• ortaokul yıllarında amerikalı hocamızın ingilizce dersine getirdiği kaset çaların play tuşuna bastıktan sonra sözlerini tahtaya yazmaya başladığı suzanne vega şarkısı. "müzik dinleyin çocuklar, kelime öğrenirsiniz" demişti. "ama dinleyip geçmeyin, ne anlattığına da kulak verin" demişti üstüne. "sadece müzik dinlerken değil, insanlarla konuşurken de aslında ne anlattıklarına kulak verin" diye de eklemişti.

    aile içi şiddet en aleni işlenen, ama hem biz görmek istemediğimiz için, hem maruz kalanın utançla saklamasından dolayı çok geç olana kadar hiçkimsenin görmediği, en yaygın suç. luka'nın anlatmaya çalıştığı da bu. * *

    sözlerini de çevireyim tam olsun:

    benim adım luka
    ikinci katta oturuyorum
    hemen sizin üst katınızda
    evet, sanırım beni daha önce de görmüştün

    gece geç saatlerde birşeyler duyarsan
    bağırış çağrış, veya kavga sesleri
    sakın bana ne olduğunu sorma
    sakın bana ne olduğunu sorma
    sakın bana ne olduğunu sorma

    *sanırım hep sakarlığımdan kaynaklanıyor
    fazla sesli konuşmamaya çalışıyorum
    belki de deli olduğum içindir
    fazla gururlu davranmamaya çalışıyorum

    sadece ağlatana kadar vuruyorlar
    ondan sonra sebebini sormuyorsun zaten
    tartışmayı bırakıyorsun
    tartışmayı bırakıyorsun
    tartışmayı bırakıyorsun

    evet, sanırım iyiyim
    gene kapıya çarptım işte
    sorarsan sana vereceğim cevap bu olacak
    hem zaten seni hiç ilgilendirmez
    galiba yalnız kalmayı istiyorum
    bir şeyler kırılmadan, fırlatılmadan

    yeter ki nasıl olduğumu sorma
    yeter ki nasıl olduğumu sorma
    yeter ki nasıl olduğumu sorma
  • yeni ahit, luka incilindeki (14: 12-14) metin şöyle:

    "isa kendisini yemeğe çağırmış olana da şöyle dedi: 'bir öğlen ya da akşam yemeği verdiğin zaman dostlarını, kardeşlerini, akrabalarını ve zengin komşularını çağırma. yoksa onlar da seni çağırarak karşılık verirler. ama ziyafet verdiğin zaman yoksulları, kötürümleri, sakatları, körleri çağır. böylece mutlu olursun. bunlar sana karşılık verecek durumda değildirler. karşılığı sana, doğru kişiler dirildiği zaman verilecektir."
  • sozleri a$agidaki gibidir bu $arkinin:

    my name is luka
    i live on the second floor
    i live upstairs from you
    yes i think you've seen me before

    if you hear something late at night
    some kind of trouble. some kind of fight
    just don't ask me what it was
    just don't ask me what it was
    just don't ask me what it was

    i think it's because i'm clumsy
    i try not to talk too loud
    maybe it's because i'm crazy
    i try not to act too proud

    they only hit until you cry
    and after that you don't ask why
    you just don't argue anymore
    you just don't argue anymore
    you just don't argue anymore

    yes i think i'm okay
    i walked into the door again
    well, if you ask that's what i'll say
    and it's not your business anyway
    i guess i'd like to be alone
    with nothing broken, nothing thrown

    just don't ask me how i am
    just don't ask me how i am
    just don't ask me how i am
  • suzanne vega'nin en populer sarkilarindan biridir. aile ici siddeti konu alan, insanin icini ciz ettiren bir sarkidir.
  • bunca yıl mırıl mırıl dinleyip yahu ne diyor ki acaba şu şarkıda deyip sözlüğe baktığım, içimde kağıt kesiği gibi incecik ama çok can yakan bir yara oluşturan kısacık şarkı.
    kendi kadar sade klibi için şöyle buyurunuz:
    luka
  • mutlu bir müzik üzerine karanlık şarkı sözleri nasıl yazılır ekolünün (there is a light that never goes out ile birlikte) en başarılı temsilcilerinden olan şarkı.
  • ingilizce öğreniyorum günlerimde dinlerken sözlerini anlayabildiğim için çok mutlu olduğum şarkıydı. yaşasın öğrenmişim, anlıyorum dedirtirdi. ingilizce konusunda şevke getirmesinin yanında güzel bir şarkıdır da. hey gidi günler hey(bkz: my name is luka)
  • (bkz: luca badoer)
  • luka, daha kitabın başında amacının, isa'nın yaşamını doğru ve anlaşılır biçimde anlatmak olduğunu açık seçik ortaya koyuyor. luka, elçilerin işleri kitabında da müjde'nin o çağda bilinen dünyanın merkezi konumundaki roma'ya kadar nasıl yayıldığını anlatır. o devirde yazarların, yapıtlarını ileri gelen kişilere adamaları bir gelenek haline gelmişti. nitekim luka da her iki kitabı, adı teofilos - yani 'tanrı'yı seven' anlamında - olan bir kişiye hitaben kaleme almıştır. kuşkusuz luka, bu adamın kişiliğinde geniş bir kitleye seslenmeyi amaçlamıştır.

