adamcagiz" diye korku icinde bir sure beklemistik. o zamanlar aklim o kadarina erdigi icin, babama icin icin kil olmama neden olmustu. ama simdi dusunuyorum da aslan babam tezahurati esliginde babamla gurur duymama vesile olan seylerden biri de kinadir diyorum. ufacik, pis kokulu bir kina dersiniz di mi, bakiniz nelere kadirmis meger.
  • bölüm müdürünün baskısı sonucu işinden atılan teknisyenin, müdürün masasına bıraktığı hediyedir.
  • mide bulandırıcı kokusu ve tendeki iğrenç görüntüsü ile midemi bulandıran, dünyanın en güzel hatunundan bile tiksindirtecek etkiye sahip madde.
  • dövme yapıldığı zaman abdest alınmıyorda, ıslanmıyorda bık bık edenlerin sağlarına sollarına nasıl yaktıklarını anlamadığım şey. kına deri üzerinde, dövme boyası deri altında hangisi abdest konusunda sorun yaratır bilem anlatabiliyor muyum.

    (kına da kuruduktan sonra deri altına giriyormuş, mesaj geldi öyleymiş)
  • ellere, parmaklara, saça vb. yerlere sürülen yeşil tozdur. ne zaman babaanneme gitsem akşamdan avuçlarıma yuvarlak şekilde yakıp, ellerimi birsürü eski bezlerle sarıp, o gece o ellerle uyurdum. sabah kalkınca, bahçede sabah çayından kalma sıcak suyla kınayı temizlerdim. 1-2 hafta ellerim misler gibi kokardı. çok hoştur aslında kına kokusu.
  • tadı inanılmaz derecede kötü olan şey. öyle ki yıllar sonra bile unutulmuyor.

    (bkz: kinayı zeytin ezmesi sanıp yemek)
  • bazi durumlarda kica da yakilir
  • bugün öğrendim ki kutsal birşeymiş. sol elime yaktığım kınayı gören biri dediki: tuvallete sol elimizi kullanıyoruz ya, o yüzden günah sola yakman. sağ eline yaksaydın keşke.

    kınanın kutsallığına mı güleyim, sol elimin zavallılığına mı üzüleyim bilemedim. buna hıımmm bile diyemedim. benzeri bir deneyimim için (bkz: hurma/@akildan dumana)
hesabın var mı? giriş yap