• basindan sonuna paylasmak istedigim robert frost eseri..

    whose woods these are , i think i know
    his house is in the village though
    he will not see me stopping here
    to watch his woods fill up with snow.

    my little horse must think it queer
    to stop without a farmhouse near
    between the woods and frozen lake
    the darkest evening of the year.

    he gives his harness bells a shake
    to ask if there is some mistake.
    the only other sound is the sweep
    of easy wind and downy flake.

    the woods are lovely , dark and deep ,
    but i have promises to keep ,
    and miles to go before i sleep ,
    and miles to go before i sleep.

    her okuyusta insani anlatilan yerde hissettirir. siirin ismi gectiginde de o ayni his geri gelir.
  • cevat çapan'ın hazırladığı adam yayınlarından çıkma çağdaş amerikan şiiri antolojisinde kar yağarken ormana diye türkçeleştirilen şiir; buyrun çevirisi:

    kar yağarken ormana

    bu koruluklar kimin, sanırım biliyorum
    ama köyde duruyor sahibi korulukların;
    durup seyrettiğimi görmeyecek burada
    nasıl bütün ormanı kapladığını karın.

    atım da şaşmış olmalı durmama
    bir çiftlik bile yokken yakında,
    arasında donmuş gölle koruların
    yılın bu en karanlık akşamında.

    şöyle bir sarsıyor başıyla dizginlerini
    acaba yanıldım mı diye.
    bunun dışında duyulan tek ses
    esen yelle yağan kar ince ince.

    korular çok güzel, karanlık, derin,
    ama verilmiş sözüm var benim,
    ve uyumadan önce millerce yol gideceğim,
    ve uyumadan önce millerce yol gideceğim.
  • m = meadow
    a = anthony jr.

    m : cold? endless white? endless nothing?
    a : i don't know.
    m : death.
    a : i thought black was death.
    m : miles to go before he sleeps.
    a : so he must be far from his house
    m: the sleep of death. he's talking about his own death...
    ...which yet to come, but will come.
    a: that's fucked up. i thought black was death.
    m: white too.

    (bkz: the sopranos)
  • hakkında bu kadar az entry olmasına şaşırdığım, benim için belki de en güzel, the road not taken'dan kat be kat * daha güzel bir şiir. nasıl ve neden bilmiyorum, gözümde birebir canlandırabildiğim şiirlerden biridir. o karlı orman, at, insan. her biri gözümde canlanıyor.

    robert frost'tan dinlemek ayrı bir his uyandırıyor. neden bu kadar sevdim bilmiyorum, orta okuldaydım, ingilizce hocamız bir keseden herkese bir şiir mısrası çektiriyordu. kimine e.e. cummings denk geldi, bana da 'between the woods and frozen lake, the darkest evening of the year' denk gelmişti. tüylerim ürperdi, nedense bir ayrı etkilendim.

    hala neden bu derece etkilendiğimi bilmediğim, anlamadığım şiirdir. sanırım robert frost'u robert frost yapan şey de budur.
  • mükemmel bir şiir olmakla birlikte, dizeleri hernandos hideaway'in melodisine birebir uyar.
  • her okuyuşumda beni duygulandıran ve çok alakasız bir şekilde bir televizyon dizisinde keşfettiğim, içindeki simgeler ve göndermelerle ciddi mesajlar veren robert frostun mükemmel şiiri....
  • farklı şekillerde yorumlanabilen çok güzel bir robert frost şiiri. frostun bu şiirde, ölümün huzur verici yanını ve intihar düşüncesini anlattığı söylenebilir; buna göre son kıtada intihar düşüncesinden, henüz yapılması gereken işleri olduğu gerekçesiyle vazgeçmiştir.
  • "uzun süre uçuruma bakarsan uçurum da sana bakar"
    nietzsche

    "korular çok güzel, karanlık, derin,
    ama verilmiş sözüm var benim"
    robert frost

    uçuruma (koru) bakmaktan vazgeçiren verilmiş sözler midir?

    yoksa uçuruma bakmaktan vazgeçtiğimiz an mı verilmiş sözler akla gelir?

    (bkz: yılın en karanlık akşamı)
  • abd'de en çok atıf yapılan şiirlerden biridir. 2019 yılı itibariyle telif hakları sona ermiş, eser kamuya açılmıştır.
hesabın var mı? giriş yap