• son 10 yıldır hayli pahalı olan bir şey oldu. okur olmayınca bu da doğal. yayın evleri artık kitapları satıp pazara kazanmak derdinde değil. matbaa gibi çalışıp, yazar ya da şairden kitabın masrafını ve dahi yüzde 20 civarında karını çıkartıp, kitabı sat diye sahibine gönderiyor.
  • büyük cesarettir. kimliğinizi bir dünyanın önüne sermek gibi; düşünceleriniz, hissiyatınız, bilginiz, duygunuz her ne varsa. hangi birini koyacağına nasıl karar veriyor bunu yapan insanlar hep merak etmişimdir. mesela bir şair "bu şiir iyi oldu, artık tüm insanlığın eleştirisine açık bir eserim var, kitabıma koymalıyım"ı ne zaman diyebiliyor? ne yalan söyleyeyim çekindiğim ve gerçekleştirenlere hayran kaldığım eylemdir.
  • kitapları okurken dikkatinizi çekmiştir hep, bazı sayfaların sağ yada sol alt köşesinde f:2, f:3 gibi bir notasyon olduğunu görürsünüz. zaman zaman okurken gözüme çarpan ve merak ettiğim bu notasyonun ne olduğunu geçen hafta öğrendim.

    kitaplar basılırken kullanılan basım tekniğiyle, kalıpla alakalı bir notasyon bu. bir kitap 8li kalıplarla basıldıysa eğer 9.sayfada f:2, 17.sayfada f:3, 25.sayfada f:4 olur. 8li kalıp için formülize edersek, n=1,2,3,... olmak üzere her 8n+1. sayfada f:n+1 yazısını görürsünüz.

    kimi kitaplarda 8li kalıplar kullanılırken kiminde 16lı kalıplar görmeniz de mümkün. bu kalıplar da 8in katları şeklinde çeşitleniyor. işte bir kitap basılırken kitabın sayfa sayısına da kullanılan bu kalıplara göre karar veriliyor. bunun için yazarlar da yazdıkları kitapların sayfa sayısını bu katları geçmeyecek şekilde ayarlamaya özen gösteriyorlar. yine kimi kitapların sonunda notlar şeklinde okuyucuya ayrılan sayfaların sebebi, veyahut tahminimce yayın evlerinin diğer kitaplarının reklamlarının sebebi de olabilir, yazarın yazdıklarının bu sayfalara yetişmemesinden; boş sayfa olmasını önlemek istemekten kaynaklanıyormuş.

    evet artık bir gün kitap yazma, dergi çıkarma gibi bir düşünceniz olursa kitabınızı bastırmak için gittiğiniz matbaanın size çıkaracağı fiyatla ilgili referans bilgilerden de haberdar olmuş oldunuz.
  • herkes kitap satın almaya başladı ama okumaya hala başlamadılar herkes de kitap yazmaya başladı koca koca fontlarla ne bileyim samimiyetsiz
  • kitap bastırmak paralı bir eylemdir. kitap yayınlatmak ücretsiz bir eylemdir.

    konuyu biraz açalım;

    kitabınızı yazıp bitirdiniz ve artık yayınlatmak istiyorsunuz.

    farklı yayınevlerine kitabı gönderdiniz ve içlerinden bir tanesi kitabı yayınlamaya karar verdi.

    iki senaryo var,
    birinci senaryo da olaylar şöyle gelişir;

    size kitabın basım haklarıyla ilgili bir sözleşme gönderir. yayınevine göre bu sözleşme değişkenlik gösterir ancak genel hatlarıyla kitabın kaç yıl boyunca yayın hakkının bulunduğu ve telif oranını içerir. ortalama %5 - %8 arası bir telif verirler ve 3-5 sene gibi de basım yayın haklarını sizden satın alırlar.

    bu süreçte siz herhangi bir ödeme yapmazsınız ve kitabınız anlaştığınız adette basılır. sonrasında anlaştığınız telif ve baskı adedince telif ödemenizi size çek veya senetle iletirler. sonrasında kitabın nasıl satılacağına pek müdahil olmazsınız, hatta siz kitap almak isteğinizde anlaşmaya göre size kitabı satarlar. kitapların tamamı satılır ve tekrar baskı yaparsa yeniden telif alırsınız.

    ikinci senaryo ise şöyle;

    kitabı yayınevlerine gönderdiniz ve hiçbiri olumlu geri dönüş yapmadı ancak siz kitabınızı yayınlamak istiyorsunuz.

