18 entry daha
  • askeri stratejide iki farklı savunma yaklaşımı bulunur. biri jomini'nin temsil ettiği kesintisiz siper savunmasıdır, çizgi halinde bir cephe hattına yoğunluk gücü konuşlandırarak, kesintisiz ve kırılması güç bir savunma hattını oluşturma esasına dayanır. diğer savunma türü ise siklet merkezi ve alan savunması esasına dayanan clausewitz yaklaşımıdır. birinci emperyalist paylaşım savaşı sırasında kuzey fransa'da, verdun'da vb. cephelerde işe yarayan jomini doktrininin, ikinci emperyalist paylaşım savaşı sırasında maginot hattı'nda yaşanan çarpışmalarda başarısız olduğu görülmüştür. clausewitz'in de bizzat dile getirdiği gibi, her zaman her koşulda işe yarayan mutlak bir strateji veya taktik yoktur. her savaş, her çarpışma kendi özgün koşullarına sahiptir.

    atlantik duvarı ilk inşa edilmeye başlandığında temelindeki mantığın jomini tarzı bir savunma anlayışına daha yakın olmadığı söylenebilir. aslında almanların norveç'ten ispanya'ya kadar kesintisiz bir savunma duvarı inşa etmesi ile fransızların maginot hattı'nı inşa etmesi arasında mantıksal açıdan ve görünüşte bir fark yoktur. ancak atlantik duvarı, maginot hattı gibi kesintisiz bir savunma hattı oluşturmak yerine, gayet güçlü müstahkem mevkilere sahip olan, az sayıda askeri, güçlü tahkimatlarla destekleyerek, çıkartma harekatı yapacak düşmanı kıyıya çıkamadan engelleyebilecek istihkam merkezlerinden oluşan bir savunma sistemi olarak planlanmıştır. bu bağlamda, atlantik duvarı'nı tek bir duvar olarak algılamak yerine, kuzey burnu'ndan gaskonya'ya kadar uzanan bir müstahkem mevkiler bütünü olarak tanımlamak daha doğru olur. bu yapının kesintisiz bir bütün, bir "duvar" olarak adlandırılmasının sebeplerinden biri de halka güven hissi vermektir; böyle bir ismin seçilmesindeki neden biraz da propagandadır.

    atlantik duvarı'nın organizasyonu kesintisiz olmadığından jomini doktrinine uygun değildir ancak clausewitz'in tezleriyle de çelişen yanları mevcuttur. herşeyden önce statik bir savunma anlayışına dayanmaktadır. aslında, gerçekte ilk inşaat planları yapıldığında amaç, düz bir hat üzerinde uzanan sabit bir bütün oluşturmak değil, bir işgal halinde karşı saldırılar düzenleyecek güçlendirilmiş merkezler oluşturmaktı. kuvvetler bu merkezlerin arasında manevralar yapacak ve bu şekilde dinamik bir savunma sistemi kurulmuş olacaktı. ancak savaşın seyri doğu cephesi başta olmak üzere diğer bölgelere çok fazla asker sevkiyatını gerektirdiğinden, proje yavaş yavaş, az sayıdaki savunma birliklerinin dezavantajlarını azaltmaya çalışan bir savunma hattı oluşturma düşüncesine evrilmiştir. böylece aslında clausewitz'i hatim etmiş olan alman generaller, ne jomini'nin ne de clausewitz'in ortaya attığı çizgiye tam anlamıyla uyamamışlardır.

    batıdan gelebilecek bir müttefik işgaline karşı mevcut savunma birliklerini sığınaklar, top bataryaları ve müstahkem mevkilerle destekleme fikri, ingilizlerin mart 1942'de normandiya'daki st. nazaire'e yönelik olarak gerçekleştirdikleri başarısız çıkarma harekatı üzerine ortaya çıkmış ve atlantik duvarı'nın inşa emri bu şekilde verilmiştir. st. nazaire'deki olayların hemen ardından dieppe'de benzeri bir saldırı olmuş ve başarısızlığa uğramıştır. dieppe saldırısından sonra hitler, batı avrupa'daki tüm birliklerin komutanı mareşal gerd von rundstedt'in emrine özel olarak bu hatta konuşlandırılması için 15 tümenden oluşan bir birliği derhal tahsis etmiş ve duvarın inşası için todt organizasyonu görevlendirilmiştir.

