• "garajao, garajao, garajao" şeklinde bağıran muavinleriyle insana kendini portekiz'de hissetiren dolmuşlardır.
  • neredeyse tamamı kanun kaçağı tipli adamların elindedir. karşıyaka bornova arasındaki trafiğin anasını ağlatan dolmuşlardır.
  • hani sikindirik flash oyunları vardır ya, ya da kara kutu ateri oyunları, bi karakter verir yanına üç hak yukardan elma düşer, altın düşer kaçırmadan hepsini yakalamaya çalışırsın, işte menemen dolmuşları da aynen bunun gibi. ters yönde giden yolcuya bile selektör yapar, korna çalar. elinde olsa yoldaki bütün insanları menemen'e götürmek ister. tek farkı bunda üç hakkınız yok, ilkinde game over.
  • menemen - izmir arasında çocukluğumun geçtiği dolmuşlardır.

    sene 84 - 86 civarı, kubilay ilkokulu'na yeni başlamışım, menemen'in yavaş yavaş büyümeye başladığı yıllar. ilçe henüz 20.000 nüfusu ile küçük, yeşil, şirin, biraz da mutaassıp bir yerleşim yeri. okullar henüz yarım gün. sabahçı- öğlenci diye seçim yapıyoruz hepimiz. sabahçıyı seçiyorum, öğleden sonralarım bana kalsın umuduyla.

    öğleden sonraları agafi oynuyoruz okulun bahçesinde, atlıyoruz bisan çift kadrolu bisiklete, arkadaşlarla daracık menemen sokaklarına turluyoruz özgürce. en çok da oyun oynamaya kubilay anıtının bulunduğu tepeye gidiyoruz. orası aynı zamanda askeri talim alanı, küçük bir çocuğu cezbedecek bir yığın oyuncak buluyoruz kendi fikrimizce.

    menemen o yıllar henüz göç nedir bilmez; ilçe, kubilay anıtı'nın biraz ötesinde, demiryolu köprüsüne varmadan biterdi. emlak bankası idi buradaki ilk konutları yapanlar. buralarda ve karşısında bölük pörçük çingeneler yaşardı; roman demeyi yıllar sonra öğrendik biz onlara.

    işte o yıllarda menemen - izmir arasında iki vasıta vardı işleyen; bir tanesi kırmızı mercedes belediye otobüsü, diğeri ise menemen dolmuşları. eski garaj'dan önce ve çok daha önemli olmak üzere karşıyaka'ya girmeleri idi asıl olan. her iki vasıta da alaybey tersanesi'nin yanından içeri kıvrılır, karşıyaka meydanı'na yolcularını bırakırdı. belediye otobüsü hızlı gittiği zaman ve yol da boşsa (henüz altınyol açılmamıştı), yaklaşık 30 - 40 dakikada alırdı bu yolu. dolmuşların ise varış süresi minimum 1 saat idi.

    dolmuş şöförlerinin yanında mutlaka bir de en aşağı çocuk bir biletçi olur, paraları toplar, dolmuş kapısı açık hızla ilerlerken, akrobatik numaralar ve ne dediği anlaşılmayan ama aslında herkesin bir şekilde anladığı sözlerle ile araca iner biner yolcu toplardı. bir keresinde hiç üstüme vazife olmadığı halde, araçta biletçi olmadığını ve şöförün ricası üzerine biletçilik yaptığımı bile hatırlarım. "menememenemenememene" şeklinde bağırmanın keyfi bir başkaydı.

    bunca yıl sonra en çok aklımda kalan, sıcak bir yaz günü, annemin kucağında oturup, izmir'den menemen'e dönerken, çiğli'den, elinde ufak bir kap ile bir dondurmacı çocuğun dolmuşa binmesi; benim de tutturmam üzerine dondurma almamız; ancak çocuğun dondurmayı külaha tam oturtmaması neticesinde, ilk ani frende elimdeki 3 ceviz büyüklüğündeki dondurmanın külahtan fırlayıp, hemen önümde oturan şişman, 40 yaşlarında oturan adamın ensesinden içine doğru düşmesi idi. adamın menemen'e varana kadar, donuna değin indiğini sandığım dondurmadan rahatsız olarak oturduğu yerde bir sağa bir sola kıvırmasını hiç unutamam.

