• biz burda yolda yürürken yanımızdan, daha doğrusu dibimizden geçen tanımadığımız insanları elimizle iterek yürümeye falan gayet alışkınken, bir ecnebi memlekette sokakta veya markette dolaşırken insanların en az bir kol boyu uzaklıktan bile özür dileyerek geçtiklerini görmemle varlığını algıladığım alandır.
  • her insanin cevresinde farkli genislikte bir alan kaplayan farazi cemberdir. samimi olunmayan kisilerin bu cember dahilinde bulunmalari negatif etki yaratir, rahatsiz eder..

    konuyla ilgili olarak (bkz: dokunmatik insanlar).
  • bazı mütehassıslar tarafından, çemberden ziyade, sivri ucu vücudun ön tarafına bakan bir yumurta kesiti şeklinde tarif edilen alan. bu, görüş alanındaki kişilerin daha uzak tutulması ihtiyacı şeklinde yorumlanır.

    türklerde ise, alanın daha dar olmasının yanısıra, (bkz: sagli sollu ilerleyelim) yumurta kesitinin sivri alanının arkaya dönük olduğu sıklıkla gözlenebilir (bkz: götü kolla).
  • ülkemizde sevişme alanı mesafesi
    medeniyet seviyesi göstergesidir.
    bize eğitimlerde minimum 30cm demişlerdi, ancak tğrkşyede herhengi bir sırada beklerken sevişme alanı mesafesine dönüyor.
    hatta gidin bi havaalanına, biletlemeden, pasaport kontrolüne kadar her yerde göreceksiniz. lan adamlar hayvan gibi kırmızı çizgi çekmişler arkasında bekle diye.
    elin frenkleri market sırasında bile en az 2mtboşluk bırakıyor. bizde omuz omuza. sanki kankasıyla maç izliyor amk?
    bir de bunu söyleyince atarlanan tipler var.
    bankalarda da vardı önceden. gerçi hala var. sen para çekip tc verirken, hesap numaranı, ismini falan verirken adamın burnundan çıkan nefes ensene vuruyor.
    diyosun "kardeş işlem yapıyoruz az müsade et" adam kıl kıl bakıp yarım adım geri gidiyor. memur zaten bulaşmıyor. birinde dedim "biraz daha git işlem yapıyoruz", herif "gittik ya" diyor. "benim bütün bilgilerimi konuşmaları falan duyuyosun." dedim "napacam bilgini" diyo.
    eğitim seviyesini de belirlersin
    ha bunları üniversite bitiren adam da yapıyor. çünkü eğitim ve öğretim başka şeyler.
  • aileyle yaşıyorsanız evin hiçbir köşesinde, istanbul'da yaşıyorsanız şehrin hiçbir köşesinde, bilhassa metrobüste ve hafta sonları avm'ler ve istiklal caddesinde bulunmayan, bir milimine bile kurban olunan mesafedir.
  • ağzını yüzünü siktiğimin operasyon müdürünün, korumam gerektiğini söylediği alandır. ibnenin evladı, gittiği boş eğitimlerde öğrendiği terimleri, bizim üstümüzde uyguluyor. yoksa, o adam açıp bir kitap okuyup ya da orada burada araştırıp bir bilgiye ulaşmaz.

    reyonda fırça çekerken, millet fazla duymasın, bir sesini kısayım dedim pezevengin. sosyal mesafe o bu diye öttü. konuyla alakasız oldu. ama boşalmam lazımdı bir türlü. tekrar diyorum, senin ağzını yüzünü sikeyim.
  • türkçe vikipedia'da makalesi bile bulunmayan kavram.
    bir ülkenin tamamının delirmesinin ve delirtmesinin esas nedenlerinden birisi.

    https://en.wikipedia.org/wiki/proxemics
  • korumanin mumkun olmadigi alandir. bu ulkede kendinizi kalip kalip dikenli telle sarsaniz, insanlar yine bir sekilde gelip size yapisirlar. evet evet, konusurken gozlerine odaklanamadiginiz o insanlar.
  • özellikle metrobüste, insanların devamlı suretle biribirine dayamasıyla piç olmuş alandır.
  • turizm bölgelerinde çalışan kekoların bihaber oldukları alandır efendim.

    "turks generally have a small area of personal space and may stand closer than most foreigners are used to."

    diyor http://www.ediplomat.com/…tural_etiquette/ce_tr.htm sitesi.

    adam eşiyle ve kızıyla kafeden bozma restorana gelmiş. kekoluğu paçalarından akan garson bir kolunu adamın eşinin omzuna, diğer kolunu kızının omzuna atıyor. bu kendisinin karısına kızına yapılsa bıçak çekecek kekoyu uyarınca da "ne var yeaa" diye karşılık verir. bunları itin götüne sokmayı kendime görev edindim.

    diğer yandan şöyle de olaylar mevcut, yani garsonla tanışıp evleniyorlar, ama bunlar da genelde köylü welsh'ler.
    http://www.mirror.co.uk/…ove-turkish-waiter-1136884

    sadede gelelim. amerikalı citizen kendisine yaklaşıldığında geri adım atacak kadar korur alanını. ben de almanya'ya gittiğimde eski türk düşmanı holger beni kucaklar, sırtıma bir iki vururdu, hani samimiyim artık ben türklerle manasında personal space ini feda ederdi.
hesabın var mı? giriş yap