• hayatımda okudugum en iyi kitabın yani açlık'ın ve dünya nimetleri'nin norveçli yazarı.

    onbir yıl sonra gelen edit: baktım da, herkes "açlık romanını okurken daha bi yiyesim geldi buzdolabına saldırdım" minvalinde yorumlar yapmış.
    şaşırdım.
    ben açlık'ı okurken daha çok kusma ve öğürme isteği oluşuyordu. çünkü iştah açmanın yakınından bile geçmiyordu burada anlatılanlar. onca entryde kimse bahsetmemiş, ben anlatayım:

    ---spoiler---
    kitabın kahramanı çoğu zaman aç gezen, parasızlık dibe vurunca kaldığı bir göz odadan da atılan, geçim kaynağı yazdığı makaleler olan bir genç adamdır. yazı yazacak kağıdı ve kalemi bile zar zor bulmaktadır. o kadar açtır ki, kendi parmağından kendi kanını emerek hayatta kalmaya çalışır. o kadar açtır ki, sokakta bulduğu bir portakal kabuğunu kemirir, ve o kadar açtır ki, cebi para gördüğünde bir lokantada oturup keyifle sipariş ettiği et yemeğini midesi kabul etmez, kusar. kahramanımız okadar açtır ve fakat o kadar idealist ve gururludur ki, bir kasaba girer, (olmayan) köpekleri için birkaç kemik rica eder ve bir kuytuda o kemikleri kemirerek karnını doyurmaya çalışır.
    o kadar gururludur ki, aşık olduğu kızın karşısında bu sefaletinden utanır, tükürüğüyle pantolonunu ıslatıp rengi solmamış gibi göstermeye çalışır.

    açlık sınırının da ötesinde dolanmakta olduğu için, en sonunda canına tak eder, bir geminin mürettebatına yazılarak idealist yazar hayallerine veda eder...
    ---spoiler---
140 entry daha
hesabın var mı? giriş yap