• kendi okumam su sekilde: "zaten bilgi ozgurlugunu kisitladin, kisitliyorsun. bunun icin gerek site yonetim sureci, uyelik sistemi gerek hukuki yollarin hepsini kullandin. simdi su noktada ilk defa bu kadar buyuk capta bir hayir icin kullanabilirsin, kullan".

    diyorum ki:

    sayilan "yanlis"larimin hicbiri gunde 500,000 kisinin muhtelif sebeplerle ziyaret ettigi milyonlarca giristen muhtevi bir kaynagi erisilmez kilmakla denk dusmuyor, ne nitelik ne de nicelik olarak. google'in cin sansurunu bu sekilde protesto ettigini dusunebiliyor musunuz?

    sayilan "yanlis"larim bana onlari daha buyuk olceklerde tekrarlama icazeti vermiyor.

    ozellikle sansur gibi toplumlarin ezeli sikintisi olmus bir konuda nasil mucadele edilecegi, ayni sorunun gelecekte tezahur olasiligini ve bicimini de dogrudan etkileyecektir. bu yuzden onumuze gelen ilk cozume ikna olmak yerine ne tur yontem ve yaklasim sergileyecegimiz konusunda daha temkinli ve ozenli olmamiz gereklidir. soyle diyeyim misal siteyi kapattin manifestoyu koydun adam bir okudu bir daha gelmedi. halbuki "bugun"de tepede tutsan sol frame'de manifestoyu. altina yorumlama imkani da saglasan? bu stumbleupon'daki "next" butonuna basip internet'in baska tarafina teleport olmak yerine dikkati ve algiyi daimi saglamaya yol acmaz mi?

    benzer sekilde "benim zorlamamla tepede" tutulmak yerine bu basligi yazarlar entry girerek tepede tutsa, bu kitlenin zaferi olmaz miydi? daha da onemlisi "eksi sozluk" ve "ssg" aktorlerinin yoklugunda dahi ayni kitle yontem ve yaklasim olarak farkindalik yaratma konusunda ehil bir hale gelmezler miydi, otisabi ve ssg'nin ictihati olmadan da?

    yani sozluk yazarlari arasinda sitenin kapatilmasi yonunde bir konsensus olusmus da ben teknik olarak uygulamaya karsi cikiyor degilim. hatta tam tersine boyle bir toplu bilinc olustugu takdirde benim hicbir seyi kapamama gerek kalmayacagini iddia ediyorum.

    "kilit aktor", "anahtar", "onemli oyuncu", "kacinilmaz lider" bunlarin hepsi benim icin bu diyalogun baslangic surecinden itibaren ayni seye denk dusuyor: bir x kisisi var, o kisi y gucune sahip, ve kehanet soyluyor ki o y gucunu kullanmadan kitlenin hicbir sey yapmasi mumkun degildir. bu bahsettigim kurtarici bekleme sendromunu teskil ediyor.

    gandhi, "hadi bes kisi gidelim baraj suyunu keselim de elektrikler olmayinca kimse calisamasin" degil, "kimse calismasin"i onermistir. zorlama sivil itaatsizlik diye bir sey yoktur. itaatsizligi soyledigim uzere herkesin icsellestirmesi "daha dogru" olur diye dusunuyorum. neden sansüre karşı toplu internet aboneliği iptalini "utopik" goruyorsak, tepeden inme kitlesel hareketlerin de verimli olmasini da ayni sebepten "utopik" goruyorum.

    toplu site kapatma onerisinin etkili olacagi ve ses getirecegi kesin olsa da ne elimizdeki tek farkindalik yaratma yontemi olduguna ne de en iyisi olduguna dair delil mevcut. bahsettigim sebeplerden dolayi gelecekte "justified means" listesine eklenme tehlikesi de var.

    orman saglikli bir ornek degil evet. o yuzden olan biten entry'mi facebook'taki 65,000 fan'li sozluk sayfasinda paylastim. 100,000 gosterimde 130 kisi like etmis. 0.16% feedback (yorum + like) rate. altindaki yorumlari da siz okuyuverin surpriz olsun. "uzun yazdim" diye olmus olabilir mi?

