• (bkz: ekspoze)
  • (bkz: 24 exposed)
  • geniş açıda wilco van herpen tarafından hazırlanan köşe. wilco van herpen şöyle açıklamış exposed'i
    "bu bölümde her ay bir fotoğrafçı, başka bir fotoğrafçının en çok sevdiği fotoğrafını seçerek, bu fotoğrafı neden çok sevdiğini anlatıyor. fotoğrafı yayımlanan fotoğrafçı da daha sonra başka bir fotoğrafçının fotoğrafını seçiyor. ben bu işe orhan cem çetin in bir fotoğrafını seçerek başladım."

    kaynak: geniş açı
  • basrollerini rudolf nureyev, nastassia kinski ve harvey keitel'in paylastigi 1983 yapimi macera filmi.
    filmle ilgili en önemli ayrinti, rudolf nureyev'in nastassia ablamizi keman yayi ile çaldigi sahnedir kanimca. biz faniler o sahneyi tv'den, sinemadan izlerken orjinal sesleri duyamiyoruz ama, rudolf abimizin o kadindan muhtesem melodiler çikarttigina adim gibi eminim.
    ayrica, izledigim en erotik sahnedir derim.
  • (ing.) korunmasız, açıkta.
  • angaralı bir crust punk/hardocore punk grubudur ki tadından yenmez. hele ki warfuck ve rektal tuşe ile birlikte tunus caddesindeki eski old school'un orda bir yeraltı buluşması düzenlemişlerdir ki dillere destandır. üyeleri değişmiştir ama tam gaz devam ediyorlar. hücum kayıt ep'lerini bulunca link atıcam genşler. öbdüm.
  • sonunda "heeee ondanmııış" dediğimiz vakit kaybı saydığım kötü bir film.
    evet çok sığırca olacak ama başrol hanım kızımız çogzel.
  • sanırım acımazsıca eleştireceğim.

    --- spoiler ---

    öncelikle filmi ispanyolca mı yoksa ingilizce mi çekelim diye baya tartışmışlar ve sonunda herkesin istediği olmuş gibi.
    ve hikaye kurgusu ise berbat. ya adam akıllı keanu abimizin öldürülen ortağının dosyasını çözmeye odaklanmalıydı ya da başroldeki tatliş ablamızın çocukken yaşadığı travmatik olay sonucu var olmayan bir şeyler görmesine ve bunun diğer insanları etkilemesine. ikisi arasında inanılmaz küçük bir bağlantı var. bu nedenle bambaşka hikayeler farklı tarzda filmler olmalı bu tek film olamaz. babel ya da amores perros'taki gibi olaylar arasında mükemmel bağlantılar da yok. durmadan cut cut cut olaylar gelişiyor. köpek ölüyor, küçük çocuk ısrarla boynuzlu at oyuncağını arıyor, 'melek' olduğu söylenen garip insan suretinde varlıklar var ama hiçbirisi hiçbir noktada açıklanmıyor. sadece görüyoruz bu kadar. açıkçası ne bok çekmeye çalışmış bu adam dedim.

    ımdb sayfasında filmin yönetmeni declan dale yazıyor ama fake bir isimmiş gibi bir açıklama var. tam okumadım ingilizcesini üşendim şuan. yönetmen ismini filmden çekmiş gibi bir açıklama da var. wtf?

    yan karakterler çok göze batıyor, başroldeki ana de armas ın keşke oyunculuğu da güzelliğiyle aynı seviyede olsaymış. romatik komedi filmlerinde daha başarılı olur sanırım gerilim ve dramdan uzak dursun.

    tek sevdiğim şey new york görüntüleri oldu. o da benim özellikle ilgi duyduğum bir şehir olduğu için.
    --- spoiler ---

    knock-knock'dan sonra keanu abimiz çizgisini düzeltemiyor sanırım. yapma nolur. dur.
  • bir üstteki entry'e fazla takılmayın. çünkü "knock-knock'dan sonra keanu abimiz çizgisini düzeltemiyor" gibi bir yorum insanı ancak meeh şeklinde güldürmekten öteye gidemez. sanırsın keanu abi onlarca süper filmde oynadıktan sonra 1 tane "meeh" denilecek (ki knock knock "o kadar da" meeh'lik bir film değildi hani.) filmde oynadı diye bu nasıl olur da "çizgiden çıkmak" olur anlayamıyorum. bunu diyebilmek için en az 5-10 kötü filmde oynaması gerekir bir oyuncunun. azcık insaf yani. oyuncular sizlerin tüketip paketini arkanıza acımasızca fırlatacağınız nesneler değiller.

    neyse bunu geçersek filmi hazır nete düşmüş ve altyazısı da çevrilmiş bulunca dayanamadım, fragmanına ve konusuna bile bakmadan direkt izledim.

    buna bir "keanu abi" filmi diye oturup izleyecekseniz izlemeyin. yani keanu'nun başı çektiği bir film değil. ama zaten böyle bir kural da beklenemez sinemadan. adam zaten bunun için onlarca kült filmde oynadı. artık eleğini duvara assa bile kalkıp tek kelime laf etmeye hakkımız olamaz.

    kurgusal bazı sorunları var gibi gelse de aşırı tat kaçırmadı şahsen. duygulanmamı sağladı film. giriş sahnesi epey gergindi. zaten "dönüş yok" filmini de selam çakmışlar.

    keanu abinin yaşlı ve vites düşürmüş halinin bilinçli yapıldığını düşünüyorum. çünkü rolü gereği; karakterinin ön planda olması, yakışıklılığı ile filmin önüne geçmesi istenmemiş ki sağlam hamle olmuş. konusu belki zayıf gelebilir en fazla izleyiciye. ama ben beğendim kabaca.

    onun dışında filmdeki kız epey bir hoşmuş. saç kesimi falan her sahnesi hayranlıkla izletiyor kendisini. sonra merak edip baktım ki yine keanu abi'yle knock knock filminde oynayan kızlardan birisiymiş meğere. tabi orada fiziği ile ön planda olduğundan direkt tanıyamadım. burada biraz daha karakter oynamış.

    aslında biraz daha derli toplu ve azcık daha özenilip çekilse vurucu olarak etkileyiciliği artabilirmiş filmin. meleksel tasvirler bana animeleri hatırlattı.
hesabın var mı? giriş yap