• zurnanin zirt dedigi yer olarak adledilebilir belki. bir bakima "yettiniz siz be!" nidasi.
  • takdir edilesi olay. cumhurbaşkanı sezer'in kimin neyi hakketiğini gösteren hareketi...
  • protokol kurallari geregince hic bir kadin katilimci türban ya da dikkat cekecek kadar minik etekle tören,yemek vs'ye katilmaz katilamaz. ne yazik ki artik bir devlet gelenegi de kalmadigindan ya da kalmamasi tercih edildiginden sn. sezer bu notu eklemek geregini duymustur. hak vermekle beraber, bu duruma gelmis olmamizdan dolayi da hicap duymaktayim. kural kuraldir, bu tür kurallar da sadece bize özgü degildir. (bkz: hic bilenle bilmeyen bir olur mu)
  • sayın sezer'in adalet anlayışı sayesinde, bazı milletvekillerinin davetli olmayan diğer eşlerinin korunduğu nezaketli, düşünceli bir davranış. türbanla ilgisi yok...
  • basbakanın, bakanların, halkın sectiği insanların eslerini dahi potansiyel suclu konuma dusürme olayı.
    demek ki, mustafa kemal atatürk'ün annesi dahi gelse resepsiyona katılamıyacaktı ha. resmi resepsiyon diye belli kısıtlamalar getirilmesi, sadece günümüze mahsus hareketler olduğu malum.
    asıl korkuncu gectiğimiz günlerde sadece eşi basörtülü diye istanbul üniversitesi'nden (roporlardan öğrendiğimiz sekilde) bir üniversite öğretim üyesinin görevinden uzaklastırılması, bir annenin bası acık poz vermedi diye hastane kapısında ölmesi.. sınavlara yani özgür ortam diye adlandırılan üniversitelere, dini inancları gereği basını örtenlerin alınmaması...
    not: bu gibi olaylar akp'nin daha cok oy almasına oradan tayyib erdogan'ın sezer'den sonra cumhurbaskanı olarak catır catır hava atmasından baska bir ise yaramayacaktır.. duyurulur.
  • ece temelkuranın tarih itibariyle milliyet gazetesinde belirttiği üzere kimsenin çağrılmayanların kadınların fikrini sormadığı, çağrılmayanların doğru dürüst fikir beyan etmediği, bi ton bıyıklı adamın ahkam kestiği bir sorun haline gelmistir. ki konunun bıcaksırtı da burasıdır bence. heyecanlı bünyeler hemen basortusu takan kadının fikri olmaz cıkarımını yapmadan once, kimi meclislerde kadınlara pek de soz hakkı tanınmadığına/ soz almak istemediklerine kafa yorduğumu belirteyim.

    benim esas anlamakta zorlandığım ise kendilerine özel her ortamda haremlik selamlik yasayan ve dısardan gelenler icin duzenleri bozmayan insanların, eşlerinin çağrılmamasına neden bu kadar alındıkları.
  • fevkalade hassas konu. zira gelenek olarak veya inancı o şekilde yorumlama nedeniyle türban takanlar varken, türban aynı zamanda şeriatçı akımın bir sembolü de olmuştur. türban suç değildir, kılık kıyafet yönetmeliğine uymamak suçtur, suç dediysek de cinayet tarzı bir şey algılanmamalı elbet. türbanı normal hayatta yasaklamak insan haklarına aykırıdır, ama protokolde yasaklamak aykırı mıdır, o biraz muğlak tabi, aynı şekilde "papyon vs. takınca rahatsız oluyorum" da gündeme getirilebilir.

    öte yandan bu kurallar dizisi her yerde vardır zaten, türkiye'de gündemde türban vardır, sorun o olmuştur, bir ara g-string hadisesi vardı, bir başka zaman da resepsiyona mini etekliler katılabilir mi soruları gezer ortalıkta. sonuç itibariyle insanlar sorularını cevap için değil ortam için sorduklarından yerimizde saymaya devam etmemiz katidir.
  • herşeyin herkesin nasıl olması gerektiğini belirleme yetkisini kendilerinde ya da onay verdikleri birinde olduğuna inanan insanların normal karşılayabileceği bir eylem. 1 yıl önce aynı kişiler aynı yerde başörtüleriyle yer alabilirken, söz konusu yer bu sene kamusal alan tarafından uygun bir fiyata istimlak edilmiş. bu olanlarla ne cumhuriyet onların olur ne bayram. cumhuriyet de halkındır bayram da.
    (bkz: halk plaja akın etti vatandaş denize giremiyor)
  • en cok krizsever turk medyasinin isine yaramis, abesle istigal olarak degerlendirilebilecek bir eylemdir.
hesabın var mı? giriş yap