• *.dat dosyalarini *. mpeg olarak rename ettiginizde acan seckinci program.
  • daha cok ev kullanicilarina hitab ettigi dusunulen montaj yazilimi. dogru duzgun bir hardware uzerinde calisan adobe premiere, avidden ve son rezaletinden sonra final cutdan cok da farkli isler cikartmaz. ama, musterinin onune koyamazsiniz, zira musteri adini bildigi seyleri sever, pahalli seyleri sever. cunku ajans musterisine bunu ne kadar pahalliya fatura ederse, ajans komisyonu o derece yuksek olur.

    ufak tefek effekt islerinizi after effects de bitirip, composition olarak premiere atabilirsiniz, yine ayni sekilde, photoshop dosyalarinizi dinamik olarka projelerinize gomebilirsiniz. ha bunun ne avantaji olur, ya bizim logonun rengi degisikmis, gerci onun altina ustune sen yazi eklemistin ama bununla degisecekmis dediklerinde, psd dosyanizda degisikligi yaptiginizda, otomatikman premierede sonucunu gorursunuz.

    premiere, ne avidin ne de final cut'in sundugu hic bir ozelligi sunmamazlik etmez. eger dunya uzerinde kullanilmadigini dusunuyorsaniz da ciddi hata edersiniz. izlediginiz ve izleyeceginiz pek cok film, klip veya reklamda, workflowun bir yerlerinde mutlaka kullanilmistir. cok istiyorsaniz, adobe showcase e bakiniz.

    yaygin olmamasinin sebebi, anahtar teslim sistemlere gore kurulum kisminin daha kaprisli olmasidir. hal boyle olunca da, post produksiyonlar, parasi neyse veririm, hem zaten musteri de bunu istiyor mantigi ile hareket ederek basta avid ve final cut olmak uzere sistemlere yoneliyor. ama dusunerek ve duzgun kurulmus bir adobe paketi, soz konusu, pahalli kardeslerinden gerek performans gerekse yetenekleri acisindan bir eksik yasamamaktadir.

    zaman zaman bu tur cok bilmislikler hep yapilir; immix video cubelar ilk ciktiginda, cok sahane linear sistemlerler var, abekasin sonynin masalari var, non-linear de neymis denildi. sonra avid ciktiginda immixler var oldu, ondan sonra, simdi yerlere goklere sigdirilamayan final cuta amator isi bu program, avidden render aldiginda o daha sahane oluyor dedi, quantel harry varken, flame de neymis denildi, sonra nuke da neymis denildi. neticede, kim malini post produksiyonlara satarsa hayatta kalir, post produksiyonda musterisine hangi sistemi gazlarsa, musteri o sistemin hastasi olur, cunku, memleketimde cok buyuk bir oranda, herseyde olan etiket merakliligi, kacinilmaz olarak buralarda da vardir.

    a/b roll sistemlerden baslayarak yukarida adi gecen, immix olsun, avid olsun, finalcut olsun, discreet logic, quantel ve daha bi dunya urunu kullanmis birisi olarak soyleyebiliyorum ki, bunlarin hepsi aractir; kisisel olarak sen bir araci daha kendine yakin ya da pratik buluyor olabilirsin, amenna, ama kalkip da, oburu boktan, beriki bi halta yaramaz diye konusmaya baslamak hata olur.
  • hiç bilmeyenlerin kadir köymen'in derslerinden kolaylıkla öğrenebileceği montaj programı.
    http://www.kkymn.com/ adresinde dersler mevcut.
  • dandik bilgisayarımda bile diğerlerine göre çok daha akıcı çalışan program. akıcı dediysek o kadar da değil tabii.

    hakkında önemli bir püf noktası içeren bir video izlemiştim. montajlanacak hd videoları dosya ismi aynı olacak şekilde düşük kaliteli videolara çevirip bunlar ile çalışmaya başlıyorlar. hatta ünlü red kameraları da sırf bu sebepten çekim esnasında raw ve düşük kalitede kayıt yapıyormuş. montajcılar düşük kalitedeki videolar ile bilgisayarı yormadan montajı yapıyor arkasından da projenin düşük kalitedeki dosyaları okuduğu klasörün adını yüksek kalitedeki videoların klasörü ile değiştirip render alıyorlarmış. böylelikle düşük çözünürlükteki videolar ile çalışırken makine fazla yorulmadığı için zaman kazançları oluyormuş.

    meseleye gelirsek bugün denemek için o videoyu aradım fakat bir türlü bulamadım. şu olayı detaylı anlatabilecek suserların mesaj kutumu şenlendirmelerini rica ediyorum.

    edit: aynısı olmasa da benzeri bir video buldum. alın faydalanın gençler, bu kıyağımı da unutmayın.
  • 2005'ten beri bilimum versiyonunu kullandığım program. ama sanırım en az cs4'ü kullandım ki ben alışkanlığımdan vazgeçip cs4'ün media encoder için ayrı program kullanışına burun kıvıradurayım cs5 de çıktı.

