• geçmişe takılarak, yeniler ile eskileri mukayese ederek hiçbir sonuca varılamayacağını birçok kişinin hala anlayamadığını görmemi sağlamış parçadır.

    metallica'nın her albümünü sevinçle karşılamak varken, yerden yere vurmayı sever hayranları(!). ne de olsa, asla ve asla 91 öncesi metallica albümlerinden hiçbiri bir daha yaratılamayacaktır. ama anlamadıkları bir şey varsa, o da bu albümlerin zaten v.2.0, v.3.0 diye klonlanmak üzere yaratılmadığıydı. albüm öncesi bir parça dinlenir, akabinde de; "biliyordum, boktan bi albüm olucak lan bu" diye kestirip atılır. çünkü onlar yenilik sevmezler. sevdikleri grubun yerinde saymasını, kendini tekrarlamasını isterler. yeni şeyler denemesini, eskiyle yeniyi harmanlamasını katiyen kabul etmezler. st. anger ilk çıktığında çöp diyenler bile bir süre sonra; "aslında o kadar da kötü değilmiş yau" diye çark eder. ne bir ufak sabır, ne de bir saygı göstermeyi bilmez bu kişiler. death magnetic yerine, master of puppets çıkıyor olsa bu eylülde, onu bile yerden yere vururdu bu insanlar. ya da tam tersi, death magnetic 85'te çıkmış olsaydı, bugün onu apayrı bir yerde tutar, yeni çıkacak olan "master of puppets" ile mukayese edip, ne kadar kötü olduğundan dem vururlardı. çünkü kafa aynı kaldığı sürece, önlerine altından bir albüm sunsan yine de burun kıvıracaklardır.

    ben burda yeni albümü sevinçle karşılıyorum. çünkü metallica'dan babam çıksa dinlerim. ama aynı zamanda da önyargılı ve peşin hükümlü olmamayı, her şarkının, her albümün zaman istediğini de bilirim. emeğe saygıda kusur etmeden efendi efendi, kulağım alışana kadar dinlemeye devam ederim ve her dinleyişte de daha da çok seveceğimi bilirim. metallica, sevdiğim bir gruptan çok, bir dost gibi geliyor artık bana. başka bir şey var bu adamlarda. o yüzden bu kadar acımasız olamıyorum çoğu yazar gibi...

    edit: yazım hataları ve bkz'lar.
  • stüdyo kaydından kat be kat güzel olan canlı icrası için;

    http://www.youtube.com/…outu.be&hl=tr&v=76m2kmsaxha

    büdüt: lan şarkı aynı şarkı, yıllar geçtikçe nasıl daha güzel geliyor kulağa amınaki bir ateyis açıklasın.
    büdüt 2: kirk senin de ayrıyeten aq. isteyince konserde de nasıl da yardırıyor sevimli it.
  • http://www.metallica.com/index.asp?item=601119

    edit: az evvel dinlediğim ve kaşlarım 5 metre havada, kıpırtısız öylece kulak kabarttığım eser.
    parça bittikten sonra dedim ki kendi kendime; "... ve bu adamlar 45 yaşında"

    (bkz: oha)

    not: her dinleyişte bu yazı editlenecektir.

    edit2: acımasız eleştirileri hemen almaya başlamış bile. böyle bir parçanın selpak veya tuvalet kağıdı diye nitelendirilmesi, başka birçok grubun başarılı parçasını da benzer niteliğe sokar. çünkü bu parça, ciddi anlamda kaliteli riff, davul partisyonları, güzel sözler ve vokal performansı barındırmaktadır. vokalleri loadvari nitelendirebiliriz. james hetfield sesini kaybetti belki ama, gerek canlı, gerek stüdyo performanslarındaki iyileşmeşler bizleri umutlandırmıştır. ben artık alıştım james'in bu vokal tarzına. kesinlikle sırıtmıyor. ama o country/blues/hard rock üçgeninden sıyrılmasını istiyordum metallica'nın... va sanırım bunu net bir şekilde görmeye başladık.

    eleştiri yaparken saygı göstermeyi bilmek gerek. verilen emeklere, harcanan eforlara çöp demek abestir. hele ki gerçek anlamda kötü kabul edilen st. anger albümünden sonra, yepyeni bir solukla aramıza dönen bu adamların bu çabalarını önceki albümle eşdeğerde görmeye çalışıyorsak, müzikal anlayışımızı ve kulağımızı baştan bir sorgulamamız gerekir. göz var nizam var...