    ayni sekilde tam olarak bu konuyla alakali olan eylem 2.0 sadece eksi sozluk degil bir yigin site tarafindan hatta medyada desteklenmis olmasina ragmen facebook fan sayisi kac? 607.

    daha once de soylendigi uzere bu isi bilmiyoruz. banner'la sunla bunla yeterli farkindalik duzeyine ulasmadigimizi biliyoruz ancak. bunu bilmedigimizi kabul ederek "sen bunu yaptin yaptin, yapmadin yanlistasin onu bil" seklinde kesin hukumler vermekten kacinalim. "daha iyisini yapabilir miyiz?" ustune dusunelim. ben dusunuyorum. daha iyisinin olabilecegine, yani kitlenin tepeden degil, tabandan hareket ettirilebilecegine, ettirilmesi gerektigine dair elimde de saydigim bulgular mevcut.

    mesela su yontem daha cok ses getirebilir:

    sansur yasasini degistirmek icin (100% calisiyor):

    1) once butun arkadaslarini bu gruba davet et
    2) su linke tiklamalarini soyle: tinyurl.com/hedere
    3) butun arkadaslarinizi davet etmezseniz sistem *calismamaktadir*

    belki bunun kadar yuksek farkindalik yaratmayacak ama en azindan suurlu bir kitleye hitap edecek daha alternatif yontemler bulunabilir belki. bulunamazsa o zaman dendigi gibi gunahlarimiza bir tane daha ekleyiveririz.
  • karsi ciktigimiz sey zaten "yikici cozum", "orantisiz tepki", "ozgurluklerin kisitlanmasi" iken, bunu protesto icin aynisini/benzerini yapmak hem kisa hem de uzun vadeli bir hatadir. hem "eger gerekcelerin dogruysa bilgiye erisim kisitlanabilir" zihniyetini guclendirir, hem de "tepki icin goze goz gayet makul bir secenektir" zihniyetini korukler.

    "aynisini ona, anasina bacisina yapacaksin" --hurriyet okurunun klasik tecavuz haberi yorumu

    "an eye for an eye makes the whole world blind" --gandhi

    bu yuzden bobiler'in yaptigi tbmm'den girisleri engelleme eyleminin bir benzerini bir arkadasim bana daha evvelinden onerdiginde karsi ciktim. cok daha oncesinde sahte bu siteye erisim mahkeme karariyla engellenmistir sayfalarinin kondugu eylemlere istirak etmedim. eger yapsaydim, tam olarak savundugum sey olan "bilgiye erisim ozgurlugu"nu bizzat ben baltalamis olacaktim.

    ote yandan bu tur bir eylemi organize etsek bile bir kac site sahibi ve fikri danisman otisabi'nin gerceklestirdigi bir eylem olacaktir. "binlercesinin, onbinlercesinin, yuzbinlercesinin" degil, 5 kisinin falan. boyle anayasayi bile degistirsek toplumsal zihniyet degismediginden ayni carpikliga farkli yollardan yine carpmamiz kacinilmaz.

    cozumun anahtarinin bende veya nufuzlu tepelerde birilerinde oldugu dusuncesi mevcut. ben diyorum ki bu israrla bir "kurtarici bekleme" (bkz: bystander effect) sendromunu korukler bir bakis acisi. ustelik sanal internet kullanicisi ile kilini kipirdatacak gercek insan arasindaki devasa oransizliktan dolayi da son derece verimsiz.

    butun bu soylediklerimin uzerine denebilir ki "kardesim formata aykiri yazdi diye birinin tum yazdiklarini silip siteden kaydini silerek sen zaten carpik zihniyetleri korukleme baskanligi yaptin". evet bu denebilir. (bkz: duzeltme tarihcesi/#13883908)
  • sansüre karşı organize hareket çalışmalarına katılmış, katılmamış türkiye'deki tüm muteber ve faal web sitelerinin katılımıyla aynı anda gerçekleşmesi gereken, yapılabilecek toplu eylemlerden -sadece bir tanesi-.

    sitelerin kapalı olduğu sırada twitter, facebook ve friendfeed gibi her türlü bireysel iştirak'e açık sosyal medya ağından, microblog yollarından ve babadan kalma email üzerinden yayılması, tıpkı flotilla eylemindeki gibi kitleselleşip ve küreselleşmesi gerekiyor.

    açıkçası ben bu tip bir toplu eylemin dışında kalmak, kalabilmek için günlük çıkar ve kar kaygısı dışında ideolojik, mantıki, hukuki hiç bir sebep göremiyorum. böylesi bir kolektif ısrar ve muhalefetin de bir sonuca ulaşmamasını mümkün görmüyorum.