    şimdilerde mac os x üstünde kullanıyorum kendisini. mac'e geçmişken final cut pro dediler onu da denedim ama ya elimdeki sürümün hatalı ve eksik oluşundan (final cut pro 4, live write, compressor, soundtrack bozuk görünüyor motion zaten yok. shake buldum bir yerlerden ona da ısınamadım oyuncakmış gibi geldi bilemedim) ya da bağnaz duruşumdan (ama bence elimdeki sürümden ve sürekli elma + r tuşuna basma zorunluluğundan) premiere'e dönüş yaptım.

    hala adobe premiere kullanıyorum. 1.5 versiyonu ile piyasaya girdim ki o zamanki atlarını hiçbir şeye değişmem * sonra 2.0'ını geçen seneye kadar evde kullandım. başka bilgisayarlarda cs3 ve cs4'ünü de sıklıkla kullanmışlığım bulunuyordu. meşhur annem sinema öğreniyor filmi aslen final cut pro ile editlenmiş olsa da berlin ödüllü girişi olan dvd versiyonu bu programın 2.0 sürümünde tarafımca oluşturulmuştur. berlin ayısı sanırım kısa bir photoshop sürecine girmişti ya da direk sitelerinden öyle veriyorlardı hatırlamıyorum. gene nesimi yetik'in son filmi sayılan döşeğimde ölürken de tüm post pro işlerini 2.0 versiyonunda kendi ellerimle iki ya da üç gece de yapmıştım.

    programı hiçbir zaman bir yerlerde yayınlanmayan gerçek oyunu adlı ilk filmimsi denememle öğrendiğimde 17 ya da bilemedin 18 yaşındaydım. sonra nokia n series yarışmasına özel bir film çekmeye çalışmış ve uzun uğraşlar sonucu programla kendi çapımda en büyük ve en sükseli jeneriğimi yarattım. ama film beş para etmeyecek kalitede çekildiğinden nokia'yı göremedim *

    aynı yıl nesimi yetik ve annem sinema öğreniyorla tanışarak kısa film işine daha sıkı bağlandım. o sene ilk kez düzenlenen nokia'yı göremedim ama geri kalan iki nokia'da da finale kalıp telefonumu aldım ve her seferinde çektiğim filmi külüstür tek çekirdekli bilgisayarımda adobe premiere 2.0 ile montajlamıştım. (ilk nokia'ya bir metre yirmi dört santim isimli filmimle katılmıştım, juri başkanım nuri bilge ceylan idi. ikincisine kayıp aranıyor adlı filmimle finale kalmıştım. juri başkanlarım yağmur taylan ve durul taylan kardeşlerdi.)

    bunun dışında bu programla montajladığım başka filmlerimle antalya, ankara gibi festivallerin de dahil olduğu 20'yi aşan büyük-küçük festivale katıldım. 2 televizyon programına konuk oldum. bu programlardan birisinde gene adobe premiere ile hazırladığım bir vtr'm gösterildi. bir de kısa film festivali düzenledim ve giriş jeneriğini yaptım.

    kendi adıma gerçek oyunu, ayna, bir metre yirmi dört santim, 09/02/2008, derler ki, zamanın ölümü, kayıp aranıyor, az, ve jülyet, meta-morfoz, mübalağa cenk olundu, hırs ve baba ve sessiz sinema adlı 13 filmi bu programda montajladım.

    nesimi yetik adına annem sinema öğreniyor'un dvd için berlin logolu halini ve son filmi döşeğimde ölürken adlı filmi yani toplamda 2 filmi montajladım.

    doğan toryan adlı bir arkadaşım adına (kendisi okulumuz sinema kulübü başkanıydı) neris ve beşinci kişi isimli gene 2 filmi montajladım.

    gene sadık yardımcı yönetmenim ki aslında her işte yardımcım olan acidic adına da 1 > 2 isimli 1 filmi bu programda montajladım.

