• ilk iki bagirmadan sonra hala bon bon bakan yabanciya, ayni seyi bir de heceleyerek soyleme ritueli de vardir.

    orn:

    yer: profilo is merkezi
    oyuncular: yabanci, guvenlik gorevlisi

    guvenlik gorevlisi: cantanizi acabilir misiniz?
    yabanci: sorry... what?
    guvenli gorevlisi: cantanizi acar misiniz??????????????*
    yabanci: sorry but...
    guvenlik gorevlisi: can-ta-ni-zi a-car mi-si-niz?????
    yabanci: oeehh***
  • bunun bir de ingilizce bilmeyen yabancılarla bagirarak ingilizce konusmak versiyonu vardır. turistik mekanlarda dıkkat edın yol soran rusa bagırarak ingilizce yol tarifi veren bırılerıni muhakkak gorursunuz. ses yukselince soylenenin anlasılacagı psıkolojısı egıtım duzeyı dınlemez ustelık.
  • saflıkla, ebleklikle veya türklükle alakası olmayan durumdur.

    bir bebeğe yaya yaya, bağırarak, sesli harfleri abartarak konuşmamızın sebebi gibi bu da karşı tarafa dili öğretme çabasının sonucudur.

    bilinçaltındandır.
  • - dooo youuu understaaannddd the words coming out ma moouth ?

    (bkz: rush hour)
  • eminönü`nde kaybolan turistlerin başına sık sık gelen olaydır.

    - spice bazaar
    -- hmmm pazar haaa, düz git sonra karşında göreceksin
    - thank you
  • yabancılara moron muamelesi yaparken, bağırmaya yavaş yavaş hecelemenin de eklenmesiyle, insanın bizzat kendisinin tam bir moron gibi görünmesine yol açan konuşma biçimi.
  • bir gün edirne'nin güzide ilçesi keşan'a bir turist gelir, aylardan ağustos, günlerden 30'dur ve bu önemli gün vesilesiyle şirin ilçemizin her yanı bayraklarla doludur. turist bir iki fotograf çeker. bayraklara anlam veremediği her halinden bellidir. esnaftan bir gönüllü hemen turist kardeşin yanına koşar.
    -bayraaaak bayraaaak..
    -what?
    -bay-rak.
    -what?
    -independıns dey. atatüüüüürk!!
  • bugün bir gurme markette alacaklarımı aldım kasaya geldim, kasadaki adam anlamsız jestlerle birlikte, "hayır. bunlar buraya. bunlar diğer kasaya. anladın mı?" diye bağırdı. tamam da niye bağırıyorsun diyemedim onun yerine tripli tripli "tamam! ne kadar bunlar?" diye sordum. sonra adam, "ya ben seni yabancı sandım ondan öyle özürlü gibi bağırıyorum" deyince anlamış oldum. hayır beni de turist sanmazsın ama adam sayesinde bir an turist gibi düşünüp ingilizce yerine bağırarak konuşmanın ne kadar malca bir hareket olduğunu anlamış oldum.
  • turk milletinin yasadigi vahim sorunlardan birisidir.

    ataturk anıtının onunde:

    - sil vous plait monsieur.(parmakla gostererek) qui est-ce? (bu kimdir)
    - ha o mu, yes madame o baskumandan ataturk.
    - ?
    - (bagirarak) madam baaass kumandaaaan atatuurk. ata varya hani aataaa iste turk olaan
    -...?

    (bkz: cem uzanin kullandigi turkce)
    (bkz: sosyal icerikli entry)
  • aşanları bağırmakla kalmaz bir de hecelerler.
    tanesi onbeş lira!! ta - ne -si on - beş - on - beş!!
hesabın var mı? giriş yap