    edit3: 45 yaşına gelmiş ve hala deli gibi çalabilen bir metallica'dan ne çıkarsa başımın üstüne koyarım. duygusal bağımlılıktan ileri geliyor olabilir. ama bu adamlar hiçbir zaman yaşlanmayacak. her albümleri bir başka. ilk dinleyişte alışamıyor insan. önce garipsiyor. ilk iş olarak eskileri anıp, yeniyi kenara ittiriyor. load'a da, reload'a da, st. anger'a da aynı muameleyi yaptım. ama zamanla bu önyargım değişti. her parçalarında bir şeyler buldum. beğendim ve dinledim. belki eski günlerini ben de özledim herkes gibi. ama ortaya koydukları ufacık bir riff parçasına bile çöp diyemedim. çünkü biliyordum ki, bu adamlar bir çığır açtılar metal tarihinde. belki yeni nesil çok çabuk ulaştı ve aştı onları. ama yine de bu adamlar geride kalmamayı tercih ettiler. denediler. bazen tuttu bazen tutmadı. bir şekilde bazı işleri başarılı oldu. şimdi de yepyeni bir albümleri yolda ve bu albümden iki parça dinledik ful olarak. biri cyanide, diğeri de bu parça. koca albümü belki iki parçayla değerlendirmek kolaya kaçmak olur. ama verdikleri ışık umutlarımızı aydınlatıyor. ama her ışık kaynağının acı bir tarafı da vardır, o da bazı sinekleri ve kelebekleri etrafına toplamasıdır. bunlara çok takılmadan, genele bakarsak metallica is back baby! diye bağırmak çok net bir hareket olacaktır.
  • ilk dinleyişte garip gelse de dinledikçe daha beğenilen bir şarkı. her şey bir yana naçizane fikrimce metallica'nın load/reload döneminden beri (no leaf clover hariç) en eli yüzü düzgün parçasıdır bu. aynı zamanda ilk dakikaları ...and justice for all'u (daha spesifik olmak gerekirse to live is to die'ın akustik kısmını), sonları ride the lightning/master of puppets ve biraz da iron maiden şarkılarını hatırlatan metallica eseridir. helal jaymz'ime, koçum benim.
  • sözleri için;

    born to push you around
    better just stay down.
    you pull away
    he hits the flesh
    you hit the ground.

    mouth so full of lies
    tend to black your eyes.
    just keep them closed
    keep praying
    just keep waiting

    waiting for the one
    the day that never comes
    when you stand up and feel the warmth
    but the son shine never comes.
    no, the son shine never comes.

    push you cross that line,
    just stay down this time.
    hide in yourself
    crawl in yourself
    you’ll have your time.

    god i’ll make them pay
    take it back one day.
    i’ll end this day.
    i’ll splatter color on this gray.

    waiting for the one
    the day that never comes
    when you stand up and feel the warmth
    but the son shine never comes.

    love… is a four letter word,
    and never spoken here.
    love… is a four letter word,
    here in this prison.

    i suffer this no longer,
    i’ll put an end to this, i swear.
    this, i swear. the son will shine.
    this, i swear,
    this, i swear,
    this, i swear!

    edit: sözlerdeki yanlış kısımlar düzeltildi.

    edit2: sık sık atılan mesajlar üzerine; evet, bilerek "son shine" yazdım, çünkü kitapçığı, resmi sitesi falan gibi yerlerde de aynı böyle yazıyor. ben etmedim, james* etti*
  • bu sabah 21c iett otobüsündeki tüm yolcuların -farkında olmadan- headbang yaparak katıldığı şarkı. kozyatağı civarında şarkının "the day that never comes" sözünün hemen öncesi - 1:56,1:58 - ile şöförün ardarda kesik ve sert fren yapması aynı ana denk gelince otobüsteki herkes başlarını sallayarak onay verdiler şarkıya. zamanlamasından dolayı gidip şöförü tebrik edesim geldi ama otobüs kalabalıktı. mistik bir şarkıymış demek ki. ama ben bu olaydan sonra açtım whiplash dinledim orası ayrı.
  • the day that never comes ile ilgili gerek sosyal platformlarda, gerek mesaj panolarında, klibinin de etkisiyle amerika karşıtı propaganda yaptığına dair tartışmalar yapıldı. halbuki, şarkıya bakıldığında klibin sadece şarkının sözlerinin yarattığı bir metaforun eseri olduğu açıkça görünüyor.