    gene bu sene başı katıldığım sahne dışı adlı sokak tiyatrosu ekibinin 4 oyununu bu programla montajladım.

    sahne dışı tiyatro ekibinde birlikte çalıştığım tufan taştan adlı dostumun ilk filmi olan tersi ve yüzü'nün de kaba kurgusu burkay doğan tarafından yapıldıktan sonra benim tarafımdan sonlandırıldı. ama filmde zaten görüntü yönetmeni olduğum için ismimi kurgu'ya yazmadım.

    bunların dışında üstte de yazdığım gibi bir zamanlar üyesi olduğum çankaya üniversitesi sinema topluluğu - afft adına kısa film festivallerinin giriş jeneriğini, başkent tv'de katıldığım programda gösterilen vtr'yi montajladım ki bu da 2 video eder.

    gene tiyatro mezunu olan ve sinemada master yapmak isteyen bir arkadaşımın rejisini üstlendiği bir oyunun nesimi yetik tarafından çekilmiş videosunu master'da hocalarına sunması için montajlayıp video haline getirdim.

    son olarak okulun istediği bir tanıtım filmini ki yaklaşık 20 dakikalık idi bu programla montajladım.

    eğlencesine yaptığım ve hatır gönül için yaptığım onlarca işi saymıyorum bile.

    2005'te kadir köymen'in sitesinde okuyup tanıştığım bu programla 5 sene de yaklaşık 30 profesyonel sayılacak işi yapmış bulunuyorum. bir çok ayrı program kullanmış olamama rağmen genelde başarılı olan her işimi bu programla üstlendim ve bu yüzden sanırım bu programa ayrı bir bağlılığım var. bunları niye mi yazdım. az önce bir video editör işine başvururken yazmam gerekince vay be demiştim ne çok kullanmışım bu programı. okuduğum bölüm itibariyle autocad'i bile bu kadar kullanmamışımdır herhalde. ama seni seviyorum premiere ve en çok bir gün seni bırakıp final cut'a geçmekten korkuyorum. çok övüyorlar ne yapayım *
  • adobe firmasinin cikardigi mukemmel video kurgu programi. ama *.dat dosyalarini acamamasi yuzunden ulead video studio gibi salak ahşap arayüzlü programlarla uğraşmanızı sağlayan program
  • arayüzünü anamdan, babamdan, manitamdan daha fazla görsem de edius ve after effects ile birlikte bana güzel paralar kazandırmış, zamanında bir yılı aşkın süre evde siki taşağına denk freelance çalışmanın tadını yaşatmış, ödüller almamı sağlamış programdır.

    kendisini açmadığım akşamlar sanki bir buluşmayı unutmuş hissi oluşuyor üzerimde. sanırım o gri timeline'ının üzerine eklenmiş pembeli, yeşilli, sarılı video kliplerinin oluşturduğu bir görselin tablosunu asacağım evime.

    hangi kurgu programı diye soranlar için baştan söyleyeyim, program bilmek amaç değil araçtır.
    programı iyi bilen iyi kurgu yapacak diye bir şey yoktur, sadece programı bilmek size ancak birilerinin direktifinde çalışan operatör olma şansı verir.
    iyi kurgucu; çok izleyen, bir eseri izlerken en ufak sekansından filmin tümüne kadar kurgu mantığını anlayan, hayal gücü geniş, ses ve görüntüyü ahenkle dans ettiren kişidir.
  • efendim bunun pro versiyonu hakikaten ismine yakisir derecede profesyonel olmustur.

    o derece ki bunyeye agir geldi. silip 6.0'i yeniden yukledim.
  • key frame olayi biraz daha kullanisli olsa tadindan yenmeyecek program, avid'den daha kulanisli oldugu tecrubeyle sabittir.
    fakat velocity veya final cut ile boy olcusecek pratiklige ve hiza sahip degildir.
  • kullanmayı bilenler ve yaratıcı olanlar için her işi gören piyasadaki en iyi kurgu programlarından biridir. hatta en iyisi bile diyebilirim.

    fakat ülkemizde kurgu programları arasında ikinci sınıf muamelesi görmektedir. gerek reklam gerek klip gerek sinema gerekse televizyon programlarında varsa yoksa edius ya da avid kullanılıyor.

    halbuki dünyada premiere pro çok daha etkin ve profesyonel amaçlar için kullanılmaktadır.

    ayrıca nuri bilge ceylan'ın da son filmine kadar filmlerinin kurgusunu yaptığı programdır.
hesabın var mı? giriş yap