    (gaz slogan final)
  • toplu site kapatma eylemleri için benim önerdiğim yöntem şu: ilk başta kısa süreli ve başat siteler eşzamanlı site kapatma eylemi yaparak ortak bildiri yayınlayacaklar. bu eylem günün en yoğun trafik olan saatlerine denk getirilirse (ya da ortalama en yüksek giriş olan saatler üzerinde mutabakata varılırsa) o saatlerde yapılmaya başlanır, bu süre içinde de aktif olarak katılımcı toplanmaya, eklemlendirmeye çalışılır.

    bu eylemler sansür sürdüğü müddetçe periyodik olarak tekrarlanır ve her seferinde bir öncekinden daha uzun bir süre boyunca siteler kapalı kalır.

    site kapatma eylemleri sırasında doğrudan reklamverenler ile papaz olmak ve dolaylı olarak eyleme iştirak etme lüzumu hissetmeyen rakiplerin kazanç sağlaması, doğrudan, eylemin ahlaki sorumluluğu ve lüzumu gereğidir. yani olası her türlü kayıp ve doğası her türlü maraz'a rağmen bu eylemleri gerçekleştiriyor olmak da hususi olarak vurgulanması gerekir. özverisiz, mağduriyetsiz 'dişli' eylem olamaz. özverisiz, inançsız ve dirayetsiz bir eylem'in de amacına, ya da, başarıya ulaşması beklenemez.
  • t''karsi ciktigimiz sey zaten "yikici cozum", "orantisiz tepki", "ozgurluklerin kisitlanmasi" iken, bunu protesto icin aynisini/benzerini yapmak hem kisa hem de uzun vadeli bir hatadir. hem "eger gerekcelerin dogruysa bilgiye erisim kisitlanabilir" zihniyetini guclendirir, hem de "tepki icin goze goz gayet makul bir secenektir" zihniyetini korukler. ''

    bu benzerlik üzerinden tümelleştirilmiş iddia ancak ve ancak süresiz bir kapatma ile geçerli oluyor. oysa ki, daha evvel de belirtildiği üzere , eylem'de amaçlanan süresiz ve geri dönüşsüz bir kapatma ve sessizlik değil, en azından benim kast ettiğim değildi, olmamalı da.

    bu eylem ve eylemlerde amaçlanan durumdan halihazırda haberdar olan kitle yerine, habersiz (ve haliyle tepkisiz) olan pasif kitlenin sansür'e dikkatini çekmek, ve nihayetinde sansürün sona erdirecek kitlesel eylem için gerekli farkındalık'ı yaratmak. bunun da en azından 'demeç vermek', 'internet seçkinlerinin katıldığı zirve'nin resimli bildirisini yayınlamak' kadar bir eylem olduğunun, olacağının da teslim edilmesi gerekiyor, logo üstüne bant çekmek gibi, en azından usulen denenmeden rafa kaldırılmamalı.

    gandi alıntısı yapılmışken gandi'nin direniş yöntemi olan sivil itaatsizlik ve açlık grevi ile bu site kapatma eyleminin uyumlu ve tutarlı olduğunu da belirtmem lazım.

    analojide tutarlılık ve isabetlilik için kayda geçsin: kimsenin sitesinin zorla ve nihai olarak kapatılmasını değil (geridönüşü imkansız bir şekilde ve acı vererek ***başkasının*** gözünü çıkarmak), kendi sitemizin bilerek isteyerek dikkat çekmeye, farkındalık yaratmaya, eyleme iştiraki özendirmek gerekçesiyle kısa süreli olarak, herkes aynı anda kapatılmasından söz ediyoruz (benzetirsek: sürekli olarak bakılan gözlerimizin ara ara kapatılıp, kapaklarına mesaj yerleştirmek. bunun kimseyi bilinmez ve geri dönülmez bir biçimde 'kör' bırakmayacağını, haliyle analojinin isabetsizliğini umarım ssg'de teslim eder.)

