• öğrencilerden birinin polisin tekini ayağından bıçakladığı yazıyor gazetelerde.. ayaktan bıçaklamak nasıl oluyor pek canlandıramadım kafamda. atıyorum, mesela yere düşmüştür (belki de coplanmıştır falan), o anda yapmış olabilir ama bu sefer de bıçak ne alaka diyorum. bıçak acaba falçata olabilir mi.. hani ne bileyim afiş, seloteyp falan kesmek için taşıyordur..

    bende de türk sosyalisti nihilizmi mi başgöstermeye başladı acaba.. cık.. sonuçta bu olay gerçekse ne inkar ederim ne şaşırırım.. sadece şu an için çok garip geldi bana, belirteyim dedim.
  • sayesinde ciğerlerimin biber gazıyla tanıştığı giriş. olayın ortasında kampüse girdiğim için neler olduğunu tam bilemiyorum ama nispeten uzakta olmasına rağmen fen bilimleri enstitüsünün olduğu binanın içinde bile gaz bombaları etkisini gösterdi.
  • http://www.ntvmsnbc.com/id/25014615/ basına böyle yansımış haberimiz.

    şimdi ben çok ideolojik bir insan sayılmam, konuyla da aslında hiç bir alakam yok ama birazdan belirteceğim sebeplerle katıldım protestoya. olay şöyle ki aslında, kampüste bir iki haftadır slogan atarak yürüyen 30 kişilik falan bir grup vardı. sloganları da; akp dışarı üniversiteler bizimdir, eşit eğitim istiyoruz falan gibi biraz spekülatif dursa da çok da ideolojik olmayan, hatta ilk gördüğümde üniversiteye yeni gelme heyecanıyla siyasal görüş yakalamaya çalışan gençleri de aralarına katmak için yapılmış olduğunu falan düşünmüştüm.
    olayın cereyan edişi de şöyle, basına polisin yaptığı açıklamadan değil de bir de benden duyun istedim.

    bugün gençler kampüse afişler asmışlar bir de stand açmaya kalkmışlar, bunun üzerine de rektörün izni ile polis çağrılmış beytepeye (protestoya katılma sebebim no:1, nitekim üniversite bilim yuvasıdır, insanlar düşüncelerini kanunlar çerçevesinde söylemekte özgürdürler, eğer okula afiş asılmış ise, yasa dışı stant açılmış ise sorun polis çağrılıarak değil daha önce de 1413241 kez yaptıkları gibi, güvenlik görevlilerinin gidip o afişleri sökmesi ile son bulur. eğer güvenlik yetersizse de 2 tane devriye arabası ile gelecek polisler olayı çözebilecektir genelde, hadi diyelim ki bu öğrenciler polisi bıçakladılar ve kütüphaneye kaçtılar, çevik kuvvetin asıl gücünü dışarıdaki üniversitede polisin varlığından rahatsız olan topluluğa göstermesi ne ki? )

    bir anda koşarak grubun üstüne polis gelince gençler de kütüphaneye saklanmışlar o ana kadar aslında, çıkan arbede falan görmedim ve duymadım ben nitekim, dersten çıktığımda kütüphanenin önünde polisler vardı sadece, eğer bıçaklanan polis varsa, ki böyle bir şey olduğunu olaydan 2 saat sonra falan çıkardılar aslında bence. içeride profesörler, alakasız öğrenciler de olduğu için polis kütüphanenin önünü kapatmıştı. okulun içinde robot kıyafetleri, gaz bombası silahları, tüfekler, gaz maskeleri bok püsürle donanımlı 10 minibüs dolusu polisin gelmiş olması falan aslında "çıkan arbedede bir polis yaralandı" hikayesine çok şaşırmama, sebep oldu benim açıkçası. eğer bu polisi haklı çıkarmak için söylenmiş bir diğer yalan değilse bile, ki umarım öyledir, kimsenin yaralanması güzel bir şey olamaz çünkü, neredeyse bir üniversite öğrencisine bir polis düşürülmesi -ki kalabalıktı aslında öğrenciler, olayın mantığına, üniversitelerin özgürlüğüne, ve aslında o polislerin tüm halkla beraber orada bulunan üniversite öğrencilerini korumak için maaş aldıkları gerçeğine ters geldi.