    kitap 'rab'bin yolunu hazırlamaya' gelmiş olan vaftizci yahya'nın ve isa'nın doğumuna ilişkin bilgileri vererek başlıyor. bundan sonra isa'nın müjdeyi duyurduğu, öğretisini yayıp, mucizeler yaptığı döneme geçiyor. daha sonra isa'nın giderek artan baskılara rağmen, kudüs'e bile bile ölüme gidişi anlatılıyor. bunu isa'nın dirilişini ve göğe alınışını tasvir eden bölümler takip ediyor.

    luka, peygamberlik sözlerini yerine getiren tanrı'nın, bir kurtarıcı göndermekle insanlık tarihini nasıl yönlendirdiğini vurgular. tanrı'nın bu etkinliği, meleklerin gönderilmesi olayında; tanrı'nın gökten seslenişinde; ve özellikle birçok inanlının kutsal ruh'la dolması olayında açıkça görülüyor. tanrı'nın gücü, isa'nın yaptığı mucizelerde de, gözle görülür bir şekilde etkindi. on altı ayrı olayda, belirli hastalıklara yakalanmış kişilerin mucizevi şekilde iyileştirildiğinden söz ediliyor. bunun yanı sıra, isa'nın birarada bulunan çok sayıda hastayı iyileştirdiği, kitabın beş ayrı yerinde belirtiliyor.

    luka kitabının yaklaşık %40'ı isa'nın öğretisinden oluşuyor. isa öğretisinde birçok benzetme kullandı; luka'da 26 tane benzetme var. bunlardan 16 tanesi incil'in diğer kitaplarında yer almaz. isa'nın bütün öğretisini kısaca özetlemek oldukça güçtür. şu kadarını söyleyelim ki isa, vaftizci yahya ile yeni bir dönemin, tanrı egemenliğinin ilan edildiği bir dönemin başladığını açıkça haber vermiştir. sözü edilen egemenlik, değer yargıları yönünden tümüyle farklı, insanın yüreğinde etkin olan tanrısal egemenliktir. isa'nın kendisi, egemenliği günden güne büyüyen, ikinci gelişinde de bu egemenliği tümüyle gerçekleşecek olan kral olarak çıkar karşımıza.

    kitapta bireye iletilmek istenen bildiri, günahlarının bağışlanmasıyla gerçekleşen kurtuluş müjdesidir. dünya malına kökten değişik bir yaklaşım içinde olan isa, bu müjdeyle özellikle yoksullara, hastalara ve ezilmişlere sesleniyor. bildirisinin yahudilerce hor görülen diğer uluslara da yönelik olduğunu vurguluyor. nitekim, "kaybolmuş olanı arayıp kurtarmaya geldim." diyordu. ama kişinin kurtulmaya istekli olması gerekir. bu nedenle önce yahya, sonra isa, daha sonra da isa'nın öğrencileri insanları tövbeye çağırdılar. isa'yı izleyecek olanlar tüm varlıklarıyla adanmış birer öğrenci olmaya ve sürekli bir dua yaşamı sürmeye çağrılmışlardır.
  • dört incil’den biridir. yazarı luka, antakyalı yahudi olmayan bir aileden gelir. luka’nın kaynakları hem yazılı kaynaklardır hem de isa ile birlikte bulunmuş olanların sözlü şahitliğidir. antakya'daki bir çok hıristiyanın sözleri onun için belirleyici olmuştur.
    luka’nın yazdığı incil, daha çok yahudi kökenli olmayan hıristiyanlar içindir. bunun için inananları cezbedecek öykülere yer vermiştir. hıristiyan görüşüne göre, luka ve diğer incil yazarları, bu metinleri kaleme alırlarken, kutsal ruh’dan ilham almışlardır. bu incillerin kıymeti de buradan kaynaklanır.
hesabın var mı? giriş yap