• "tükenmez, daha ziyade orta ve mütevazı ailelerin, evlerin hazırladığı, hem kolay, hem hoş lezzeti olan bir meyve suyu idi. büyük bir kaba -musluklu kap olursa daha iyi olurdu- elma, armut, ayva, her türlü meyve konur, bilhassa muşmula gibi bu yemişler de bir müddet bekletilir, kıvamına gelince hem ev halkı içer, hem de misafire verilirdi. harcanan miktar kadar yine üstüne su konur, böylece, adından da anlaşıldığı gibi, bütün sene tükenmezdi."
    **
  • "eski köşklerin bahçelerinde mutlaka üzüm bağları olurdu. pek çok sebze evden yetişirdi. evin ihtiyacı karşılandıktan sonra, fazlası ile turşular kurulur. reçeller yapılırdı. evlerin alt katlarında kilerler olur, raflara bu yapılan kavanozlar sıralanırdı. meyvelerin yumuşakları ile, şimdiler de hiç bilinmeyen, tükenmez denen bir içki yapılırdı. bir küpte yumuşak meyve ve su. birkaç gün sonra çok sevilen ekşi bir içki olurdu. alttaki musluktan alır içersin, üstüne de tekrar su koyarsın. bu böylece bir vakit devam ederdi, o yüzden adı da tükenmezdi. ne kadar sağlıklı bir içki, vücuda ve mideye lazım olan bakteriyi alıyorsun. onun yerine bu günlerde aktiviya yiyoruz."

    kaynak : http://leylatilav.blogspot.com/…e-kaynvaldemin.html
  • babamın rahmetli babaannemden aldığı, aklında kaldığı kadarıyla tariflerde yer alan muşmula yerine şeftali kullanarak yaptığı enteresan içecek. adam yaptı bunu yaklaşık iki ay önce. o günden bugüne kimseye de satamadı` :içiremediarasıra komşulara ikram ediyordu. bizde "yapma etmecırcır` olur insanlar" diyorduk neyse bi kaza meydana gelmedi. şişelerde depoladığı tükenmezi haftada bir kontrol ediyor, bugün yaptığı kontrolde şişeyi hafifçe çalkaladığından olacak etna yanardağı gibi püskürdü. üstü başı battı haliyle. tükenmezin kokusu da evi sarınca anam kadın anam "kokuttun evi ekşi ekşi" diye söylendi. hiç karşılık vermeden etrafı temizleyen babam, elinde bardakla başıma dikilip

    - al iç biraz, bak bakalım nasıl olmuş tadı. çok bekledi.

    kokladım önce yabancı gelmedi.. içtim..
    "aynı bira gibi tadı var" dedim. bunu duyunca babam sırıttı. fermantasyonda son noktayı koymuş adam. şimdi sıra komşularda.

    editanım: babamın, markasını iksir koyduğu içecek.
  • osmanlı bir millet değil ama osmanlı mutfağının alamet-i farikabitmez tükenmez türevleri ve haşmetiyle patlıcandır. (bkz: milli yemek/@ibisile)

    sanat gündelik yaşamın açmazları ve çözümleri içinde çıkıyor. mars'tan kapıp buraya sanat getirmiyoruz. adı sanı olan sanatçılar da sanat ithal etmiyor, bugünün tarihinden ve bugünün geleceğinden üretiyorlar. yani şuna aymış bulunuyorum: sanat basit olanda. ve gündelikten, en çok daha tükenmez geçmiş çocukluktan çıkıyor.

    "gök ve yer
    körük gibi çalışır:

    içi boştur ama yapısı vardır,
    hareket eder, verdikçe tükenmez." (5. faydalı boşluk)
    lao tzu - ursula k. le guin yorumuyla lao tzu tao te ching

    "böylece, okuyucu için, her şey yapılmayı beklemektedir ve her şey daha önce yapılmıştır; yapıt ancak onun yetenekleri ölçüsünde vardır; okuduğu* ve yarattığı sırada, her an okumayı daha ileri götürebileceğini, daha derinliğine yaratabileceğini bilir; ve bu yüzden de yapıt ona nesneler gibi tükenmek bilmez ve katı olarak gözükür." jean-paul sartre - edebiyat nedir