    ücretli kitap basan birkaç yayınevi var, bunlara ulaşıyorsunuz ve kitabınızın kaç adet basılmasını istediğinizi bildiriyorsunuz. onlar da size kitabın sayfa sayısı ve baskı adetine göre bir basım bedeli belirliyorlar.

    anlaşılan ücret mukabilinde kitabınızın bandrolünü alıp baskı işlemini gerçekleştiriyorlar. anlaşmanıza göre kitaptan bir miktar kendi stoklarına alıp kalanını size teslim ediyorlar. bu süreçten sonra kitabın nasıl satılacağına siz karar veriyorsunuz.

    edit: kitapyurdu, (bkz: kitapyurdu'nun doğrudan yayınevi hizmeti) yayınlarını kurdu ve bu sistemle herhangi bir ücret ödemeden kitap yayınlayabiliyorsunuz. kitap soft ortamda hazırlanıp, sipariş sayısına göre matbu olarak hazırlanıyor. sistem gayet iyi.
  • bir kitabın başında, içinde ne yazacağının ayrıntılı dökümü gerekmez mi? kitap içeriğinin içindekilerde eksiksiz bulunması gerekmez mi? sonsuza uzayıp gitmeyi geçiyorum, her kitabın basılması en az iki tur yazılmasını gerektirmez mi? okurun ne okuyacağını bilmesi gerekir.

    özel yaşamda da geçerli, özellikle edebiyat ve düşünmeyle ilgili kişisel üslubumda şunların hepsinin olduğunu hissediyorum: birikim sağlama, sağlamlaştırma, savunu, saldırı. zorunda kalmadan kimseyle savaşmam, önüme ve işime bakarım ama pek tırsak, çekilgen değilim. güven ve şefkat hissi uyandıran biri olduğum halde kedi misali sokakta da var olurum. ibisilelerde kedilik içkindir, asker arkadaşım demişti: "ibisile familyası değil misiniz, kedi gibi sürtünür, sürtünür, illa kucağa alınır, kendinizi sevdirirsiniz." bu herif en küçüğümüz, benden 10 yaş ufak özcan'ı da tanımıştı.. edebiyatta geçerli, şöyle: yazdığım belki de siktiriboktan klasör bu basılmaz diye geri çevrilince, düş kırıklığıyla değil öfkeyle geri çektim. ben size gösteririm havalarındaydım. ne yaptım, şansım yaver gitti önce bir kitap çevirisi yayınlatmayı başardım. sonra sıra bir şive sözlüğüne geldi. orada hata bende, 1,5 yılda sözlüğü neredeyse basıma hazırladığım halde bir abimin olurunu, eleştirisini almadan ilerlemiycem diye kaprisimsi önkoşul uydurmamla durdu da durdu iş. onu da yaparsam kişisel tarih gibi, aforizmalar gibi eksantrik bir kitabın peşine düşmeye sıra gelecek. evet öykücü, savaşçı, didişmeci ve dokumacılardanım. aslında ben yordamımı buldum: söyleyecek bir şeyim varsa ve basabiliyorsam, tek okuyucum olabilecekse -tek, girişmek için yeterli. o tek okuyucuya elim sende yapmış olurum.

    tanıdıklarıma baskı ve tehdit ile kitap* satıyorum. öyle raflardan alan var mı diye d&r, remzi kitabevi, penguen kitapçıda hafiyelik yapmak yok, yayınevine alan satan var mı, satışlar nasıl diye yalvarmak sormak yok. doğrudan eylem.

    [o zamanlar emily dickinson'un o müthiş tanımını, "kitaplarının basılması şairi ilgilendiren bir mesele değildir," sözünü bilmiyordum daha, şair olmak her şeydir, bir şair olarak bilinmekse hiçbir şey.] john fowles - the magus

    (ilk giri tarihi: 13.12.2018)

    (bkz: kitabın basılması)
    (bkz: kitap yazmak/@ibisile)
    (bkz: kitap satmak)
    (bkz: bakışlar mayalar tarihöncesi)
  • kitap bastırmak için yazarlara doğru dürüst hizmet veren tek bir yayınevi var.

    buradan sitelerini inceleyebilirsiniz.

    https://www.ikinciadamyayinlari.com.tr/

    kendilerine ait bir matbaaları ve ikinci adam dükkan adında bir de kitap satış siteleri bulunuyor.
  • fiyatlarını merak ettiğim olaydır.

    tanım : yazdığın metinleri kitap haline getirmek.
  • insanlar ilk kitaplarını çıkardıklarında neden mutluluktan delirmiyorlar?
    kitabımın ilk baskısını elime alacağım günün hatrına ertelenmiş intiharlar...
hesabın var mı? giriş yap