    günün önemli saatlerinde, basit bir olay için okula polis yığılmasına tepki duyan insanlar da -ki bunların ne bir ideolojik ortak noktası ne de konuyla alakaları vardı- kütüphanenin önündeki çimlerde oturup alkışlayıp, "polis dışarı üniversiteler bizimdir" falan protesto ediyorlarken, okul çimleri sulamaya başladı. herkes kalkıp ıslanmadan protesto edebileceği bir noktaya gidince polis kütüphanenin önündeki alanı çevirdi iyice, araya grup grup polisler gelip herkesin arasından kalkanlarla falan geçip saçma sapan bir hareket planı ile show yaptı baya bi. bu sırada da içeriden öğrencileri kelepçeleyip dışarı çıkarmaya başladılar ki, konuyla hiç alakası olmayan benim de arkadaşım olan, sadece ders çalışmak için orada bulunan insanlar da bunların içindeydi, polis içeri gaz bombası falan atıp konuyla lakası olmadığı çok belli cici giyimli kızları falan sürükleyerek minibüslere götürdü ki prostoya katılma sebebim no:2.

    sonra kütüphanenin önündeki insanlardan dolayı polis minibüsleri çıkamayınca polis orada bulunan insanların üstüne gidip sadece o bölgeye değil, citynin önünden yıldız amfiye ve hatta biyoloji bölümünün önüne kadar göz yaşartıcı bomba attılar. (bu da protestoya katıldığıma sevinme sebebim no:1) herkes dağıldı, çünkü orada bulunan topluluğun protesto ettiği en önemli şeylerden biri; bunu yaparak bilim yuvasındaki insanları sindirmeye çalışmış olmasıydı, bunlar taşla polisle polise dalacak bir topluluk olmadığı gibi, kimse de zaten kimsenin canının yanmasını istemiyordu, ortamda taş atmaya çalışan bir iki kişi de zaten öğrenciler tarafından durduruldu falan.

    sonuç 1: emniyet müdürlüğü sağa sola çevirme koyup, günün 20 saati alkol kontrolü yapıp, alakasız arabaları sanki potansiyel suçlularmış gibi uyuşturucu bulmak için arayarak değil, polisi iyi eğitip öncelikle kritik durumlarda nasıl orantılı güç kullanması gerektiğini göstererek olur.

    sonuç 2: çok az kaldı, çok çok az #10786251
  • o değil ben asıl tünelden geçince biyolojinin önündeki kimseden kaçmamayı öğrenmiş, maskot kıvamında iki tane çirkin kardeş kedi vardı, onlara üzüldüm çok, o hayvanların tam ortasına düştü gaz bombası ki bulup içeri de alamadım o andan sonra.
  • üniversite içinde kaskıyla, silahıyla polis görmek beni her ne kadar irite etse de olayın başlangıcına bir dönelim ve ne olmuş bakalım:

    1) öğrenciler izin almadan afiş asıp, bildiri dağıtmak istiyorlar.
    2) özel güvenlik ekipleri bu afişler izinsiz asıldığı için öğrencilerin bunları kaldırmasını istiyor.
    3) özel güvenliğin talebi geri çeviriliyor, üstüne de bu güvenlik ekibindekiler öğrenciler tarafından dövülüyor.
    4) adı güvenlik olan grubun kendi güvenliği de tehlikeye girince kampüse polis giriyor.
    5) öğrenciler ile polis birbirine giriyor, bir polis bıçaklanıyor, bir sürü öğrenci gaza bulanıyor vs. vs. gerisi 1 mayıs alanlarından aşina olduğumuz görüntüler.

    şimdiiiiii tekrar diyorum ki (bilim yuvasında silah görmekten feci rahatsız olan biri olarak diyorum bunları); bu öğrenciler, demokratik hak, özgürlük, barış çağrılarını güvenlik dövüp, bıçak taşıyarak, polis bıçaklayarak mı yapıyorlar? bu mudur? şimdi bu insanlar haklı mı? mağdur mu? ezilmiş mi? şeref, onur mücadelesi, özgürlük, barış mücadelesi mi vermiş oldu bu öğrenciler?