    (bkz: bu da böyle bir anımdır)
  • bir zamanlar karşıyaka heykelden hareket eden dolmuşlardı. markaları ya ford transit ya da thames idi. şoförleri de muavinleri de şimdikilerin yanında limuzin şoföründen bile ilerdeydi. şöyle ki;

    nadiren de olsa izmir'e karla karışık yağmur yağdığı bir günün sabahında, menemen'den izmir'deki okullarına yetişecek öğrenci ve öğretmenleri alan yılların yorgunu thamesin karlı yağışa alışkın olmayan silecekleri yarı yolda kopar.
    şoför, uğraşır ama tamir edemez. o saatte bütün dolmuşlar dolu olduğundan yolcuları başka arabaya da veremez.
    yolcuları zamanında yetiştirebilmek için alır bir eline sileceği, kolunu camdan çıkarıp sile sile gider.
    fakat zatürreden dolayı sonraki 1 ay işe çıkamaz. biz de ziyaretine gideriz.
  • bunların arasındaki bazı ibneler sıkışıkta olsa sakin akan altınyol trafğinde gelip hayvan gibi farlarıyla arkanıza dayanır, bir sağa bir sola geçmeye çalışarak milleti taciz eder, akabinde 500 metre ileride durup yolcu indirir. bende inadına yol vermem bu hayvanlara, gelsin vursun götü yiyorsa.
  • 7 yıl çiğli tarafından okumuş* biri olarak çok rastladığım ama hiç binmediğim dolmuşlardır
    ünleri öyle bir almış yürümüştür ki gece dışarda kalsam yine binmem...

    menemen dolmuşlarıyla ilgili şöyle bir efsane dolaşır ki annatıyım ben gerisine siz karar verin

    bi gün kızın biri dolmuşa biniyo tek başına, şöförün gözü dönüyo arkdaşlarına haber veriyo kızı kaldırıyolar harmandalı civarlarına kafasına bi torba geçirip saatlerce tecavüz ediyorlar, kız bu esnada ölüyor en sonunda işleri bitince biri torbayı çıkarıyor ve görüyorlar ki ordaki adamların birinin kızı. adam delirip önce bütün arkdaşlarını sonra kendini öldürüyor....

    bunun gerçek olmadığı çok açık ama böyle bi efsane uyduralabildiğine göre pek tekin değiller...

    eski bi kız arkadaşım vardı menemen'de oturan şöyle demişti bi keresinde:

    - gelme sen ben gelirim
    - niye?
    - ya dolmuşta skerler ya menemende

    evet böyle de iğrenç bi ilişkimiz vardı...
  • pkk sempatizanı olduğu tüm izmir tarafından bilinen, insanların hayatıyla oynayan beş para etmez bu şerefsizlerin biteceği falan yok.

    menemen-otogar hattını belediye kasıtlı olarak ya da bunların tehditlerinden dolayı olabilecek en kötü şekilde çalıştırıyor. 15-20 dakikada bir görünen sefer, iş çıkışı saatlerinde ve yoğun zamanlarda 30-40 dakikada bir gönderiliyor ki bu dolmuşlar da iş yapabilsin. ve bu otobüsün geçeceği dakikalarda, hemen her gün sektirmeden, "servis dışı" yazan bir otobüs geçiyor. böylelikle 15-20 dakikalık sefer aralığı 40 dakikaya çıkıyor. buna bir iki kere değil, en az yirmi defa şahit oldum.

    ayrıca yaklaşık 60 kmlik bir güzergaha normal otobüslerin bir boy ufaklarından 30-40 dakikada bir göndermek, bizimle ne işiniz var, 5 dakikada bir gelen menemen dolmuşlarına binin kardeşim demektir.

    5 dakikada bir gelen menemen dolmuşu bile tıkış tıkış giderken bu otobüslerin bir ihtiyaca karşılık verebileceğini düşünen kişi ancak embesil olabilir.

    bu rezilliğin sebebi olabilecek 2 ihtimal var. birincisi belediye veya eshot bunlardan korkuyor ve göstermelik bir iş yapıyor. ikincisi bunlarla iş birliği yapılıyor ve yine göz boyamak için göstermelik sefelerler aksak çalıştırılıyor.
  • onlar trafiği yok sayıyor ben de onları. her türlü pisliği kendilerine yapıyorum. önlerine kırıyorum yol vermiyorum vs. refleksleri de iyi olduklarından bugüne kadar hiç toslamadık hep yırttılar. siz onlardan korkunca onlar üstünüze geliyorlar. çözdüm olayı
  • pek cok kisi tarafindan pkk'li olarak bilinen grup. pek cok kisiden duydugum olaylarsa, buranin yerlilerini zor kullanarak, tehditle devre disi birakip tum menemen dolmus hattina sahip olduklar. chp'li izmir belediyesi ise ses cikarmayi birakin, musamma bile gosteriyor gibi duruyor.

    kurtler esittir pkk'li gibi mal bir denklem kurmayacagim ancak belediyesinde calisanlarin buyuk cogunlugunun kurt oldugunu duymustum izmir belediyesinin. hatta yerli amcalarin bizim kendi cocuklarimiz is bulamazken dogudan akrabasini getirtip belediyeye sokuyorlar gibi serzenisleri de mevcut.

    yani sozun ozu ya kullanmayin kardesim bu menemen dolmuslarini, yada gidin gerekli sikayetleri yapin. bu dolmus hattinin yarattigi trafik terorunu, taksim taksicileri yapmaz onu da ekleyim.
hesabın var mı? giriş yap