• yazar, boksör, dansçı, konuşmacı, küfürbaz, dadaist, aşık ve anarşist. 1914 yılında vereceği bir konferans için, gelenlere küfredeceğini ve sonra da onlar için dans edeceğini bildirdi, dediğini yaptı.
    dövüştü, içti, havaya ateş açtı, dans etti. bunları yapmadığı zamanlarda da dergi çıkarttı. dadacıların büyük bir coşkuyla karşıladıkları dergiyi sebze arabalarında sokakları dolaşarak sattı. meksika’ya yerleşmeye karar verdi ancak son kez 1918 yılında meksika, salina cruz’da görüldü.
    dadaistti, yok oluşu bir dadaist gibi oldu, anlamsız ama sanatsal!
  • cevirisini selahattin hilav'in yaptigi bir dergisinde sunlari buyurmustur:

    ~ hemcinsim olduğunu söyleyen gelsin de yüzüne tüküreyim. kimse benim sanatıma eşlik edemez. çünkü kendisine tapındığım ve içine sıçtığım için benim sanatım sanatların en güçlüsüdür.

    ~ ve kalbim, tutkusundan taş devri çıplaklığını yaşıyor. ehlileşmek istemiyorum. çünkü aralıksız heyecanlıyım.

    ~ dünyanın bütün lokomotifleri aynı anda düdük çalsalar, çaresizliğimi dile getirmezler. ben, belki de hiçbir şey olamamışların kralıyım. çünkü herhangi bir şeyin kralı olduğumdan adım gibi eminim.

    ~ ben ki biri keman çalsa yaşama hırsıyla dolar taşarım; kendimi zevkten öldürebilirim; bütün kadınlar için aşktan ölebilirim; bütün şehirler için gözyaşı dökerim. buradayım, çünkü hayat için bir çözüm yolu yok.

    ~ şunu iyice bilin ki sanat burjuvalarındır. burjuva derken şunu anlıyorum: imgesiz bir adam.

    ~ sayın andre gide, kusura bakmayın, rahatsız ettim ama boksu edebiyata yeğlediğimi size açıklamam gerekiyordu.
  • dadaist yazar. kayıkla okyanusa açılmış, bir daha da kendisinden haber alınamamıştır. "ben bir pipoydum" adlı bir de eseri vardır...
  • dada hareketini bile tiye alan yazar.
  • breton'u, picabia'yı ve daha nicelerini hem yazdıklarıyla, hem yaşantısıyla derinden etkilemiş şair ve hatta bir provokatör. oscar wilde'ın yeğenidir fakat birbirleriyle hayatları boyunca karşılaşmamışlardır. asıl adı fabian lloyd'dur. tıpkı jacques vaché gibi, hayata büyük gelen, özgür bir ruhtur o da.
    şöyle demiştir bir yazısında:
    "belki hiçbir şey olamamışların kralıyım çünkü herhangi bir şeyin kralı olduğuma eminim."
  • yazar ve şair arthur cravan kitabını sattığı bütün kişilerin adreslerini alır ve kayıkla okyanusa açılıp kaybolmadan önce onları bir bir toplayıp yanında götürür. çünkü o şiirsel bir ölümü tercih etmiştir.
  • hakan günday'ın yazısı ile varlığından haberdar olduğum şair. kıyak herife benziyor. böyle manyaklar lazım dünyaya:

    http://vatankitap.gazetevatan.com/…=16383&yaz=hakan günday
  • “yirmi milletin vatandaşı. dünyanın en kısa saçlı şairi. boksör. ajan provokatör. otel faresi, katır sürücüsü, şoför, yılan oynatıcısı. altın avcısı. iflah olmaz kedi sever.''

    yüzyılın tartışmasız en dadaisti. dadaest * seyyar tezgahına kendi yazdığı şiirleri koyup seyyar satıcı edasıyla paris sokaklarında bağırarak bunları satan biri düşünün. sokak gösterilerinde birden soyunan ve halkı kışkırtan bir deli. ''şair dediğin, otuz yaşında kanserden ölmeli!” diyip 31 yaşında meksika körfezinde kaybolan ...

