• yuvarlak bir kayaya oyulmuş muhteşem bir manzaranın eteğinde bir takım mezarları ve tiyatrosu hala ayakta olan likyalılar'a ait son derece gizemli bir antik kent. zamanında köylüler tarafından talan edilmiş olması ve ulaşımı bir hayli zor bir yerde olduğundan kazı çalışmaları yapılmamış. o yüzden hala ilk bulunduğu gibi duruyor. dokunulmamış bir doğa ile iç içe olan görüntüsü sayesinde insanda inanılmaz bir huzur, merak ve gizem duygusu uyandırıyor.

    sırf bu yüzdendir ki ziyaret ettiğinizde en çok etkileneceğiniz antik kentlerden bir tanesi. çok alçak olmayan bir araç ve biraz dikkatli bir sürüş ile emniyetli bir şekilde ulaşılabilir. yakınlarından geçiyorsanız ve biraz zamanınız varsa muhakkak ziyaret etmelisiniz.
  • hoş sohbet yazar, bir o kadar da idealist. kendileriyle alakasız bir mevzu sebebiyle ufak bir münakaşaya girmek üzereyken tanışmış olmamız bir ilginç bir tesadüfe işaret etse de nasip tabi.

    çok şey katacak bu sözlüğe, çok.
  • çaylak yapılmış ve 1 hafta lanet yemiş yazar. sözlüğü tam anlamı ile bok götürürken böyle doğru düzgün bir şeyler yazmaya gayret eden yazarlar çaylak yapılıyor. anlaşılmaz bir durum gerçekten. neyse ki sadece 1 hafta lanet almış. önümüzdeki hafta sonu tekrar aramıza katılmasını bekliyoruz. geçmiş olsun ve bu da geçer ya hu diyorum kendisine..
  • benim götümü uçmaktan kıl payı kurtaran, sözlükte ki en yardım sever insanlardandır.

    * 21.08.2010
  • güneyden çok güzel yol yapılmış. her türlü araç gidebilir. karavan bile gördüm park yerinde.

    kent oldukça bakir diyebilirim. bir tane bekçi vardı pek birşeyden haberi yoktu. hakkını vererek gezmek 6-7 saat belki tam gün alabilir. o kadar büyük bir kent. tiyatronun karşısındaki dağın tiyatroya bakan cephesinde yüzlerce oyuk gördüm. hiç bir bilgi göremedim. onlar da mı mezar? mezarsa nasıl oymuşlar dimdik dağ yamacını? pek doğanın oluşturduğu birşeye benzemiyordu. ben de ölüleri oraya koydular, dağın yamacından tiyatroda oynanan oyunları-şovları-şehri izlesinler diye kafamdan senaryo uydurdum. doğru mu bilmem. keşke güzel bi dürbünüm olsaydı.

    kentin içinden devam eden toprak yoldan devam ederseniz kelebekler vadisine veya babadağ zirvesine çıkabilirsiniz. babadağ zirve yolu taşlı. her araç çıkamaz. ben supermotoyla çıktım. 4x4 hayli hayli çıkar. mart ayında yolda kimseler yoktu. telefon da çekmiyor. aracınız bozulursa biraz sorun olabilir. bendeki de deli cesareti işte. babadağ zirve anayolu(kuzeyden) kar nedeni ile kapalı idi. ben de arkadan(güneyden)tırmandım(yani pınara'dan). güney yamacı erimişti. kuzeyden ölüdenize indim yaklaşık 500 metre 30-40 cm kar vardı. motordan inip iterek 500 metreyi indim. büyük motorla olmaz düşersiniz. nisan ortası gibi kar kalmaz sanırım. ben bunu yazarken muhtemelen yollar açılmıştır.

    oldukça hoş bir kent diyebilirim. doğa müthiş. mart ayı sanırım kaplumbağaların çiftleşme mevsimiydi. 100lerce kaplumbağa grup seks yapıyodu mk. kenti bıraktım onları izledim. national geographic oldum.

    ayrıca yön vs belirtecek, size rehber olacak işaret neredeyse yok. belki 10 km2 lik alanda yarı harabe, ağaçların arasında gizlenmiş şehrin bölümlerini kendiniz keşfederek geziyorsunuz. bu da ayrı bir zevkti. kaçırdığım çok şey vardır ama kendim keşfetmiş gibi hissettim çoğu şeyi. kenti gezmeniz için genç ve dinç olmakta fayda var. dediğim gibi rehber olacak bilgi yok ve gezilebilecek bazı yerlere taşlardan vs tırmanarak çıkıyorsunuz. taşlar stabil değil. çocuklara dikkat.

    ey gezgin youtuberlar, influencerlar. ölüdenizde kano kiralayıp 3-5 yalan müzikle çekim yapacağınıza, ne bilim af manastırında günbatımı çekeceğinize, gidin oraları çekin de youtuba koyun. bi dronum olsaydı çekerdim o dağdaki mezarları. tarihe bilime turizme katkınız olsun. anca reklam karı kız peşindesiniz mk.
  • yıllara meydan okurcasına dimdik ayakta olan likya şehridir. bahar mevsiminde gidilirse fotoğraf meraklılarına muhteşem kareler verir. zamanın durduğunu hissettiren bir yapısı var. müze kart geçerli.

    yolu oldukça bozuktur karşıdan bir araç gelse ne yaparız diye strese sokar ama girişe geldiğinizde nefesinizi keser. çevresinde alışveriş yapabilecek bir yer olmadığından giderken sırt cantanızda su, aperatif bir şeyler olmasında fayda vardır.
  • kamil koç un yolculuk dergisinde haziran 2013 sayısında ele alınan antik likya şehri.
  • fethiye'ye 45 km. mesafede minare köyü yakınında bulunmaktadır. likya dilinde pinale veya pinara "yuvarlak" anlamına gelmektedir. mitolojiye göre xanthos'un nüfusu çok artınca yaşlılardan bir grup kentten ayrılarak kragos dağı'nın (babadağ) eteklerinde yuvarlak bir tepe üzerinde pinara kentini kurmuşlardır.

    "antik ören yerlerinde ilk üçüm herhalde –ya hayret bir şey, kütahya yakınındaki zeus-kybele tapınağının olduğu yerin adı neydi, aklım gitti- ilk orası, -hah, hatırladım; aizanoi- sonra pinara (fethiye’ye yakın) ve arykanda (finike’nin dağında)." sevan nişanyan
  • 2008 gibi ertel wap da gördüm bu nicki çok iyi anlaşıyorduk psikoloji öğrencisi olduğunu söylüyordu..birgun sessizce gitti ..taki bu nicki ekşide görene kadar yazılımlar espriler tuttuğu takima kadar benzer ne diyeyim gerek yoktu be bu kadar üzmeye...yuksek lisansını yapmissin sevindim...
  • 1840 yılında pınara'da çizilmiş 3 güzel gravür üzerinden pınara'nın o yıllardaki görünümüne ve içerisindeki bazı kaya mezarlarına dair güzel ve bilgilendirici bir çalışma için buyrun buradan yakınız efenim;

    1840 yılında pınara
hesabın var mı? giriş yap