• 80 baslarindan icli bir arabesk sarki. okuyan o donemin taninmis kadin arabeskcilerinden, artik unutulmus biricik. bir diger unutulmus arabeskci selahattin cesur'dan soz ve beste.
    zeki demirkubuz'un masumiyet filmine soundtrack olmali, diye dusundurtur hep bana. pavyonda ugur * bu sarkiyi soylemeliydi.
  • nasil da unuttuk, ayni zamanda halit refig'in 1964'de cektigi ulke icindeki goc olgusunu isledigi filmi. cuneyt arkin'in ilk filmi olmasi acisindan da onemli tabii.
  • film, 1964 yılındaki altın portakal film festivalinde ödül almıştır.
  • türk sinema tarihinin en çok konuşulan filmlerinden biri. tabii bunun böyle olacağını kırk sene önce seyrettiğimde bilmem mümkün değildi. çocukluk anılarımda o filmden aklımda kalan, beni en etkileyen sahne; köyden kente göçen kızın, babasından bir gün çok paraları olur ise zengin evinde gördüğü saatten almasını istediği andı. seneler geçip çok kanallı televizyonlarımız bu filmi tekrar tekrar gösterdiklerinde filmin öneminin nereden kaynaklandığını anladım. köyden kente göç olgusunu işleyen ilk türk filmiydi . halit refiğ o yıllarda istanbul il nüfusu daha bir milyonu bulmamışken bir şeylere dikkat çekmeye çalışmıştı. film; göç olgusu alt yapısı, konut sorunu çözülmemiş, iş olanakları yaratılmamış bir ilde kendi akışına bırakıldığında ne gibi sorunlar doğurabileceğinin alarm zilini çalıyordu adeta...bugünkü gecekondu sorunu, arabesk yaşam tarzı ve marjinal yollardan kazanç elde etme kapıları ile istanbul o günkü alarm zilinin duyulmadığının bir resmi...
  • bazı replikleri ve monologları oldukça güldüren bir filmdir de ayrıca... tastamam yazdığım gibi olmasa da yaklaşık şöyle :
    - (göç eden ailenin abileri tarafından üstüne titrenen kızı (filiz akın) süslenip püslenip merdivenleri tıngır mıngır inerken) "abime söz vermiştim, orhan'ı bir daha görmeyecektim. ama ne yapayım orhan'a daha önce söz vermiştim"
    - (kız kardeşini köyde yaşarlarken evden kaçan komşu kız gibi olmasın diye uyarıp duran abi (ayhan ışık) istanbul'a gelir gelmez edindiği sevgili ile konuşmaktadır) " `-` ben hep istanbullu bir sevgilim olmasını hayal etmiştim biliyor musun? `+` ama ben istanbullu değilim ki! ben maraşlıyım (maraş olmaya(da)bilir izleyeli epey oldu karıştırıyor olabilirim.. neyse burdaki komedi zaten hatunun nereli olduğu değil elemanın kızkardeşine ibret verdiği kaçan komşu kızı olmasıdır)...

    gurbet kuşları'nı çok sevmiştim... trajikomik bir göç öyküsü olduğunu düşünüyorum...

    edit: oyuncuları karıştırmış olma ihtimalim yüksektir kaale almayınız... sanırım hatırımda böyle kaldığı için dokunmak istemiyorum bu surete...
  • şu sıralar muazzez ersoy dan dinlediğimiz eski bir arabesk şarkı...
  • muazzez ersoyun genellikle eski sarkilari taninmaz hale getiren yorumunun aksine orjinal duzenlemesine sadik kalarak ve biricikin yorumuna nispeten benzer bir yorumla seslendirdigi klasik. tabi biricikin yerine tutmaz, ancak dinlenebilir duzeyde bir parca olmus.
  • bu şarkıyı televizyonda muazzez ersoydan dinledim geçenlerde.arabesk tarzı bir şarkı.normalde bu tarz sevmem pek ama hoşuma gitti.youtube'a girdim.şarkının biricik'in söylediği haline denk geldim.sesi pek güzel değil, boğuk ve detone zaman zaman.ancak anlayamadığım bir sebepten ötürü sevdim biricik'in söylediği şarkıyı. sesinde acının kendisi var düpedüz. yani ibrahim tatlıses ya da alişan vs. gibi satılmak üzere paketlenip etiketlenmiş bir acı değil, sen kendin düpedüz çekmişsin acıları belli biricik.şimdi hangi şehirde kimbilir nerde şarkı söylüyorsundur.
    http://www.youtube.com/watch?v=tgecn1j6tk8
  • sinematik'den bayram şekeri niyetine geldi, iki dakikaya sığdırılmış bir gurbet kuşları hikayesi için:
    http://www.youtube.com/watch?v=t_d8eqvq2dy
hesabın var mı? giriş yap