• dünden beri yurt dışında yaşayan arkadaşlarımın çoğu özlemlerini dile getirerek paylaştı bu reklamı. gerçekten de insanın boğazı düğümleniyor ama asıl üzücü olan istanbul ne yazık ki artık böyle bir yer değil.
  • bir ürün düşünün ki, üretildiği ülkede reklamı yapılamayıp başka bir ülkede reklamı yapılmaktadır.

    ne tuhaf değil mi? vay rakıcı almanlar vay..!

    önemli not: türkiye'de ilk rakı fabrikası, 1901 yılında 2. abdülhamit zamanında kurulup faaliyete geçmiştir. "deniz kızı rakısı" ve "üzüm kızı rakısı" olarak iki ayrı marka ile.
  • harika olmuş
  • artık kabak tadı veren rakı arabeskliğinin dibine vuran vasat şiir denemesi.

    kafiye düzeni uğur ışılak'ın koalisyon şiiriyle aynı bu arada.
    (bkz: bu kafayla kurulamaz koalisyon)

    filmden kalan tek şey, -sı eki.

    özetle aşırı kıro bulduğum reklam filmi ve marka.
  • modlar bu başlığı kapatırlarsa minnettar olacağım. zira her yeni entry, kalbimde onulmaz yaralar açacak ve ben sinirden kendimi sileceğim.
  • blab isimli reklam ajansının yarattığı güzel film.
  • kardeş reklam demişsin ama bu kısa film. soluksuz izledim.
  • çok değil, şunun şurasında 10 yil öncesinin anlatıldığı duygulu reklam filmi. beni daha da duygulandırdı genç suser arkadaşlar.

    sebebi de ben bu istanbul'u bırakamadım, gidemedim o çok daha refah vadedilen ülkelere. her şey hazırdı, tüm planlar yapılmıştı ama gidemedim. çünkü samimiydi ya da ümit vadediyordu burası. o huzurla da 3 duble rakı kesiyordu, yetiyordu. iyi ki kalmışım diyordum. şimdi gidemediğim ve bu yaştan sonra da kolay kabul görmeyeceğim korkusuyla beynimi uyuşturmak için daha çok içiyorum.
  • güzel reklam.

    burada ve diğer sanal mecralarda o istanbul'un bu istanbul olmadığı, bozulduğu üzerinde durulmuş çokça.

    istanbul'a birşey olmaz. 1700 yıllık bir birikimdir o. dünya malıdır, tüm insanlığa aittir.geçmişin ve geleceğin harmanıdır hatta sahibi.
    istanbul'a bir şey olmaz.
    nice insanlar yaşadı üzerinde, ölüp gittiler. nice hainler, çakallar, hırsızlar yaşayıp öldüler. kimi yakıp yıktı, kimi çalıp çırptı.
    ölüp gittiler.
    istanbul orada duruyor.
    dünya durdukça da duracak.
    o mavinin şehri, kırmızının, yeşilin, turuncunun sarının rengi o.
    o kokunun rengi, boğazın, lavantanın, lüferin, sıcak ekmeğin kokusu o.
    o şairin sesi, nedim'in, fazıl'ın, nazım'ın sesi o.
    o türk'ün, kürt'ün, rum'un, tüm insanlığın şehri ,
    o müslümanın, ortodoksun, yahudinin şehri.
    ona bir şey olmayacak.
    ölüp gidecekler,
    ölüp gideceği hepimiz.
    o üzerine sinen kokusu, esen meltemi, yükselen minareleri, kuleleri, kaleleri ile duracak hep.
    dünya durdukça.
    kirletenler ölüp gidecek.
    o silkelenip devam edecek şair sesiyle konuşmaya.
    korkmayın.
    kötüler de ölür
    belki iyiler her zaman kazanamaz ama
    kim dedi ki istanbul hep iyidir diye.
    o iyisiyle kötüsüyle...
    istanbul işte.
    nasıl tarif edilebilir ki?
    korkmayın...
hesabın var mı? giriş yap