    bobiler'in site yönetimi olarak kararı ancak ve ancak dayanışma eksikliği ve geriye dönüşsüzlük ile mümkün oluyor. dayanışma ve geri-dönüşün ise en azından denenmeden rafa kaldırılması için kesin ve kat'i bir ileri-görüş iddiası olması gerekiyor ki, bunu ssg de dahil kimsenin tereddütsüz ifade edip, sahiplenebileceğini sanmıyorum.

    bu 'slippery slope', (kaygan yamaç?) katkılı analojinin isabetsizliğinden sonra zaten geriye kalan savlamalar ise 'tutmuyor', örnekleyelim:

    misal site kapatma eylemleri, kapanmış sitelere kapalı kaldıkları süre boyunca giriş yapıp bilgi'ye erişimden uzak kalanlar mağdur olacağı için ''eğer gerekçelerin doğruysa bilgiye erişim kısıtılanabilir'' prensibinin yeniden yaratımı manasına geliyor olsun. bu prensip'i ssg ve ekşisözlük yönetimin, öyle ya da böyle, uygulayıcısı olmadığı söylenebilir mi?

    bilgiye erişimi kısıtlayan üyelik prosedüründen, bilgiye erişimi nihaileştiren uçurma mantığına kadar, kullanıcı merkezinden de, kolektif-editoryal çizgiden de bu prensipi ekşisözlüğün uygulamadığı söylenemez. (dahası kasaturasız rambo'nun belirttiği sözlükmetre kapatılması ve diğer iddialarla da denebilir ki: bilgiye erişim'i kısıtlamak için hukuki yollar dahi kullanılmıştır)

    böyle bir prensip'in herhangi bir eylem'i engelleyici, ya da, caydırıcı bir ahlaki, mantıki tutarlılık gözettiği söylenebilir mi?

    bu da söylenemez, zira gerekçelerin 'doğru'luğu zaten herhangi bir siyasi eylem'in temel şartıdır, her türlü pozitif eylem de kaçınılmaz olarak o eylem'in dışında kalan eylemleri sınırladığı için 'yapılamaz'laşır ve engeller. bu yüzden bu prensibin bu bağlamda terennüm edilmesi, siyaseten bir boş imleyen'e bahane yüklemektir.

    hatta denebilir ki, bunu gerekçe göstererek eyleme iştirakten geri durmanın ta kendisi bile 'bilgiye erişim'in kısıtlanmasıdır. zira bilgi biçimsellik, zamansallık ve durumsallık içerir: saf bilgi diye soyut bir durum-oluş yoktur. erişilen her bilgi, bağlam ve durum ile tanımlı ve uyumludur, geçici bir site kapatma eylemi sırasında oluşturulan bağlamsallık ile verilebilen bir bilgi de o durumdan başka şekilde verilemez. bilgi'ye erişim'in 'bilgilere erişim'e engel oluyor gerekçesi' ile sınırlanması da, 'bilgiye erişimin sınırlanması' olarak telakki edilebilir, unutmayalım: sansür'ün bir biçimi de özneyi bilgiye boğarak yapılır.

    dahası, hazır bilgiye erişim ve bilginin bağlamı demişken, erişilmesinin engellenmesi sorun yaratabilecek başka bilgiler ve bilgilendirmelerden de bahsetmek gerekiyor.

    reklam, tanım olarak, hedeflenmiş bilgidir, denebilir. bu hedeflenmişlik de 'sistem' içi tanınmış, somut-maddi ilişkiler çerçevesinde bilgiyi üreten, yayınlayan ve alan dahil edilerek düzenlenmiştir.

    sormak gerekiyor: ekşisözlük'ün ve sahibi sedat kapanoğlu'nun bu tip bilgi'ye erişimi kısıtlamak imkanı, ya da, hakkı var mıdır? reklam, yani bilgi, satış üzerinden gelirlenen bir kurum'un bu bilgiye erişimini kolektif eylem uyarınca tek taraflı olarak kısıtlaması, engellemek durumunda kalması mümkün müdür?