    the paris review de bir yazı onu tarif ederken şöyle diyor: kuşkusuz o ne çok iyi bir dadaist şair, ne de çok iyi bir boksördü; ama çok iyi bir provakatördü. yüzyılın trolü.

    hayalimde onu ''yüzyılın en dadaisti sensin lan'' ödülünü almak üzere atatürk kültür merkezi'ne çağırıyorum. o da beni kırmıyor mezarından zıplayıp topraklı topraklı geliyor. bütün dünya basını sonra ünlüler falan hepsi orda. ohooo! kimler yok ki! woody allen'ın dan tut da mazhar alanson'una, çaycı hüseyin'inden rock'çı serpil' ine herkes orda. backstreet boys açılışı ray ray kasım ile aynı sahneyi paylaşarak yapıyor. beraber ray malifalitiko yu söylüyorlar. olaylar olaylar... arthur cravan, her gösterisinde olduğu gibi sahneye çıplak geliyor. yine karıştırıyor ortalığı yıldız tilbe'ye uygunsuz şakalar yapıyor. ben, tam ödülünü takdim ederken muziplik olsun diye kafasına at boku atıyorum. büyükçene hem de. o da bana mezarından alıp yanında getirdiği kurtçukları atıyor. gülüşüyoruz. alkış kıyamet kopuyor. yüzyılın gösterisi.
  • "önce tuttuğu kayıt defterini çıkardı ve yazan adreslerin hepsini tek tek dolaştı. sattığı dergilerin parasını ödeyerek hepsini geri aldı. tüm dergileri topladıktan sonra hepsini bir çuvala koyup yola çıktı. atlas okyanusunun kıyısına geldiğinde, dergileriyle birlikte bir tekneye bindi ve karısını gönderdiği meksika’ya doğru kürek çekmeye başladı. "

    fransa'da bir serseri
  • kılıktan kılığa giren veya kendini sürekli yeniden icat eden bir şairdir, boksördür, profesördür, kasaptır, kerestecidir, eleştirmendir, hırsızdır, editördür, kaptandır, şofördür, sahtekârdır, dolandırıcıdır ((bkz: oscar wilde)’ın el yazısını taklit ederek yazdığı ve kendi uydurduğu yazılarla koleksiyonerleri ve wilde âlimlerini dolandırır), kumarbazdır ve hilekârdır, madencidir... yeri yurdu yoktur, her gittiği yerde başka birisidir. sanatı, bizatihi sanatı alaya aldığı skandallardır. arkadaşı (bkz: marcel duchamp)’ın, r. mutt imzalı pisuarıyla başvurduğu new york’taki ındependents sergisi’nde (1917) verdiği konferansta soyunmaya başlar ve kirli çamaşırlarını izleyicilere fırlatır. bir keresinde paris’te, bir performansla intihar edeceğini ilan eder. bütün biletler satılır, salon hıncahınç dolar. “hanımefendilerin hatırı için” sadece bir suspansuar giyecek ve performansını husyelerini masanın üstüne yayarak bitirecektir... 1918’de en son meksika’da görülür. kendini öldürdüğü rivayet edilir. ama ‘kendi’ yoktur ki! o nedenle yokluğu gibi bir mesele de tartışmalıdır. o bir yapıntıdır! bir sanat eseri gibi. cravan, savaş öncesinde birkaç yıl küçük bir dergi yayınlar: maintenant. kasap kâğıdına çoğaltılan ve sebze satan bir el arabasından dağıtılan dergide birçok imza yer alır ama aslında bütün yazıları yazan odur. bu dergi aracılığıyla cravan sanata ve edebiyata, özellikle de büyük isimlere saldırır; topluma öfkesini kusar. dergi onun bir tür manifestosudur ve savaş sonrasında yayınlanacak dada dergilerinin ve manifestolarının öncüsü sayılır.
hesabın var mı? giriş yap