    https://s.yimg.com/…66639/gerd-von-rundstedt-72.gif

    todt organziasyonu, inşaatı kolaylaştırmak için özel beton kalıpları, çeşitli prefabrik malzemeler ve zorla çalıştırılan işçileri kullanarak, muazzam bir hızda inşaat projesini ilerletmiş ve kısıtlı zamana rağmen projenin önemli sayılabilecek bir bölümünü de bitirebilmiştir. ancak yine de kaydedilen ilerleme yeterli olmamış, teknik ve fiziki olanaksızlıklar projenin tam anlamıyla gerçekleştirilmesini zorlaştırmıştır. almanya'nın tüm cephelerde giderek güç duruma düştüğü bir ortamda, az askerle ve az kaynakla bu işi tamamlamanın yolları aranmaya başlanmış ve böylece bu tip durumlarla başa çıkma konusunda oldukça becerikli olan erwin rommel özel olarak buradaki birliklerin komutanlığına atanmıştır. çöl tilkisi olarak bilinen ve kuzey afrika'da inanılması güç başarılara, hatta mucizelere imza çatan rommel hemen işe başlamış ve ocak 1944'ten başlayarak tüm duvarı denetlemiş, eksiklikleri belirlemiş ve pratik olarak yararlanılabilecek çözümlere yoğunlaşmıştır.

    rommel'in ilk verdiği emir, kıyı boyunca uzanan beton bloklarının sayılarını çoğaltma faaliyetleri devam ederken, çok daha ucuz ve etkili bir silah olan mayınların, tuzakların, tank engellerinin vb. unsurların arttırılması olmuştur; plajlara mayınlı tuzaklar, gelgitlerde su yüzeyinde kalacak şekilde direklerin üzerine bağlanmış bombalar, dikenli teller, "çek saçı" adı verilen çatılmış demir tank engelleri, cephe gerisine komando indirmek için sızabilecek planörlerin inebileceği sahalara dikilen "kuşkonmaz" adlı bombalı direkler vb. önlemler alınmıştır.

    beton tahkimatların arttırılmasındaki amaç, hattın müttefik hava kuvvetleri karşısında neredeyse savunmasız olması durumunu dengelemektir. rommel'in en emin olduğu nokta, çıkarma püskürtülse bile, alman birliklerinin gerçekleştireceği herhangi bir karşı saldırının düşman uçakları tarafından boşa çıkarılacağı hususudur. bu nedenle rommel, bölgedeki hatları yeniden organize ederken, müttefiklerin ilk olarak karaya çıkmalarını önlemek, karaya çıksalar bile içlere girmesine engel olmak düşüncesini esas almıştır. bu nedenle herhangi bir çıkartma halinde ilk yirmi dört saatin çok kritik olduğunu sürekli vurguladığı bilinmektedir.

    en büyük sorun, müttefiklerin çıkarabileceği 500 bin ila 1 milyon arasındaki askere karşı sadece 350 -400 bin olan savunma güçlerinin nereye konuşlandırılacağı olmuştur. öyle ki, mevcut durumuyla ve tamamlanmamış haliyle bile, inşa edilmiş çok sayıda istihkam mevkii bulunmasına rağmen -sadece loire'dan hollanda'ya kadar olan mevki sayısı 9300'dür-, bunların hepsini tam anlamıyla faal hale getirecek kadar çok asker de bulunmuyordu; burada tecrübeli alman askerlerinden çok, çeşitli ülkelerden gelen gönüllü yabancı askerler ve silah altına yeni alınmış en genç ve en tecrübesiz waffen-ss mensuplarının varlığı söz konusuydu. bu nedenle, elde kalan ve niteliği şüphe taşıyan az sayıdaki askeri, belli stratejik noktalarda daha yoğun olarak konuşlandırmaktan başka seçenek bulunmamaktaydı. bu bağlamda, savunma gücünün, duvarın her noktasında eşit olması da kesinlikle söz konusu değildi. söz gelimi, le havre'ın kuzeyindeki asker ve istihkam sayısı, güneydekinin üç katıydı, oysa çıkarma güney bölgesinde yer alan normandiya'ya yapılacaktı. yine de, normandiya'daki tahkimatların savunmadaki az sayıda birliğe muazzam avantaj sağladığı ve kıyıdaki mevkilerin hemen aşağısında kalan yüksek falezlerin, doğal bir set olarak çıkarmayı çoğu plajda imkansız hale getirdiği de aşikardı.