    bence bu, değerlendirilmeye alınmalı. eğer ki, ekşisözlük site kapatma eyleminin olduğu bildiride hala reklam panosunu işletebilirse, yani bu eylem'i sponsor etmek isteyen yatırımcı bulabilirse, site kapatmadan yana hem ticari açıdan, hem de hukuksal sorumlulukları çerçevesinde zarar etmemiş olacaktır. ssg'nin tüm bu ilişkiler zincirinde, site sahibi yükümlü olarak kamuoyunun önünde dile dahi getirmediği bu kapsam ve yükümlülükleri bir denemesi, aşması gerekiyor.

    gelelim lider arayışı ifadesine:

    ''cozumun anahtarinin bende veya nufuzlu tepelerde birilerinde oldugu dusuncesi mevcut. ben diyorum ki bu israrla bir "kurtarici bekleme" (bkz: bystander effect) sendromunu korukler bir bakis acisi. ustelik sanal internet kullanicisi ile kilini kipirdatacak gercek insan arasindaki devasa oransizliktan dolayi da son derece verimsiz.''

    öncelikle şiddetle düzeltelim: çözüm'ün anahtarı ssg değildir. ama çözüm için ssg ve himayesindeki ekşi sözlük teknik altyapısı, güçlü bir aktör olarak çok önemli **öncü** bir rolü üstlenebilir, dahası, üstlenmelidir. öncülük burada liderlik, önderlik'in şefleşip liderleşen ebedi açılımı ile değil, tarihi-kronolojik sıralaması ile denk düşen dönüştürücü gücü-imkanları ile alakadır. (bkz: kaçınılmaz liderlik)

    sitenin kendi kendisiyle tanımlı dışa dönük iç fonksiyonunun dahi, yakın zamanda fatih altaylı'nın sayfasında yayınlanan tekzip metnindeki gibi çekinmeden kendini övmeye varan bir etkisi olduğu kesinken, bu faaliyetlerin artırılmasının aynı övünce eklenmlenmesi, bir ihtimal kritik eşik'i aşmak için aygıtlaşması, araçlaşması ihtimali olamaz mı?

    netleşsin: ssg'nin liderliği hareketin tümüne ve bütününe değil, hareketin kendisine destek ve dayanak olacak, öncülük ve finansman 'serbestisi' uyarınca 'durumsal ve konumsal' bir aktörlük ile tanımlı öncülük olacaktır.

    eğer ki, türkiye'de fatih altaylı'ya dayatılan tekzip metininde tanımlanmış bir fonksiyonun --------tek-------- temsilcisi ekşisözlük ise, bu sorumluluğun başka ayaklarını da, en azından esasa uygun olarak usulen yerine getirmeli, bu eylemlerde taraf olmalı, kendi tabanını sürece ve muhalefete reklam metniyle satın alınmış alan çerçevesinde yönlendirebildiği gibi, yönlendirmelidir. konumsal sorumluluğu bunu da denemeyi gerektirir.

    ''ssg'nin şahsi girişimleri'' ve ekşisözlük tüzel kişiliği bünyesindeki embedded (içkin?) hukuk danışmanlığı hizmetleri ile gerçekleştirdiği eylemleri küçük, ya da, önemsiz, veya, göstermelik görmüyoruz.

    lakin, ekşisözlüğün kurumsal olarak tabandan tavan'a ortak tehdit'e karşı birbirine destek olması, bir dayanışma içinde olması gerektiğini söyleyebiliyoruz. bu dayanışmayı bir ucu müneccimliğe varacak si(kinik) öngörü bedbinliği ile (3-5 kişi yapar, ses getirmez, unutulur), diğer ucu ise şahsi ithamlara lafı getirecek şekilde kurgulamak (otisabi ve üç beş sitenin fikri ürünü) şu noktada ortak tehdide karşı iktidar pozisyonu almak ve mevcut pozisyonu, mevcut somut ilişkiler çerçevesinde değerlendirmeye götürür. onun da varacağı yer otisabi'nin (veya yerine koyulabilecek herhangi bir başka şahsi şovlaştırılabilecek ve 'niyet' okumalarına açık bir girişimcinin) siyasi ve şahsi kayıntısı, ssg'nin site gelirleri ve siyasi ilişkileri gibi alanlara kayıyor, kolektif muhalefeti sulandırıp, sansüre karşı bölüyor, uyarmak isterim.