    "bilim yuvası, bilim yuvası" deyip eşkıya gibi onu bunu döversen arkadaşım, bunları bir de özgürlük, barış bilmem ne ayaklarına vurursan ancak komik duruma düşersin. bir de üstüne böyle polisi karşında bulursun.

    not: tane tane de anlatıyorum niye böyle oluyor bilmiyorum: şimdi arkadaşım, üniversite sınırları içinde 'bu akşam parti var' diye afiş de açacak olsan izin alman gerekir. bu izin rektörlükten alınır. izin alınmış bir standa özel güvenlik görevlileri de siksen uğramaz. adamlar öğrencilerle minimum şekilde muhatap olmak için kıçlarını yırtıyorlar. o yüzden "izin alındı ama saldırıldı bize ühühüh" demek ne kadar inandırıcı bilemiyorum. ancak ve ancak sen sana müsaade edilen sınırları aşacak şekilde davranırsan sana müdahale ederler. sen "x" için izin alıp "x + y" yaparsan bir dakika kardeşim derler. bu mu sinirlendiğiniz nokta? nedir yahu? ya hu! deli misiniz? denyo musunuz?

    .
  • bıçakla polis yaralanması tarzı "bi sizden bi bizden olm, siz pıçahladınız biz de kampüsünüzün orta yerine sıçarız, bissürü adamı da suçlu suçsuz demeden alır götürürüz" tarzı argüman yaratmak için ortaya atılan haberlerle meşru kılınmaya çalışılan olay. vallahi senelerdir bu ülkede yaşıyorum, senelerdir polis müdahalesi izliyorum televizyonda olsun gerçek hayatta olsun bir şekilde şahit oluyoruz. durduk yerde nasıl müdahale eder polis biliyorum az çok yani. bir de bir polis bıçaklanırsa, ya da örneğimizde olduğu iddia edildiği gibi bıçaklandıysa, benim bildiğim polis kütüphane kampüs falan dinlemez o kaçan elemanları kovalarken önüne gelene dalar, kütüphaneye de direkt dalıp herkesi coptan geçirirdi. o yüzden kusura bakmayın kanıt olmadığı sürece inanmayacağım bu "solcular adam bıçaklamış olm haketmiş ipneler" yaklaşımına. city'nin çimlerinde tıkınırken kütüphaneye kaçanları görmemizden itibaren şahit olduk biz şahsen olaylara, o yüzden şimdilik bildiğimle yetineyim, yarın kesin haberleri öğreniriz.