    başta da belirtildiği gibi, atlantik duvarı, maginot hattı gibi kesintisiz bir yapı değildi. ancak özel olarak her bir müstahkem mevkiyi incelediğimizde, bunların makinalı tüfek, top, tanksavar, havan, obüs vb. silahları kullanmak üzere belli açıklıkları bulunan beton sığınaklar şeklinde çeşitli alanlara yayıldığı ve mevzilerin kimi zaman üstü açık siperler, kimi zaman ise küçük tüneller ile birbirlerine bağlandığı ve bu bağlantıların merkezinde de, karargah, iletişim merkezleri, yatakhanler, depolar, cephanelikler ve yemekhane gibi diğer hizmet yapılarını içeren sığınakların yer aldığı görülmektedir. bununla proje tam anlamıyla bitmediğinden, özellikle güneye inildikçe bazı yerlerdeki mevzilerin arasında sadece dikenli tel ve açık yolların bulunduğu da bir gerçektir.

    atlantik duvarı'nın pas-de calais limanı çevresinde, hollanda, belçika ve kuzeybatı fransa kıyılarındaki tahkimat ve yer altı kompleksleri özellikle dikkat çekmektedir. bunları daha çok birbirine entegre olmuş büyük tahkimli top bataryaları olarak tanımlamak mümkündür. söz konusu bataryalardan en ünlüsü pas de calais'de cape gris-nez yakınlarındaki audinghen'de yer alan batterie todt olarak bilinir. beton kaplı atış mevzilerinde yer alan 40-50 km menzilli 380 mm'lik topları, mermilerin taşınması için ray sistemi, beton sığınak içindeki iletişim merkezi, hastanesi, cephaneliği, karargah ve hizmet yapıları, radarı, komuta ve atış kontrol merkezi vb. unsurları barındıran todt bataryası bugün müze haline getirilmiştir.

    batterie todt'dan bazı görüntüler:
    https://upload.wikimedia.org/…ez,_batterie_todt.jpg

    https://upload.wikimedia.org/…,_batterie_"todt".jpg

    https://upload.wikimedia.org/…_42_-_19440622_01.jpg

    https://upload.wikimedia.org/…o_of_cap_gris_nez.jpg

    https://upload.wikimedia.org/…tique_vue_globale.jpg

    batterie todt dışında çok sayıda da istihkam kompleksi bulunmaktaydı. hazır beton kalıplardan ve çeşitli prefabrik malzemelerden yapıldığı için bunların çoğu birbirine benzemekteydi. bu standart tahkimat yapılarına regelbau adı verilmekteydi.

    standart tahkimat düzeninden görüntüler (guernsey adası, hommet istihkamı):

    https://upload.wikimedia.org/…mons/0/08/casmate.png

    https://upload.wikimedia.org/….5cm_gun_casement.jpg

    https://upload.wikimedia.org/…_ii_in_guernsey_1.jpg

    https://upload.wikimedia.org/…0_62,_fort_hommet.jpg

    günümüze değin ayakta kalabilmiş ve gezilebilir durumda olan tahkimatlardan bazıları şu şekildedir:
    alderney
    ambleteuse
    amfreville
    azeville
    crisbecq
    guernsey
    hanstholm
    hillman
    houlgate
    longues-sur-mer
    mirus
    maisy
    merville
    mont canisy
    pointe du hoc
    batterie todt

    1944 baharında bordeux yakınlarında güney fransa'daki tahkimatlardan bir görünüm:
    https://upload.wikimedia.org/…antikwall,_soldat.jpg

    21 mart 1944 tarihinde atlantik duvarı'nı oluşturan mevzilerden birinde atış talimi sırasında çekilmiş olan bu fotoğrafta 155 mm'lik k418 tipi bir top görülüyor:
    https://upload.wikimedia.org/…tikwall,_geschütz.jpg

