• shakespeare hakkında engin bilgi birikimine sahip türkiyedeki sayılı ve değerli insanlardan biri. böylesine donanımlı ve birikimli olmasına rağmen entellektüel olma kaygısı gütmeden herkesle her türden diyaloga girebilen, ders çıkışı arabasına binip** samsun 216 yı yakıp* camı hafif aralayaraktan aheste aheste kampüsten şehre* doğru seyreden kişi. hem yurdum insanı hemde çok iyi bir edebiyatçı olmayı aynı potada eritmiş saygıdeğer hocam.*
  • bütünleme sınavıdır. nezih hoca yanında asistanları ile bir hışımla sınıfa girer ve hiç olmadığı kadar sinirlidir. başlar kalaya. "napıyosunuz siz, ben geçin diye kolay soruyorum, tek cümlelik yanıt istiyorum, siz destan yazıyorsunuz. hala rome yerine roma, senate yerine senato yazıyorsunuz. * * herkes tabi şaşkın halde, artık bari yapalım da çıkalım kıvamındayken nezih hoca yakar bir sigara, o bitmek üzereyken sönmemiş izmaritle de yeni bir tane. tamam artık, nezih hoca rahatladı. gelir yanıma, "yaz narodnik is back yaz, aferin" tadında sözler söyler, yüzde ince bir gülümseme belirir. öylesine de babacan biridir. ilk kez tanışacağınız dersinde bile sorduğu ilk soru, shakespeare ne zaman doğmuş, en önemli eserleri nelerdir yerine, "sizce bu sınıfa ilk kez giren bir insan ne düşünür" olur, hafif bir çekince ile de yanıtlanmaya çalışılır. * hocama selam eder, ellerinden öperim.
  • çok üzgünüm nezih abi. o kadar beyefendi, iyi bir insandın ki.. diyecek çok fazla sözüm yok. boğazım düğümlendi.

    umarım gittiğin yer buralardan katbekat daha güzeldir güzel insan..

    bir dünya arıyorum
    kanatlarım olsa
  • bizim neslin acısı tüm rock camiasını teker teker kaybetmek sanırım...
    güzel insanlar bir bir giderken biz sadece seyretmekle yetiniyoruz uzaktan.
    tinin şad, yerin uçmağ olsun ''abi''.
    bir kramp şarkısı açtığımda bir sigara yakacağım senin için...
  • bu ülkenin değerlerinden biridir.

    saatte 90 km hızla yürüyerek * ders anlatmasını özledim.

    bütün aşk meselelerini give and take ile özetler ama sonra tutar derslerde moon for misbigotten, shakespeare falan işler. 4. sınıfta son finalinde çalışır çalışır mal gibi çakarsınız, yine de bütünlemeye ve hatta tek derse geldiğinizde bu adam yüzünüzü güldürür neredeyse sevinirsiniz dersi veremeyişinize.

    çok özlenendir.
  • leonard cohen'in görkemli kaybedenler isimli eserini türkçeye kazandırmış çevirmen.
  • 'gitar / bas gitar metodu' isimli, türkiye'de yazılmış en iyi metod kitaplarından birine imza atmış bassist.
  • başımız sağ olsun... şöyle içimi döktüm hafiften.
  • bilgisayar oyunlarında en büyük ve zor karakter en sonda ortaya çıkar ya,işte nezih hoca'da böyle.bölümde sadece 4. sınıfların dersine girer,kasmaz kimseyi.seçtiği oyunlar 'hayat' ile yakından ilintilidir.yani aslolan hayattır.not kaygısı gütmeden,sadece öğrenmek için derslerini takip ederseniz çok şey kazanırsınız.16 senelik öğrencilik hayatımda öğrenci yanlısı,öğrencilerini not ile korkutmayan,yıllar sonra hep bir tebessümle hatırlayacağım nadide insan.kendisiyle şöyle iki üç saat oturup şarap içsek keşke,o anlatsa biz dinlesek..aslında belki sorsak kabul eder bir öğrenci evine gelip oturmayı,içmeyi.ama nasıl sorucan ki koskoca nezih hoca'ya 'hocam akşam bizle içer misiniz? ' diye..he bir de şu sigarayı bıraksa da bir kaç yüz öğrenciye daha derslerine girmek nasip olsa.çok içiyorsun hocam,ihtiyacı var öğrencilerin size.
  • seneler önce bir mezuniyet eğlencesine bölüm olarak katıldıkları bir gece eşi gülbün onur ile masaya otururlar.garson gelir.gülbün hoca her zamanki zerafeti ile $arap ister.nezih hoca celallenir

    -ne $arabı gülbün yav! rakı getir sen oğlum bize,rakı içicez.

    ayrıca bir gün american drama dersinde bir öğrencinin türkçesini 'kötü kadın' olarak çevirdiği kelimeye kızar ve yapı$tırır.

    -ne kötü kadını yav,bildiğin orospu i$te.

    flickr hesabı;

    (bkz: http://www.flickr.com/photos/vaybe/)

    çok eski bir fotoğrafı için;

    (bkz: http://www.flickr.com/…tos/50449874@n02/4632928772/)
hesabın var mı? giriş yap