    "ama peygamberin hiç tükenmeyen zeytinyağı küpünü evinde bulsa hiç şaşırmayacak olan nice insan tanıdım." johann wolfgang von goethe - die leiden des jungen werthers

    (ilk giri tarihi: 29.1.2018)

    (bkz: tükenmez kalem), tükenmez kelam
    (bkz: tükenmez adam)
    (bkz: tükenmek/@ibisile)
    (bkz: bitmez/@ibisile), bitimsiz, sonsuz
  • eski zamanlar içeceği.merak edenler için tarifi şöyle:

    3 ayva , 3-4 elma ,3- 4 armut, 1 kg.muşmula (döngel) , 1 kg.taze üzüm (veya 2- 3 avuç kuru üzüm) ,5 bardak şeker , 20- 25 bardak su

    yapilişi:
    -meyveler yıkanır. muşmula ve üzüm taneleri bütün, ayva, elma ve armut kabuklu olarak dilim dilim kesilir. hepsi karıştırılır.
    -musluklu bir küp veya bidona bir kat meyve, bir kat şeker olarak yerleştirilir.
    - en üste tülbentle çıkılanmış küçük bir parça ekmek konur. 20- 25 bardak su doldurulur. ağzı kapanır. küp ara sıra sallanır. 15- 20 gün sonra içilebilir.

    not:

    - tükenmezin olması, bulunduğu yerin ısısına göre değişir.
    -suyu azaldıkça üzerine su ve şeker eklenmelidir.
  • evde yapmayı denemiş bulunduğumuz içecek. az önce içtim, hafif kafam güzel oldu, bi içim ısındı, galiba meyve şarabı yaptık. muşmulalar ham olduğu için sanırım bayağı ekşi olmuş, ekşi olmasa on numara bir şey olacakmış.
  • bir süre sonra fermentasyona uğrayıp tadına tad katılan bir içki.
  • çocuklar dışında kimsenin inanmadığı.
  • içecek türüne dair bir tanıklık:

    "sonra "tükenmez" başlardı. neydi "tükenmez"? musluklu küpe atılan muşmulalardı, ayvalardı, elmalardı, armutlardı, üzümlerdi. bir kerede atılırdı. bir miktar da su. küpün üzeri temiz bir bezle (patiskayla) örtülür, tahtadan bir kapakla kapatılırdı. bir ay hiç ellemeden bekletilir, sonra tadına bakılırdı. kıvamına gelmişse musluk açılır, şıra -bizimkilere göre şıraydı- uzun bardaklarla doldurulur, içilirdi. sonra maşrapayla içilmiş şıra kadar su eklenirdi küpe. uzun bir sabır işiydi "tükenmez" ve yalnızca bir ay için, ramazan için hazırlanırdı."

    kaynak: zâfir konağında bir tuhaf zaman/ güngör tekçe/ yky/ 2007 (twitter)
  • bursa'nın (bkz: uluabat gölü) kıyısındaki (bkz: gölyazı) köyünden olup çoğunlukta bursa içindeki küçük evinde yaşayan bir hacı teyzemiz vardı. ne zaman köyüne gitse, dönüşünde bize gelir ve gelirken de gerçekten ekşi ama bir o kadar lezzetli bir ekmek yanında bu içecekten getirirdi. elma ve ayva kabuklarından kendi yapardı. azaldıkça üzerine su eklerdi ve bir kaç gün bekleyince yeni yapılmış gibi tadı olurdu. "hacı teyze bu ne?" diye sorunca "tükenmez diyoz evladım" derdi. onun için benim aklımda "tükenmez" denilen şey elma ve ayva gibi meyvelerle bir şekilde fermantasyon işlemine tabi tutularak yapılan, yemeklerin yanında hoşaf veya komposto gibi giden bu içecektir. alkollü içki desem içki gibi değildi, kafa yapmazdı bizimki. hoşaf veya komposto desem öyle de değildi tadı. biraz sirke muamelesi yapasım gelirdi ama o kadar keskin de değildi. severdim. hacı teyzemizin vefatından sonra ne o tükenmezi ne de ekşi ekmeğini aynı tadıyla bulabildim.
hesabın var mı? giriş yap