donuk

• parlaklığı olmayan, mat: göz için; canlılığı olmayan, fersiz. az canlılığı olan, durgun, uyuşuk, miskin.
• ismi gecen istikamete yonelmi$ olan.
  
  or:
  adam gune$e donuk bi halde ayakta durmak istedigini anlatip duruyordu.
• "doruk"un yanlis yazilmisi.
• donutun yanlis yazilmisi
• ağzında sakızla öğretmene yakalandığın zaman takındığın yüz ifadesi.
  (bkz: heykelsi)
• (bkz: donuk yolculuk)
• ikea gıda ürünlerinde dondurulmuş ürünler için kullanılan kelime..
  ucuz olsun diye eşe dosta çevirttiler sanırım..
  donuk isveç usulü elmalı kek bayağı şık diy mi..
• mevcut hayatımı tanımlamak için kullanılabilecek bir sıfattır.
  
  donuk işte. son birkaç aydır. sabah uyanıyorum. 6:45'e kursam da saatimi; her seferinde daha önce uyanıp saati 7:30'a alıyorum. işe her gün 15 dakika geç gidiyorum. tırto günlük işlerimi yapıyorum, evime dönme çilesini çekiyorum istanbulda. eve gelip bilgisayarda bir şeyler izleyip abur cubur yiyorum. kilomu yeniden umursamaz oldum yine. gece 10'da yatmak istiyorum hep. ama asla olmuyor. hiç uyumak istemiyorum. sanki uyumayınca sabah olmayacak... 1'den önce yatamıyorum. hiçbir arkadaşımla görüşmüyorum. zaten arkadaşım filan da yok. mesleğimi çok sevsem de, şirketimi sevmiyorum. o yüzden çalışmaktan zevk almıyorum. yaşamaktan zevk almıyorum. sanki hafta içlerini bir an önce geçip gitsinler ve hafta sonu gelsin diye yaşıyorum. hafta sonu ise uzun zamandır mecbur kalmadıkça evden dışarı çıkmıyorum. çok sıkılıyorum ama değiştirmiyorum hiçbir şeyi. öyle donuk donuk yaşıyorum. bir spor bile yapmıyorum. değişik bir yoldan eve gitmiyorum. aynı kıyafetleri giyiyorum. aynı şarkıları dinliyorum. aynı hayalleri kuruyorum.
  
  anlatmak bile sıkıcı. hayatımı sikeyim...
• "sevgi akıştır. ve biz ne zaman donuk hissediyorsak nedeni sevmememizdir." osho
  
  (bkz: soluk), mat/@ibisile
  (bkz: camit)
  (bkz: donmak), buymak, buz