    ben bu yüzden çağrımı tekrar etmek istiyorum:

    ssg, kendisiyle şahsi hasbihalimde de belirttiğim üzere, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir ürün ve hizmet'i satarak büyüyen ve daha da büyüyecek olan yeni sermaye'nin yeni patronudur. öngörülemez teknolojik girşimler sağ olsun, el, etek öpmeden, sistemle gırtlağına kadar entegre ve içkin olmadan finansal açıdan kayda değer bir kurumun, sermayenin ve halk kitlesinin eklemlendiği bir noktada sakil ve müstesna durmaktadır. artık parçası olmaya başladığı sermaye sınıfı için ssg ve ekşisözlük bir anomalidir. o anomali'nin hukuki ve çevresel faktörler sebebiyle ait olmadığı çevreye, sınıfa benzeşmesi, o dünya için yaratılmış, o dünyaya hizmet eden uzman ve teknisyenlerinin kuyrukçuluğuna girmesi uzak bir olasılık, ya da sevimsiz ihtimal değil, sermaye ve sınıf çıkarları uyarınca ve gereği dayatılmak zorunda olunan bir kesinliktir.

    ssg'yi çevresi, yakınları, bastırılmış ya da aleni arzuları ve istekleri rahat bıraksa, ait olduğu sistem ve 'normal algısı' rahat bırakmayacak, bırakamaz da. ssg'nin de kendisini, tıpkı bizler gibi, rasyonel ve aşkın bir zihnin bu dünyadaki tezahürü olarak görmek sanrısından acilen kurtarması, sistemik yatkınlıklar, şartlanmışlıklar ve konformizme dikkat etmesi gerekiyor.

    sırf bu yüzden, kendisinden sınıfsal olarak beklenmeyen'i bir kere denemesini ve sonuçlarını kolaylıkla aksi de savlanabilecek gerekçelere dayandırarak öngörmek yerine yerinde deneyimlemesini tavsiye ediyorum.

    eğer ki, 'anayasayı bile değiştirecek' kitlesel bir hareket'e inancı varsa, böyle bir hareketin oluşmasını da istiyorsa, o hareketin yayılması için (yani sanal internet kullanıcı ile kılını kıpıdayatacak gerçek insan arasındaki bilindik boşluğu doldurmak için) herkesin kılını kıpırdatabilme yollarını çeşitlendirmesi ve çoğaltması gerekiyor.

    bunu kendisine sürekli kendisine laf sokup arkadan hançerleyen müzmin muhalifi olarak değil, dostu olarak söylüyorum. o da ister istemez acı oluyor.
  • bu arada bu eylemler hakkındaki tartışma, sözlük formatının doğrudan ve anında diyaloğa izin vermemesi, verememesi sebebiyle friendfeed'den sürdürülürse süper olur, teklif ediyorum:

    http://ff.im/lzppb
  • 2 yıl önce yaptığımız ve bilinirlik anlamında önemli bir aşama kaydettiğimiz eylem. ekşi'de pek azarlanmıştık o zaman:
    http://sozluk.sourtimes.org/…önizlemesini yapıyoruz

    bu da eylemin gün gün hikayesi ve sonuçtaulaştığı yerlerle ilgili derlemem:
    http://settar.blogspot.com/…ar-viral-hareketin.html
  • ekşi teknoloji, diger aktivitelerinin yani sira eksisozluk icerigini koruma gorevini de ustlenmis bir sirket. eksisozluk yazarlarinin haklarini korumak adina sahsen yapmakta zorlanacagi bir takim icraatlari, site* icinde yuruluge koydugu kurallarla olsun, dis etkenlerin telif hakki hirsizligina ve hakaretlerine karsin resmi ve gayriresmi olarak aldigi tavirlarla olsun, uygulayabilmek bu icerik koruma hareketinin bir parcasi. genel olarak da sozluk yazarlari tarafindan cok takdir edilen bir ozveri bu.