    bence, death magnetic'deki en anlamlı sözlere sahip şarkı the day that never comes. şarkıda düşünülenin aksine, güçlü tarafın güçsüz tarafı ezdiği bir ilişki, güçsüz tarafın gözünden anlatılıyor. (bu ilişki baba-oğul, peder-hristiyan ilişkisi olabilir) bunu anlayana dek türkçeleştirilmesi çok zor bir şarkıydı; fakat bu referansı gördükten sonra sözler anlam kazanıyor.

    son bölüme dikkat çekmek gerek. orijinali "love is a 4 letter word" (love, 4 harfli bir kelimedir) olan bu bölümdeki referans inanılmaz derecede anlamlı. love kelimesi, ingilizce'deki çoğu küfür/aşağılayıcı ifade içeren kelime(shit, fuck, cunt, slut vs) gibi 4 harfli ve şarkıda, bu love(aşk) kelimesinin, ezilen kişinin ezildiği bu ortamda bu küfürlü/aşağılayıcı kelimelerden hiç farkı olmadığı anlatılıyor. türkçe'ye olduğu gibi çevirmekte bir beis görmedim zira tıpkı aşk 3 kelime olduğu gibi, türkçe'deki bazı küfür sözcükleri de üç kelimedir (göt, sik vs).

    disclaimer: bu çeviriler, kafiye amacı güdülerek, birebir çeviri yapmak amacıyla yapılmış çeviriler değil; tamamen şarkının derinindeki anlamları yakalayabilmek adına, düz yazı amaçlanarak yapılmış çevirilerdir. bazı şarkılarda, şarkının yapısıyla paralel bir şekilde kafiyeler görülebilir. katkıda bulunmak, yanlış olabilecek bir yeri işaret edecek yazarların eleştirileri, daha doğrusu iyi/kötü tüm eleştiriler kabuldür.

    ***

    seni itip kakmak için doğmuş o,
    baş kaldırmasan iyi olur.
    kaçmaya çalışıyorsun.
    bedenine vuruyor,
    yere düşüyorsun.

    yalanlarla dolu sözleri,
    görmeni istemiyor gerçeği.
    kapat gözlerini.
    dua etmeye devam et.
    sadece bekle.

    bekliyorken o günü,
    hiç bir zaman gelmeyen o günü.
    ayağa kalkıp o sıcaklığı hissetmek istediğinde,
    güneşin hiç doğmadığı günü.
    güneşin hiç doğmadığı.

    itiliyorsun, artık çizgiyi aşmışlar
    bu seferlik baş kaldırma.
    gösterme duygularını,
    kendi içinde yaşa,
    senin de zamanın gelecek.

    yemin ederim, ödeyecekler
    alacağım intikamımı
    bunların hepsi bitecek,
    bu gri hayata renk katacağım.

    bekliyorken o günü,
    hiç bir zaman gelmeyen o günü.
    ayağa kalkıp o sıcaklığı hissetmek istediğinde,
    güneşin hiç doğmadığı o günü.
    güneşin hiç doğmadığı.

    aşk, 3 harfli bir kelime
    ve burada adı geçmiyor bile
    aşk, 3 harfli bir kelime sadece
    bu hapishanede.

    artık buna katlanmayacağım!
    işte söylüyorum burada:
    yemin ediyorum!
    bu çocuk parlayacak!
    yemin ediyorum!
    yemin ediyorum!
    buna yemin ediyorum!

    ***
  • bozdursanız, içinden en az 3 şarkı çıkar.

    ayrıca;

    (bkz: girişi mükemmel parçalar)
  • ilk dinleyişimde beğendiğim ve sabahtan beri 10 kere dinlediğim halde sıkılmadığım. sanırım seneler içinde metallica klasiklerinden biri olacak şarkıdır. bir dönem ben de eleştirsem bile metallicadır bu ne yapsa eleştiriler olacaktır. o değil de yapılan yorumlardan gördüğüm kadarıyla seneler evvel çıktığında inanılmaz boklar atılan load ve reload bile değere binmiş gözüktü. bu durumda 10 sene sonra bu şarkının one, master of puppets gibi hörmet görmesini bekleyebiliriz.

    edit: bir şeyi belirtmeyi unutmuşum. ayrıca dinlemeye başladığım zaman daha vokal bile girmemişken lan bu şarkı hızlanır sertleşir öyle biterse hastası olurum deyip, dediğim gibi bitmesiyle zevkten 4 köşe olmuşumdur.

    edit 2 : yok yok şimdi bi de klibi izledim de bu şarkıyı beğenmediğini söyleyen gerçekten bok atmak için bok atıyor.*
hesabın var mı? giriş yap