    şubat 1944'te çekilen bu fotoğrafta ise alman subaylar atlantik duvarı'nı oluşturan tahkimatlardan birinde, yerin altındaki sığınakta bulunan yatakhanelerinde dinlenme halindeler:
    https://upload.wikimedia.org/…mannschaftsbunker.jpg

    feldmareşal erwin rommel kuzey fransa'daki birliklerini denetlerken:
    https://upload.wikimedia.org/…uchtinger,_rommel.jpg

    atlantik duvarı'na ilişkin en büyük sorun saldırının nereden gerçekleşeceğiydi. 1944 yılının başında alman yabancı ordular istihbarat dairesi abt. fremde heerenwest müttefiklerin manş denizindeki hazırlıklarının yanıltma amaçlı olduğunu ve çıkarmanın atlantik kıyısından değil de güney italya ya da yunanistan'dan yapılacağını düşünmekteydi. 27 nisan 1944'e gelindiğinde istihbarat servisi fikir değiştirerek istilanın norveç kıyılarından başlatılacağı sonucuna vardı. aynı birim bir ay sonra fikir değiştirerek 23 mayıs 1944 tarihinde hazırladığı raporunda "wight adası istila hazırlıklarının merkezidir. escaut'dan normandiya'ya kadar kıyı şeridi ile bretagne'ın kuzey kıyısı bir istila tehdidine en açık yerler sayılmalıdır" diye belirtti. yine de bu nihai rapor oldukça yetersizdi. anvers'ten brest'e kadar olan bu topraklar geniş bir yelpaze halinde uzanmaktaydı. uzun süre istilanın balkanlar ya da norveç'ten yapılacağına inanan hitler bir anda fikir değiştirerek her ikisi de büyük bir limana çıkan iki fransız yarımadasının, bretagne ve cotentin'in bir sitila için en elverişli noktalar olduğunu düşünmeye başladı. sonunda avrupa'nın müttefikler tarafından istilasında en yakın çıkış noktasının calais ve daha geniş bir bakış açısıyla ostende'den somme'a kadar uzanan bir kıyı şeridi olacağı kabul edildi.

    hareketli savaşın ünlü komutanı rommel şartlar değiştiği için sabit bir çizgi üzerinde savunma taktiğine dönmek zorunda kalmıştı. ne var ki, rommel yetkisi tartışılmayan bir komutan değildi. rütbe ve şöhret bakımından onun gerisinde kalmış olan guderian, rommel'in çıkarma başladığı sırada müttefik askerlerinin henüz kıyıdayken durdurulması zorunluluğuna yaptığı vurguya karşı çıktı. benzer bir şekilde, yedek kuvvetlerden bir zırhlı birliğe komuta eden geyr von schweppenburg da rommel'in görüşlerine karşı çıkmıştı. onlara göre çıkarmadan sonra kıyıdaki birliklerin arkasında kalan zırhlı birlikler çarpışmanın kaderini belirleyecek olan unsurlardı. bu nedenle eldeki az sayıda panzer tümeninin paris'in güneyinde ve doğusunda tutulması gerektiğini söylemişlerdi. rommel'in harekat kabiliyetini kısıtlayan temel husus ise müttefiklerin hava hakimiyetiydi.

    atlantik duvarı etkisiz, boş bir laf olarak kesinlikle algılanmamalıdır. ancak kusursuz bir savunma düzeni de değildir. boulogne'da, le havre'da, cherbourg'da güçlü tahkimatlar mevcuttur. calais'deki istihkamlar en üst düzeydedir. ama ne olursa olsun burada henüz çatışmaların nasıl olacağı hususu tamamen bir belirsizlikti ve varsayımlara dayanmaktaydı. hitler 1 mayıs 1943'e kadar 15000 beton istihkam yapılmasını emretmiş, ancak 1 mayıs 1944 itibariyle programın sadece 3'te 1'i tamamlanmış durumdaydı. 547 kıyı topundan ancak 299 adedi beton tahkimatlarla korunmaya alınabilmişti. programı tamamlamak için yeterli zaman, işgücü ve malzeme bulunmamaktaydı. bu açıkları kapatmak ve hava hakimiyetine sahip mütefiklerin çıkarma yapıp iç kesimlere doğru kolayca ilerleyebilmesini engellemek isteyen rommel, sahil şeridini bir engeller ormanıyla örmeyi salık verdi; eline geçen herşeyi engel olarak kullanmak için yeni yeni icatlar yaptı.