    tabii ki bu sirketin icerigi koruma yukumlulugu yoktur, ve bu rolu kabullense bile atacagi adimlari ozenle secmesi dogaldir. ama turkiye cumhuriyeti'nde internet sansuru meselesi, eksisozluk icerigi acisindan coktandir kasabin et derdi degil, kuzunun can derdidir. bu durumda onerilen eylemlerin parcasi olmayi, fatih altayli'ya agzinin payini vermekten daha keskin ve tabansiz bir liderlik hareketi olarak gormuyorum ben.

    net bir sekilde belirtmek istiyorum ki bu entry'de onerilen eylemlerin yanlis, etkisiz, zamansiz, vs. olup olmayacagi konusunda bir yorum yoktur. bu degerlendirmeyi yapacak konumda degilim ben. ama liderlik acisindan, zaten aktif olarak izlenmekte olan, ne eksi teknoloji, ne de sozluk yazarlari tarafindan "yanlis" gorulen (tam tersine begeni toplayan) diger girisimlerden cok farkli olduguna inanmiyorum. bireyler tavir almadigi surece gruplarin hakkini gozeten birimlerin hareketlerinin etkisiz oldugu kimsenin karsi cikmadigi bir gozlem. bu, bu birimlerin kendi imkanlari cercevesinde harekete gecmemesi icin neden olmamali ama.
  • gelin durust olalim kanun degistirmekten bahsediyoruz, yanimiza siyasilerden, unlulerden, ve sivil toplum orgutlerinden taninmis simalar alamazsak pek bi basarili olamayiz. bu millet neleri es gecti. senelerdir kapali olan youtube a tunellerden gecerek girmeyi kendine yedirdi. surekli aydinlik icin bir dakika karanlik eylemleriyle gazini aldirdi.

    -siyasi destek; bu site de kemal kilicdaroglu'na verilen destegi herkes gordu, ve biliyoruz ki o da bu siteyi bir sekil de takip etmekte. direk ona ulasalim demiyorum ama siyasilerin destegi olmaksizin bu is bosa kurek sallamaktir. e nasil alacagiz o zaman bu adamlarin destegini? once bir ses yaratmamiz lazim. cunku siyasiler bu ise durup duruken girme riskini almaz.

    -internet dunyasinin ileri gelenleri ve reklam veren; bu site sahipleri reklam verenlerle mutlaka iyi iliskiler icinde ki bu adamlar bu sitelere her gun deli gibi paralar oduyor. ve bu reklamci firmalar turkiye'nin en buyuk firmalari, bir iki eyleme sponsor olabilir(konserler, gosteriler) soylemek istedigimiz mesaji duyamayan kulaklara gitmesi acisindan yardimci olabilirler. korkmasinlar urunlerini almaya devam ederiz.

    -unluler; simdi hepsi bu siteyi sevsede sevmesede takip ediyor. eminim bir kaci seviyordur bizi. mor ve otesi misal televizyona cikip sistemi elestirebilecek bir guce sahip ve buyuk bir hayran kitlesi var, ozgurlukler icin bir iki laf etmekten gocunmayacaklari gorusundeyim. armonipolisi ornegi var elimizde, bu sitenin bu hale gelmesinde buyuk payi oldugu soylenir. onunda yapacak bir kac seyi mutlaka olur olayin selebriti ayaginda.

    -sivil toplum orgutleri - vakiflar; efenim eksisozluk hatira ormani yapti bu site. toplumsal bir duyarlilik soz konusu. demek ki birlikte hareket edebilme gucune sahip. tema vakfi na soz veriyoruz bize destek verirlerse bir orman icin daha calismalara baslariz. bunu diger orgutler icin de basarabiliriz. sadece ornekler.

    kapanis; bu tarz bir eyleme kalkmadan once uzerinde dusunmemiz lazim, burda hepimiz ben cok zekiyim, ona laf sokarim, buna soyle derim deyip konusuyoruz istedigimiz gibi. simdi dokulun bakalim sevgili suser'lar. herkes elini tasin altina koysun.
hesabın var mı? giriş yap