    ayrıca bu olayın üzücülüğü, kütüphane etrafında toplanan çoğu insanın "ehe ehe solcular dayak yiyecek la hadi izleyek" "olm mal la bu herifler valla iyi oluyo ha" "oooh biber gazı gelsin ver baba gazı ver" tarzı yaklaşımları yanında çok da vahim değildir. tkp'li falan değilim, kendilerinin şu ana kadar bir sürü desteklemediğim, saçmaladıklarını düşündüğüm eylemleri de oldu. fakat ne olursa olsun, arkadaşım senin okuluna (ki türkiyenin ve ankaranın en iyi okullarından & kampüslerinden biri), kampüsüne polis girmiş. hem de 500 adet mi ne. robocop. otomatik silahlar şunlar bunlar, terörist avına gelmişler sanki. şu gergin ülkede, kısır ankara'da; en rahat olabildiğin, rahatça gezebildiğin, kafa dengi insanlarla muhabbet edebildiğin, içtiğin ettiğin, sevgilinle çimlerinde vesaire koklaşabildiğin, yolda insanların abuk abuk bakmadığı ender yerlerden birine resmen tecavüz ediliyor, sen de elinde çekirdek-kola "ehe ehe feci dayak var la" diyerek maç izler gibi izliyorsun. helal olsun ne diyim.
  • polislerin birleşip bana girmelerinden daha büyük bir haber olmayan olaydır. yakında olacak çünkü.
  • bir hırsla tüm okulu biber gazına boğdular sağolsunlar.
  • polisin gövde gösterisi için bulduğu fırsatı değerlendirmesidir. kampüsün jandarma kontrolünden alınıp polise devredilmesinden sonra, yanlış biliyorsam düzeltin ama, ilk kez bu olayda kampüsde bir polis müdahalesi gerçekleşti. onlar da bu fırsatı gövde gösterisi yapmak, bundan sonra çıkacak potansiyel olayların önünü kesmek, insanların gözünü korkutmak için kullandı. işe yarayacak mı? hiç sanmıyorum. gene olay çıkacak, belki gene bu kadar büyük ya da daha büyük müdahaleler olacak bu olaylara. ama zamanla taşların yerine oturacağını, dengelerin oluşacağını düşünüyorum. polis de kampüs için henüz acemi sonuçta.
  • öncelikle o görüntü almaya çalışan basın mensuplarına güvenlik görevlileri saldırdı haberiyle ilgili bir şey söylemek istiyorum. bu 'olayın' iki metre önünden izleyen benimle beraber beş kişi bu habere neremizle ne tepki versek bilemedik. zira iha'dan -yanlış hatırlamıyorsam- bir kameraman ve bir fotoğrafçı önümüzde indiler arabadan. onların ve bizim yine üç metre önümüzde bi dolu polis ve amirleri olacak insan(!) bekliyordu. onlar iner inmez okulun güvenlik görevlileriyle bu amir olacak insan hemen önlerine dikildiler ve kendilerine hemen çekim yapamayacakları konusunda tepki gösterdiler. bunun üzerine bu iki gazeteci devlet mensubu olan dahil oldukları basın organının engellenemeyeceğini adam gibi diyebileceğimiz bi örnekle açıkladılar. fakat kendilerine pek de adam gibi olmayan bir hareketle atılan amir kişi ve bir kaç polis ,bu iki gazetecinin ellerindeki kamera ve fotoğraf makinasına saldırdı ki adamlar o sırada sadece konuşuyorlardı çekim namına herhangi bir girişimde bile bulunmadılar. ancak kameralarına saldırınca fotoğraçı olan canım benim insan da bu polis amirine atıldı ki orda biz de bağırmaya başladık.bu amir daha sonra bize dönüp tantana yapmayın kesin sesinizi diyince arkadaşım da dayanamayıp insan gibi konuş şeklinde verdiği tepkiye de siz insan mısınız insan olanla konuşurup ben diyerek üniversite öğrencisi kavramına da bir polis amirinin nasıl bir gözle baktığını yine yeniden anlamış bulunduk.tabi biz de bunun üzerine evet haklısın bu yüzden seninle daha fazla konuşamayacağız diyerek sırıttık ama kendisinde insanlık anlamı üzerine bi kıvılcım uyandırabildiğimizi tabi ki zannnetmiyoruz.
    velhasıl kelam dün ki olayların yanında bu anlattığım bit ossuruğu bile değildi. zira tutuklanan öğrencileri götüren polis arabalarına yolun kenarından bağırdığım sırada bir polis arabasının üzerime kırarak çekilmemem üzerine burnumun dibinde fren yapması da hayatım boyunca unutmayacağım bir andı ki hadi polisler birilerinin emriyle ordaydı ama bir insanın protesto edildiği için vijdani bir hükümle kimsenin emrinde kalmadan içindeki
    arkadaşlarının da gaz ve coşku dolu görüntüsüyle üzerime arabayı sürmesinin insanlığın hangi varoluş biçimine uydurulması gerektiğini varın siz düşünün.

    yine bu polislerin,gaz bombaları atılıp öğrenciler tutuklanıp, bir kaç kişiyi de tekmeledikten sonra ve ortalık biraz olsun durulunca kafalarındaki maskeleri çıkarıp şöyle bir gerinip ferahlayıp vay be sen de iyi tekmeledin sen de iyi attın ortalarına gazı gibicesinden birbirilerinin sırtlarına vurduklarını ve çak dostum işaretlerini de bizzat gözlerimle görüp yaşadığım ve bir çok şeyden sıyrıldığımı düşündüğüm okulumdan ve o okul sınırları dışındaki her şeyden nefret etmemi sağlamış, yaşanılacak dünyanın neresine sığınmam gerektiğini düşündürmüştür.

    bir de iki öğrenciyi tekmeleyip daha sonra onlara siz görürsünüz bittiniz lan siz diye bağırdıktan sonra olaylar yatışıp ağzının kenarındaki tükrükleri-kimler ne zaman tükrük saçar bi hatırlayalım- sildiği sırada önünden geçen hatunlara bakıp 'bunlar iyi değil yaa iyi mal değil olum bi işe yaramazlar' diyen polis bey. bir tanrı varsa,dileğim, bütün bunları yaşayan benim önümde,ben ve benim gibi mallara muhtaç olduğun günü görmektir.
hesabın var mı? giriş yap