    5 haziran akşamında istila ihtimaline karşı hazır bekleyen kuvvetlerin düzeni, dağılım ve gücü şöyleydi:

    iki ordular grubu: orgeneral blaskowitz komutasındaki g grubu ve feldmareşal rommel komutasındaki b grubu. başkomutan feldmareşal gerd von rundstedt.

    g grubu: loire ırmağından pireneler'e kadar uzanan bölgede, general von der chevallerie komutasındaki birinci ordu; port-bou'dan menton'a kadar general von sodenstern komutasındaki xix. ordu. toplam 21 piyade tümeni ile 9'uncu, 11'inci, 2'inci ss tümeni ile 17'inci panzer tümenlerinden oluşan bir hazır yedek kuvvet.

    b grubu: hollanda'da 88'inci kolordu; escaut'dan dive'e kadar olan bölgede org. von salmuth komutasındaki xv. ordu; dive'den loire'a kadar org. dollman komutasındaki kuvvetler. toplam 25 piyade, 3 paraşütçü tümeni ve 2'inci, 21'inci ve 11'inci panzer tümenlerinden oluşan bir hazır yedek kuvvet.

    genel yedekler: org. geyr von schweppenburg komutasındaki birlikler: 1, 12 ve 17 numaralı s.s. panzer tümenleri ve zırhlı eğitim tümeni. bu büyük birliklerin tamamı doğrudan doğruya hitler'in emrindeydi. ayrıca bir ordudan öbürüne, hatta aynı ordu grubu içinde birlik nakilleri için hitler'in izninin alınması gerekmekteydi.

    6 haziran 1944 tarihi itibariyle atlantik duvarı'nın fransa'daki organizasyon durumunu gösterir harita:
    https://upload.wikimedia.org/…rance_-_june_1944.jpg

    6 haziran 1944 günü çıkartma başladığı sırada atlantik duvarı'ndaki birliklerin mevcutları şu şekildeydi:
    mevki/garnizon mevcudu/komutan
    alderney/3,200/maximilian list
    antwerp/90,000/gustav-adolf von zangen
    boulogne/10,000/ferdinand heim
    brest/38,000/hermann-bernhard ramcke
    calais/7,500/ludwig schroeder
    cherbourg/47,000/karl-wilhelm von schlieben
    dunkirk/12,000/friedrich frisius
    guernsey adası/11,700/rudolf graf von schmettow
    jersey adası/11,600/rudolf graf von schmettow
    la rochelle/11,500/ernst schirlitz
    le havre/14,000/hermann-eberhard wildermuth
    le verdon-sur-mer/3,500/otto prahl
    lorient/25,000/wilhelm fahrmbacher
    ostend/60,000/erich julius mülbe, oberst
    royan/5,000/hans michahelles
    saint-malo/12,000/andreas von aulock
    st. nazaire/35,000/hans junck
    zeebrugge/14,000/knut eberding

    toplam mevcut: 411,000

    sonuç olarak, çok geniş toprakların savunulması darmadağın insan yığınlarına emanet edilmiş durumdaydı. manş kıyısında tümen başına 30 ila 50 km düşmekteydi. saint-nazaire'den bayonne'a kadar bütün kıyı şeridini sadece iki tümen tutmaktaydı. honfleur'den barfleur'e kadar uzanan kıyı boyunca üç tümen bulunmaktaydı. doğu cotentin'de tek bir tümen vardı ve 42 beton sığınak yapılması planlandığı halde yalnızca bir tanesi tamamlanabilmişti. ama tüm bunlara rağmen atlantik duvarı tek başına bir başarısızlık olarak nitelenemezdi. asıl başarısızlık ve zaaf alman hava kuvvetleri'nin artık hiçbir varlık gösteremez hale gelmiş olmasıydı. eğer batıda hava hakimiyeti müttefiklerin kontrolüne geçmiş olmasaydı, bu bölgede savaşın gidişatı çok farklı olabilirdi.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap