• kurtarılması için helikopter gönderilmesi gerektiğini idrak etmeleri sekiz saati bulan yetkililerin işbaşında olduğu ülkede ölmüş güzel insan... kurtarılmak için tam sekiz saat helikopter beklemiş... sekiz saat can çekişmiş yani. tanju duru'nun şanssızlığı türkiye'de ölmesi mi yoksa türkiye'de doğmuş olması mı anlayamadım?!
  • kalır adımızla bir sokak duvarında,
    bir ağaç kavuğunda, bir takvim kenarında,
    kalır bir çiçekte bir defter arasında,
    bir tırnak yarasında, bir dolmuş sırasında,
    kalır bir odada, bir yastık oyasında,
    bir mum ışığında, bir yer yatağında.
  • ''hani yeni besteyi yolluyordun, haberlerini bekliyorum'' şeklindeki 2006 tarihli bir mailine rastlayıp canımı yakan yürek sızısıdır. ne yapmam gerektiğini değil ne yapmamam gerektiğini gösterip müzik hayatıma yön verendir. hiç doldurulamayacak olan uktedir, yarım kalandır. onun huzurlu müziği ve gülen yüzü benim şarkılarımın fon müziğidir.

    (bkz: aklım hep sende)
  • tanju’ya mektup…(http://sevketakinci.com/2008/10/tanjuya-mektup/)

    bir çetenin kilit adamı olarak, aramızdan ayrıldın… bülent, erkan, akın, cem, sumru, sarp, baki, eylem, yahya, ayşe, ve daha niceleri müziğimize tercüman oldun. hem de alçakgönüllülükle, özveriyle, empatiyle, bugün önemsenmeyen değerlerle- seni sevmeyen biri yoktu, ismin gibi duruydun. bunca yıl kirlenmemeyi nasıl da başardın. aşk olsun tanju! yüzyılını şaşırmış gönül adamı tanju.

    müziği seviyordun, hayatı seviyordun, ve yine hayatta sevdiğin bir şeyi yaparak aramızdan ayrıldın.

    bundan 4 yıl önce, lifeline ‘new frontier’ albüm kaydını hatırlıyorum. bütçeyi çoktan aşmıştık. ama yine de stüdyona geliyordum, mutfağında kahve içiyorduk, mikslere bakıyorduk, kedi seviyorduk, sonra yine mikslere bakıyorduk. saatler geçiyordu, günler geçiyordu, haftalar geçiyordu. bir kez olsun, paradan bahsetmedin. albümümüz bittiğinde “oh be nihayet müzik çıktı!” dediğimi hatırlıyorum. çünkü sen ve senin gibilerle müzik yapılmıştı.

    hep söylerdin, “senin şu akustik gitarla yaptığın parçalarla bir albüm yapalım” diye, “abi pek param yok” dediğimi hatırlıyorum. “boşver parayı marayı” demiştin. geç kaldım şimdi. senin gibi alçakgönüllülükle, özveriyle, empatiyle, dayanışmayla, çalışabilecek kimi bulacaz hepimiz. o kadar güzel müzikler çıktı ki stüdyondan. çünkü bizimle dosttun..

    şimdi “camdan bakıyorum, ülkeyle ben, bir de çocukluğum, demir köprüden hızla geçip gidiyor tren”
    hiç ölmemeliydin…
    aşk olsun tanju!
  • pinhani tarafından anısına adanmış yitirmeden şarkısıyla gece gece yokluğu daha da üzen dost...
  • dün geceki gitar cafe de gerçekleşen dogum günü anmasında, katılanların bedenlerinden ve yüreklerinden çıkardıkları seslerle selam ettikleridir...

    sumru ağıryürüyen sormuştur, erkan oğur cevaplamıştır :

    - ses hep vardı değil mi erkan ?
    - hep vardı

    öyleyse diyorum ki güzel dostum, sen de hep varsın, ama kahretsin ki özlemin de var...
  • çok zamansız ayrıldı aramızdan. kendisiyle çalışırken, yaptığınız müziğe önemli fikirleriyle destek olup, müziğinizi etkileyen ve yükselten bir müzisyendi. onu hep güleryüzlü ve iyi bir insan, çok çok iyi bir tonmaister ve iyi bir müzisyen olarak hatırlayacağım. hepimizin başı sağolsun...
  • bu hazanın hasatı ne kadar sert geçiyor böyle...

    geriye bıraktığı tüm kayıtları için ona da teşekkür ve saygılar
  • "durdum baktım arkandan
    sen giderken
    bana bir hoşçakal bile demeden
    giderken

    insan neler duyar anladım
    o zaman
    can alıp başını bedenden
    alıp başını giderken"
  • duru zamanlar albümünün hidden track şarkısı sonbahar rüzgarında adeta hazin sonunu hissetmiştir...şarkı dikkatlice dinlendiğinde kıvanç someren'in sesinin arkasında onun sesi de duyulabilir...ülkesiyle sarılmış uyumuştur...
hesabın var mı? giriş yap